Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1421 E. 2019/602 K. 18.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1421
KARAR NO : 2019/602
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 23/02/2017
NUMARASI : 2015/1109 Esas – 2017/206 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ: 18/04/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının kullandığı… plaka sayılı araca, … kullandığı davalı sigorta şirketine sigortalı bulunan … plaka sayılı motorlu aracın 30/06/2013 tarihinde çarpması sonucu oluşan trafik kazasında davacının aracında maddi hasar meydana geldiğini, davalı sigorta şirketine 08/04/2015 tarihinde başvurmalarına rağmen bir sonuç alamadıklarını, sigortalı aracın trafik kurallarına aykırı olarak tamamen kusurlu şekilde davacının aracına arkadan çarptığını, davacının aracında meydana gelen hasarın 30/08/2013 tairihli ekspertiz raporunda tamir, yol masrafları, fotoğraflar, yan masraflar dahil olmak üzere 3.697,04 Euro olarak tespit edildiğini, bu nedenlerle 3.697,04 Euro’nun ödeme günkü kur üzerinden TL karşılığının dava tarihinden itibaren hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın 30/06/2013 tarihinde meydana geldiğini, davanın ise 09/11/2015 tarihinde açıldığını, davada talep edilen tazminatların zamanaşımına uğradığını, davacının şirkete başvurusu üzerine düzenlenen ekspertiz raporunda hasarın miktarının toplam 2.497,60 TL olarak hesaplandığını ancak davacının yurtdışında yaptırdığı ekspertiz raporuna dayanarak davalı şirketten 3.697,04 Euro talep ettiğini, istenen bedelin fahiş olduğunu, kusur incelenmesi yapılması gerektiğini, davacıya tazminat ödenmesine karar verilmesi halinde ödenecek tazminata dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; davanın zamanaşımından reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafından istinaf ve yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilin kullandığı … plaka sayılı sigortalı olan … kullandığı … plaka sayılı aracın 30/06/2013 tarihinde çarpışması sonucu müvekkilin aracında hasar meydana geldiğini, davacı Almanya’da çalıştığından aracın Almanya’da tamir ettirildiğini, ekspertiz raporuna göre araçta 3.697,04 Euro tutarında hasar oluştuğunu, oluşan hasardan davalı sigortalı şirketinin sorumlu olduğunu, yerel mahkemece davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verildiğini, bu kararın hatalı olduğunu, dava zamanaşımı başlangıcının kazanın gerçekleştiği 30/06/2013 tarih olarak alındığını, oysa müvekkilinin kaza tarihinde sigorta şirketinin sorumlu olduğunu bilmediğini, müvekkilinin sigorta şirketinin sorumluluğunu öğrendiği ve akabinde zararın tazmini için şirkete ihtarda bulunduğu 23/02/2015 tarihinin zamanaşımı başlangıç tarihi olması gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Dava maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Karayolları Trafik Kanunu’nun 109.maddesine göre, motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.Somut uyuşmazlıkta İlk Derece Mahkemesince kazanın gerçekleştiği 30/06/2013 tarihinden davanın açıldığı 09/11/2015 tarihine kadar Karayolları Trafik Kanunu 109.maddesindeki 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili müvekkilinin sigorta şirketinin sorumlu olduğunu öğrendiği ve akabinde zararın tazmini için şirkete ihtarda bulunduğu 23/02/2015 tarihinden itibaren zamanaşımının başlaması gerektiğini belirtmişsede kaza tespit tutanağında … plakalı aracın sigorta poliçe bilgilerinde davalı sigorta şirketinin adının yazılı olduğu dikkate alındığında davalının sigorta şirketinin kaza tarihinde bilinmediği, sonradan öğrenildiği yönündeki bu iddiası maddi gerçeğe aykırı düşmektedir. Bunun dışında davacı tarafça zamanaşımını kesen ya da durduran hallerin bulunduğu da iddia ve ispat edilememiştir. Bu nedenlerle mahkemece davanın zamanaşımı dolduğundan bahisle reddine karar verilmesinde usul ve yasaya bir aykırılık bulunmadığından HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca, davacı vekilinin yerinde olmayan nedenlere dayanan istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasasına göre alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcının istinaf talep eden davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydına,3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, İstinaf gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.18/04/2019.