Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
ESAS NO : 2017/1427
KARAR NO : 2018/985
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 20/06/2017
NUMARASI : 2017/2918 D.İş.E.- 2017/2918 D.İş.K.
TALEP : Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
KARAR TARİHİ : 22/06/2018
İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/06/2017 tarih 2017/2918 D.İş E. ve 2017/2918 D.İş K. sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti’nin 26/05/2017 Tarih 2017/İHK-1810 Karar sayılı dosyası kapsamında verilen karara karşı, davalı tarafça istinaf yoluna başvurulması üzerine, dosyanın Dairemize tevzi edilmesi sonucu, Dairemiz Heyetince yapılan müzakeresi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurusunda; 01.08.2011 tarihinde, müvekkillerinin desteği …’nün sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile meydana gelen tek taraflı trafik kazası neticesinde …’nün vefat ettiğini, müvekkillerinin vefat nedeniyle …nün desteğinden yoksun kaldıklarını belirterek, HMK’nın 107/2 maddesi uyarınca taleplerini artırım hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.100,00 Tl maddi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Başvuru sahipleri vekili talebini, 16/03/2017 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda ve tüm müvekkilleri yönünden toplam 167.333,54 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacılar talebini teminat dışı olduğunu, Genel Şartlar 6.A-d bendinde destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminat talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibini, sigortalının sorumluluk rsiki kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna gelen tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunun açıkça belirtildiğini, müteveffanın kendi kusuru ile vefat etmesi nedeniyle yakınlarının trafik sigortacısından talepte bulunamayacaklarını, murisin, müvekkili şirkete sigortalı aracın sürücüsü olup, davacıların ZMMS kapsamında 3.kişi konumunda kabullerinin mümkün olmadığını belirterek, başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; başvuran vekilinin ıslah edilen talebinin kabulüne, … için 126.428,81 TL,… için 25.331,45 TL, … için 5.310,02 TL, … için 10.267,26 TL olmak üzere toplamda 167.333,54 TL destek tazminatının 24.11.2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte …’nden alınarak başvuru sahiplerine ödenmesine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına, davalı … vekili tarafından itiraz edilmiş, İtiraz Hakem Heyeti tarafından yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; davalı … şirketinin itirazının reddine karar verilmiştir.
İtiraz Hakem Heyeti kararı, davalı vekilince istinaf edilmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Trafik Kanunu’nun 86/2 maddesi gereğince, davacılar murisinin kazada asli kusurlu olması sebebiyle, davacıların tazminat haklarının bulunmadığını, bu kapsamda davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, murisin, müvekkili şirkete sigortalı aracın sürücüsü olup, davacıların ZMMS kapsamında 3.kişi konumunda kabullerinin mümkün olmadığını, mirasçıların kazada vefat eden ağır kusurlu sürücünün külli halefleri olmaları sebebiyle hukuken 3.kişi kavramı içerisinde değerlendirilmelerinin de mümkün olmadığını, belirterek, İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan vefat nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
01.08.2011 tarihinde, davacı …’nün eşi, diğer davacılar … ve …’nün babaları …nün, kendisinin sevk ve idaresindeki …plaka sayılı araç ile meydana gelen tek taraflı trafik kazası neticesinde vefat ettiği, kaza tespit tutanağında, kazanın oluşumunda ….’nün araçların hızlarını, aracın yük ve teknik özellikleriyle, hava, yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak kuralını ihlal ettiğinin belirtildiği, davacı tarafça davalı … şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı ödenmesi talebi ile iş bu başvurunun yapıldığı anlaşılmaktadır.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 12. fıkrasında 5.000,00 TL’nin altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarının kesin olduğu, 5.000,00 TL. ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebileceği, 40.000,00 TL’nin üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar için temyize gidilebileceği belirtilmiştir.
Davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp, ayrı ayrı talep edilen ve karara bağlanan tazminat miktarları dikkate alındığında, davacılar…. yönünden verilen karar, 5684 sayılı Kanunu’nun 30/12. fıkrası uyarınca kesin niteliktedir. Bu nedenle davalı vekilinin, davacılar …yönünden yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 352. Maddesi uyarınca reddine karar verilmiş, istinaf incelemesi sadece davacı … yönünden yapılmıştır.
Davalı tarafça, Trafik Kanunu’nun 86/2 maddesi gereğince, davacılar murisinin kazada asli kusurlu olması sebebiyle, davacıların tazminat haklarının bulunmadığı ileri sürülerek, bu husus istinaf sebebi yapılmış ise de;
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar., 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. maddesinde, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar düzenlenmiş olup, araç sürücüsünün veya yakınlarının talepleri 92. madde kapsamında yer almamakla birlikte, uygulama ve yargı kararları ile sigortacının sorumluluğu kapsamında kabul edilmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatı, TBK.’nun 53/3. maddesinde, ölüm halinde uğranılan zararlar arasında gösterilmiştir.
Araç sürücüsü murisin, ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun, gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olduğundan, desteklerinin kusurunun olması davacıların hakkına, etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi mümkündür.
Davacıların uğradığı zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. (Yargıtay 17. HD. 2014/17669 E. 2017/919 K.) (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2013/17-1791 esas 2013/74 karar sayılı ilamları )
Dava konusu olayda, davacılar desteğinin, sevk ve idaresindeki araçla meydana gelen tek taraflı trafik kazası neticesinde vefat ettiği, davacılar, mirasçı olarak değil, zarar gören 3. kişi konumunda bulunduklarından, murisin kusurunun davacılara yansıtılamayacağı ve belirlenen tazminattan davalı … şirketinin sorumlu olduğu, kaza tarihi dikkate alındığında, İtiraz Hakem Heyeti’nce verilen kararın, usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmaktadır.
Bu nedenlerle, davalı vekilinin, davacılar …yönünden yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 352. Maddesi uyarınca reddine, davalı vekilinin, davacı … yönünden yapmış olduğu istinaf başvurusunun, HMK’nın 353/1(b)1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/06/2017 tarih 2017/2918 D.İş E. ve 2017/2918 D.İş K. sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti’nin 26/05/2017 Tarih 2017/İHK-1810 Karar sayılı kararına karşı, davalı vekilinin, davacılar … yönünden yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 352. maddesi uyarınca REDDİNE,
2-Davalı vekilinin, davacı … yönünden yapmış olduğu istinaf başvurusunun, HMK’nın 353/1(b)1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
3-6728 S.Y.nın 36. maddesi uyarınca, harç alınmasına yer olmadığına, davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının, karar kesinleştiğinde ve istem halinde yatırana, mahkemesince iadesine,
4-İstinaf başvurusu için davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin, kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacılar … yönünden 6100 Sayılı HMK.’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, davacı … yönünden, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde verilecek bir dilekçe ile Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/06/2018