Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1398 E. 2018/840 K. 01.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
ESAS NO : 2017/1398
KARAR NO : 2018/840
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 02/03/2017
NUMARASI : 2014/1352 E. 2017/129 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ : 01/06/2018
Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/03/2017 tarih, 2014/1352 E. ve 2017/129 K. Sayılı dosyası kapsamında verilen karara karşı, davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, dosyanın Dairemize tevzi edilmesi sonucu Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; 21/06/2009 tarihinde, sürücü …’in, …. plakalı araç ile tek taraflı kaza yaptığını ve iş bu kazada araçta yolcu olarak bulunan müvekkili …’in daimi olarak sakat kaldığını, … plakalı aracın dava dışı …’e ait olduğunu, davalı … şirketinin ise, bu aracı trafik sigortası ile sigortaladığını belirterek, 6100 sayılı HMK’nın 107. Maddesine göre belirlenecek maddi tazminatın, davalı … şirketinden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; dava öncesinde davacının müvekkili şirkete başvurusunun bulunmadığını, bu nedenle müvekkil şirket temerrüde düşmediği gibi dava açılmasına da sebebiyet vermediğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile, yaptırılacak olan zarar hesabında asgari ücretin esas alınması gerektiğini, maluliyete bağlı meslekte kazanma gücü kaybı oranının, Adli Tıp tarafından tespitinin gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, 1-Açılan davanın kabulü ile, 22.427,99 TL nin dava tarihi olan 03.12.2012 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesi ile; davaya konu kazada sigortalı aracın işleteninin …, sürücüsünün …, yaralanan davacının ise … olduğunu, davacı tarafça, işbu davaya konu kazada hatır taşıması olmadığı ispat edilmeden, mahkemece, hatır taşıması olmadığına yönelik hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, aksi ispatlanmadığından ve dava konusu olayda hatır taşıması bulunduğundan, Yerel Mahkemece bu husus gözetilerek, hatır taşıması nedeniyle tazminattan indirim yapılmadan hüküm kurulmasının usule ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının istinaf denetimi yapılarak, yeniden inceleme ve yargılama yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maluliyet nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı …, dava dışı eşi …’in sevk ve idaresindeki aracın karıştığı tek taraflı trafik kaza neticesinde yaralanarak, iş bu davayı açmıştır.
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığından, bu gibi taşımalarda TBKnun 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan sözedebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının sözkonusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söze dilemeyecektir.
Yukarıda da bahsedildiği gibi hatır için taşımanın söz konusu olabilmesi için, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, taşımak üzere araca aldığı yolcudan karşı edim alabilecekken, yolcunun hatırı için veya iyilik yapma düşüncesi ile karşı edimi almayıp yolcuyu bedelsiz taşıması gerekmektedir. Ancak yaralanan davacı ile davalı-şoför, karı-koca olduklarından, eşlerin birbirlerinden herhangi bir karşı edim almak gibi bir durumları söz konusu olamayacağı gibi, tersine eşlerin bir birlerine yardım görevleri bulunmaktadır.
Buna göre, eşler arasındaki zararlandırıcı olayda Borçlar Kanunu’nun 51. maddesinin uygulanmasına imkan bulunmadığından, hükmedilen tazminat miktarından hatır taşıması nedeniyle indirim yapılması mümkün olmayıp, mahkemece hükmedilen tazminattan hatır taşıması indirimi yapılmaması yerindedir.
Bu nedenle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1(b)1. Maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/03/2017 tarih, 2014/1352 E. 2017/129 K. sayılı kararına karşı, davalı tarafça yapılan istinaf başvurusunun, HMK.’nın 353/1(b)1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 1.532,05 TL harçtan, peşin alınan 384,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.148,05 TL istinaf karar harcının, davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça, istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin, kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, davacı lehine vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK.’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 01/06/2018