Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1404 E. 2019/275 K. 28.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1404
KARAR NO : 2019/275
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 28/02/2017
NUMARASI : 2014/731 Esas – 2017/194 Karar
DAVA : Alacak
KARAR TARİHİ: 28/02/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili cevap delikçesinde özetle, davalı Sigorta Şirketi nezdinde sigortalanan … Plaka sayılı aracın 16/06/2008 tarihinde meydana gelen trafik kazasına karıştığını, müvekkilinin murisleri araç sürücüsü … ve oğlu … hayatını kaybettiğini, davalı Sigorta Şirketi aleyhine İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/90 Esas sayılı dosyası ile destekten yoksun kalma tazminatı davası açıldığını ve dava neticesinde 120.637,00 TL tazminata hükmedildiğini, 10.000,00 TL tazminatın dava tarihinden, 110.637,00 TL tazminatın ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte ödenmesine karar verildiğini, müvekkilinin dava açılmadan evvel Sigorta şirketine 30/04/2010 tarihinde başvurduğunu, Sigorta Şirketinin 05/11/2012 tarihinde başvuruya olumsuz cevap verdiğini, Sigorta Şirketine başvuru tarihinde temerrütün gerçekleştiğini, bu nedenle destekten yoksun kalma tazminatının 10.000,00 TL için 30/04/2010 tarihinden dava tarihi olan 31/08/2012 tarihine kadar, 110.637,00 TL için 30/04/2010 tarihinden ıslah tarihi olan 17/02/2014 tarihine kadar işlemiş faiz alacağı için şimdilik 5.000,00 TL avans faizinin, 110.637,00 TL için 30/04/2010 tarihinden İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/90 Esas sayılı dosyasında ıslah tarihi olan 17/02/2014 tarihine kadar işlemiş faiz alacağı için şimdilik 5.000,00 TL avans faizi olmak üzere toplam 10.000,00 TL avans faizinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap delikçesinde özetle, İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/90 Esas sayılı dosyasıyla aynı kaza nedeniyle, aynı sebeple, aynı davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine dava açıldığını ve dava 2014/79 Karar sayılı kararı ile kesin hükümle sonuçlandığını, davacıya faizleri ile birlikte 120.637,00 TL ödeme yapıldığını, belirsiz alacak davasına itiraz ettiklerini, talep edilen tutarın belirlenebilir olduğunu, davaya konu aracın 2008-2009 yılları arasındami poliçe limitinin 100.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, talep edilen tutarın bu sınırın üzerinde olduğunu, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini, kesinleşmiş ilamdan önceki bir tarihten faize hükmedilemeyeceğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince “Davanın usulden reddine,” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava tarihi ile temerrüt tarihi arasında uzun bir süre geçtiğini, bu tarihler arasında işlemiş faiz alacağının kademeli, dönemsel olarak ancak uzman bilirkişi aracılığı ile hesaplanabileceğini, yerleşik Yargıtay kararlarına göre, işlemiş olan faiz alacağının zamanaşımı süresi içinde ve asıl alacak tahsil edilmemiş olmak kaydı ile her zaman ayrı bir dava ile istenebileceğini, davanın zamanaşımı süresi içinde açıldığını, Mahkemece yanlış değerlendirme yapılarak ana davanın dışında faiz alacağına ilişkin ek dava açılamayacağı yönünde karar verildiğini, dava konusu alacağın dava tarihi itibariyle belirsiz alacak olduğunu, bilirkişi incelemesi ile belirli hale geleceğini iddia ederek İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Dava, işlemiş faiz alacağı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, davalı Sigorta Şirketine sigortalı bulunan …. adına kayıtlı … plaka sayılı aracın, müteveffa … yönetiminde iken 16.06.2008 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının oğlu sürücü … ile eşi … vefat ettikleri, olay nedeniyle vefat edenlerin desteğinden mahrum kalan davacının destekten yoksun kalma tazminatı davasını İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/90 Esas sayılı dosyası ile açtığı, Mahkemenin 22/04/2014 tarih ve 2013/90 Esas 2014/79 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verdiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 23/02/2017 tarih, 2014/18336 E. ve 2017/1875 K. sayılı kararı ile onandığı anlaşılmaktadır.Eldeki davada belirsiz alacak davası açılarak Sigorta Şirketine başvuru tarihi ile ilk davada hükmedilen tazminatların faize başlangıç tarihleri arasındaki işlemiş temerrüt faizi için şimdilik 10.000,00 TL talep edilmektedir. HMK’nın 107/1. maddesine göre, “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.”Davanın belirsiz alacak davası türünde açılabilmesi için davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi gereklidir.Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde dava konusu edilen temerrüt faizinin, dayandığı asıl alacak miktarları, faiz başlangıç ve bitiş tarihleri ile talep edilen faiz türü belirlenmiş olduğuna göre, talep edilen işlemiş faiz alacağının belirsiz alacak değildir. Bu durumda İlk Derece Mahkemesince “… davacının belirsiz alacak davası olarak açmış olduğu davasındaki talep sonucu olan faiz alacağının, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/90 Esas, 2014/79 Karar sayılı dosya kapsamından belirlenebilir ve hesaplanabilir olması nedeniyle davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı, …” gerekçesiyle hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenle, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1-Davacı vekilinin istinafa konu İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy çokluğu ile karar verildi. 28/02/2019