Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1405 E. 2019/176 K. 14.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1405
KARAR NO : 2019/176
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 19/04/2017
NUMARASI : 2014/1241 Esas – 2017/482 Karar
DAVA : Destekten Yoksun Kalma Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/02/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 22/07/2014 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında davacının imam nikahlı eşi ve desteği araç sürücüsü … vefat ettiğini, sürücünün tam kusurlu olduğunu, davacının destekten yoksun kaldığını, aracın ZMSS poliçesinin bulunmadığını iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması koşuluyla 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 15/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; gayri resmi nikahlı eşin destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyeceğini, KTK’nın 85/1. ve 95/1.maddeleri gereğince, tam kusurlu desteğin vefatı nedeniyle tazminat talep edilemeyeceğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, “Davanın kabulü ile; 96.692,88 TL’nin 15/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Davalı vekili bu karara karşı istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; gayri resmi nikahlı eşin destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyeceğini, belirlenen tazminattan hakkaniyet gereği bir miktar indirilmesi gerektiğini, olayda alacaklı-borçlu sıfatlarının birleştiğini, ticari faize hükmedilemeyeceğini iddia ederek, kararın bu yönlerden hatalı olduğunu belirtmiştir. Dava, TBK’nın 53.maddesi gereğince, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre, kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 22/07/2014 tarihinde, ZMSS poliçesi bulunmayan … plakalı aracın, davacının desteği sürücü … sevk ve idaresindeyken tek taraflı kazanın meydana geldiği, kaza sonucu davacının desteği araç sürücüsü … vefat ettiği, desteğin tam kusurlu olduğu, davacının bu olay nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebi ile iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır.İlk Derece Mahkemesince, aktüerya raporu ve davacının ıslah talebi dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Yukarıda da belirtildiği üzere, davalı taraf resmi nikahsız eşin, destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyeceğini, talep etse dahi tazminattan bir miktar hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini, olayda alacaklı borçlu sıfatlarının birleştiğini bu nedenle de tazminat talep edilemeyeceğini, ticari faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu iddia etmektedir. TBK’nın 53.maddesine göre, destekten yoksun kalma tazminatı, ölüm halinde, ölenin yakınlarının bu olay nedeniyle uğradıkları kayıplar, maddi zararlar arasında sayılmıştır. Ölen ile sağ kalan hak sahipleri arasındaki destek ilişkisi çeşitli türlerde ortaya çıkabilmektedir. Önemli olan husus, ölenin, yaşarken destek verdiği kişilerin, bu ölüm nedeniyle desteklik durumunun ortadan kalkması sonucu, destek alanların uğradıkları zararların meydana gelmiş olmasıdır. Başka bir deyişle, ölen ile sağ kalan kişiler arasındaki desteklik ilişkisinin her somut olay bakımından ayrı değerlendirilmesi ve tartışılması gerekmektedir. Davacının sosyal ve ekonomik durumunun tespiti amacıyla yapılan araştırma tutanağına göre, davacı ile vefat eden araç sürücüsü … resmi olarak boşanmalarına rağmen ortak bir hayatı paylaştıkları, davacı, vefat eden sürücü, müşterek çocuk ve vefat eden sürücünün annesinin aynı evde birlikte yaşadıkları, davacı ve birlikte yaşadığı kişilerin maddi ve manevi tüm ihtiyaçlarının vefat eden … tarafından karşılandığı tespit edilmiştir. Mahkemece dinlenen tanıklar da bu hususları teyit etmişlerdir. Buna göre, somut olay bakımından desteklik koşulları oluşmuştur. Dolayısıyla, davacının destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı doğmuştur. Mahkemece de, aktüerya raporu ile tespit ettirilen destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmiştir. Davacı ile desteğin resmi evli bulunmamaları hali, hakkaniyet indirimi yapılmasını gerektiren bir husus değildir.Davalı Güvence Hesabı tarafından yapılan ödemelerin rücu edilebilmesi, bir takım koşulların gerçekleşmesine bağlıdır. Davacı yönünden alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşip birleşmeyeceği, rücu için gerekli şartların oluşup oluşmadığı, davalının da davacıdan kesin talep edebileceği bir alacağının bulunup bulunmadığı hususları, ancak ileride talep edilmesi halinde rücu sırasında değerlendirilebilecektir. Karar tarihi itibarı ile Güvence Hesabı tarafından yapılmış bir ödeme de bulunmamaktadır. Bu durumda, alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleştiğinden söz edilemez.Davacının desteği sürücü … tek taraflı ve tam kusurlu olarak kaza yaptığı araç, ticari bir araç olduğundan, davacının ticari avans faizi talep etmesi ve Mahkemece de bu doğrultuda karar verilmesi yerindedir. Yukarıdaki açıklamalar dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/04/2017 tarih, 2014/1241 Esas – 2017/482 Karar sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 6.605,09 TL harçtan peşin alınan toplam 1.736,98 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.868,11 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-Davalı tarafından istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.14/02/2019