Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1403 E. 2019/563 K. 18.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1403
KARAR NO : 2019/563
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 14/02/2017
NUMARASI : 2014/1411 Esas – 2017/152 Karar
DAVA : Destekten Yoksun Kalma Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/04/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 14/10/2014 tarihinde, sürücü … sevk ve idaresindeki… plakalı hususi otomobil ile Bitlis istikametinden Güroymak istikametine seyir halindeyken tek taraflı kaza yapması sonucu araçta yolcu olarak bulunan müvekkillerinin desteği … vefat ettiğini, aracın ZMSS poliçesinin bulunmadığını, müvekkillerinin, vefat edenin eşi ve çocukları olduğunu, bu kaza nedeniyle destekten yoksun kaldıklarını iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması koşuluyla her bir davacı için 1.000,00 ‘er TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın araç maliki ve sürücüsüne ihbar edilmesi, kusur durumunun tespit edilmesi gerektiğini, olayda müterafik kusur ve hatır taşıması olduğundan indirim yapılması ve tazminatın asgari ücrete göre hesaplanması gerektiğini belirtmiştir. İlk Derece Mahkemesince, “Davanın kabulü ile, davacı … için 175.494,30 TL, davacı … için 30.551,72 TL, davacı … için 19.935,65 TL, davacı … için 8.877,23 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak adı geçen davacılara verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müteveffanın kaza yapan araç içinde hatır yolcusu olarak bulunduğundan hatır taşıması indirimi yapılması ve müterafik kusur olduğundan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, kararın bu yönlerden usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355.maddesi gereğince, kamu düzeni ve istinaf sebepleriyle sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda:Dava, 5684 sayılı Kanun’un 14.maddesi gereğince, Güvence Hesabı kapsamında trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Dosya kapsamından 14/10/2014 tarihinde, ZMSS poliçesi bulunmayan ve dava dışı … sürücüsü ve müteveffa … ve eşi davacı …’ün de yolcu olarak bulunduğu araç ile Güroymak’tan Bitlis’e gittikleri, müteveffa … ile davacı eşi …’ü Bitlis Devlet Hastanesine bıraktığı, araç sürücüsünün ise Tatvan’a kendi işi için gittiği, dönüşte müteveffa ve eşini tekrar hastaneden alarak Güroymak’a birlikte dönerken aracın takla atarak, tek taraflı ölümlü kazanın meydana geldiği anlaşılmıştır. Davalı vekilinin birinci istinafı hatır taşıması indirimi yapılmadığına ilişkindir.TBK’nın 51.maddesinde ifade edilen ve hesaplanacak tazminattan indirim yapılmasını gerektiren hatır taşımasından söz edilebilmesi için, taşımanın sürücünün ya da işletenin yararına değil, taşınan yararına olduğunun ispat edilmesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta, bu husus davalı tarafça ispat edilemediği gibi yapılan yolcukta ZMSS’si bulunmayan araç sürücüsünün menfaati bulunmaktadır. Davalı vekili her ne kadar hatır taşıması indirimi yapılmadığını iddia etmiş ise de olayda hatır taşıması olmamasına rağmen 11/07/2016 tarihli aktüerya raporunda davacı eş … için 206.463,89 TL, davacı … için 35.943,21 TL, davacı … için 23.453,71 TL, davacı … için 10.443,81 TL destekten yoksun kalma tazminatı tespit edilmesine karşılık, davacılar vekilince verilen 19/07/2016 tarihli ıslah dilekçesinde bu miktarlara ayrı ayrı %15 oranında hatır taşıması indirimi uygulanarak, davacı … için 175.494,30 TL, davacı … için 30.551,72 TL, davacı … için 19.935,65 TL, davacı … için 8.877,23 TL talep edilmiş ve Mahkemece de bu miktarlar üzerinden karar verilmiştir. Başka bir deyişle, olayda hatır taşıması bulunmamasına rağmen %15 oranında hatır taşıması indirimi yapılarak davacılar lehine tazminata hükmedilmiştir. Dolayısıyla, davalı vekilinin hatır taşımasına yönelik istinaf iddia ve itirazı yerinde değildir. Davalı vekilinin ikinci istinafı müterafik kusur indirimi yapılmadığına ilişkindir. TBK’nın 52.maddesinde ifade edilen ve tazminattan indirim yapılmasını gerektiren müterafik kusurdan söz edilebilmesi için, zarar görenin, zarar doğuran fiile razı olması veya zararın doğmasında veya artmasında etkili olması yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırması hallerinin gerçekleşmesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta trafik kazası tespit tutanağına göre aracın şarampole yuvarlandığı, takla attığı ve müteveffanın araç altında kalarak vefat ettiği anlaşılmaktadır. Trafik kazası tespit tutanağına göre de müteveffanın zararı arttıran herhangi bir davranışı tespit edilememiştir. Yine davalı vekilinin, olayda müterafik kusur olduğuna ilişkin iddiası da soyut ifadelerden ibarettir. Somut olarak müterafik kusur olarak değerlendirilebilecek herhangi bir husus ispat edilememiştir. Dolayısıyla, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf iddia ve itirazı da yerinde değildir. Bu bağamda, HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasasına göre alınması gereken 16.043,21 TL istinaf karar harcından peşin alınan 4.011,00 TL’sinin mahsubuyla 12.032,21 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafın istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, davacı … yönünden HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak; Diğer davacılar yönünden HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 18/04/2019