Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1387 E. 2018/849 K. 01.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUKDAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
ESAS NO : 2017/1387
KARAR NO : 2018/849
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 05/06/2017
NUMARASI : 2017/2661 D.İş E. 2017/2079 D.İş K.
(Itiraz Hakem Heyeti 19/05/2017 tarih 2017/İHK-1737)
TALEP : Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
KARAR TARİHİ : 01/06/2018
İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/06/2017 tarih 2017/2661 D.İş E. ve 2017/2079 D.İş K. sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti’nin 19/05/2017 tarih 2017/İHK-1737 Karar sayılı kararına karşı, davalı tarafça istinaf yoluna başvurulması üzerine, dosyanın Dairemize tevzi edilmesi sonucu, Dairemiz Heyetince yapılan müzakeresi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili, Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurusunda; 04.04.2016 tarihinde … plakalı kamyonet ile … plakalı araç arasında meydana gelen trafik kazası neticesinde müvekkillerinin murisi …nun vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde …’nun tam kusurlu bulunduğunu, vefat nedeniyle müvekkillerinin, …’nun desteğinden yoksun kaldıklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, şimdilik Eş … için 40.500,00 TL, çocukları … için 500,00 TL, … için de 500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 500,00 TL cenaze ve defin gideri olmak üzere toplam 42.000,00 TL tazminatın, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Başvuru sahipleri vekili talebini, müvekkili … için 174.715,05 TL, … için 53.964,90 TL, … için 40.882,50 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin gideri yönünden 1.500,00 TL olarak artırmıştır.
Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan aracın müvekkili şirket nezdinde ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, kazanın …nun asli ve tam kusuru ile meydana geldiğini, Karayolları Trafik Kanunu 92/c,g,h ve Trafik Sigortası Genel Şartlarının A.6.c ve d maddeleri uyarınca tazminat sorumluluklarının bulunmadığını, desteğin kendi kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile, asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması, defin giderlerinin gerçekten yapıldığının ispatlanması, yasal faiz işletilmesi ve aleyhlerine karar verilmesi halinde AAÜT’nde belirlenen tutarın 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek, talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; talebin tamamen kabulü ile; … için 174.715,05 TL, …için 53.964,90 TL ve… için 40.882,50 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile yine defin ve cenaze gideri olarak da 1.500,00 TL’nin 16.08.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte aleyhine başvuru yapılan … Sigorta Şirketi’nden alınarak başvuruculara ödenmesine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına, davalı sigorta vekili tarafından itiraz edilmiş, İtiraz Hakem Heyeti tarafından yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; davalı sigorta şirketinin itirazının reddine karar verilmiştir.
İtiraz Hakem Heyeti kararı, davalı vekilince istinaf edilmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacı varislerin, sigortalı araç sürücüsünün kendi kusurundan yararlanarak ZMM sigortacısı müvekkili şirketten tazminat talebinin poliçe teminatı kapsamına girmediğini, Karayolları Trafik Kanunu 92/c,g,h ve Trafik Sigortası Genel Şartlarının A.6.c ve d maddeleri uyarınca tazminat sorumluluklarının bulunmadığını, kazada araç sürücüsü desteğin asli ve tam kusurlu bulunduğunu, trafik sigortası poliçesinin, 3. kişilerin zararlarını karşılamakta olup, muris yakınlarının tazminat taleplerinin haksız olduğunu, davacılar lehine AAÜT’nde belirlenen tutarın 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir iken, tam vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasında eş ve babasını kaybeden davacıların, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasını temin eden davalı sigorta şirketinden, destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin giderinin tahsili istemine ilişkindir.
Sözkonusu kazanın meydana gelmesinde, müteveffa …’nun asli ve tam kusurlu olduğu hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar., 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. maddesinde, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar düzenlenmiş olup, araç sürücüsünün veya yakınlarının talepleri 92. madde kapsamında yer almamakla birlikte, uygulama ve yargı kararları ile sigortacının sorumluluğu kapsamında kabul edilmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatı, TBK.’nun 53/3. maddesinde, ölüm halinde uğranılan zararlar arasında gösterilmiştir.
Araç sürücüsü murisin, ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun, gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olduğundan, desteklerinin kusurunun olması davacıların hakkına, etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi mümkündür.
Davacıların uğradığı zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. (Yargıtay 17. HD. 2014/17669 E. 2017/919 K.) (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2013/17-1791 esas 2013/74 karar sayılı ilamları )
Dava konusu olayda, davacılar desteğinin, sevk ve idaresindeki araçla meydana gelen trafik kazası neticesinde vefat ettiği, davacılar, mirasçı olarak değil, zarar gören 3. kişi konumunda bulunduklarından, murisin kusurunun davacılara yansıtılamayacağı, belirlenen tazminattan davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı tarafça, Karayolları Trafik Kanunu 92/c,g,h ve Trafik Sigortası Genel Şartlarının A.6.c ve d maddeleri uyarınca, destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin, trafik sigortası teminatı dışında bırakıldığı ileri sürülerek, bu husus istinaf sebebi yapılmış ise de;
2918 sayılı yasa’nın 90. Maddesi, 6704 sayılı Yasa ile değişikliğinden önce, ” Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında, Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır” şeklinde olup, değişiklikten önce, tazminat hesabının Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca yapılacağı düzenlenmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 55. Maddesine göre, destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1451. Maddesine göre, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, sigorta sözleşmeleri hakkında Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.
2918 sayılı KTK’nın 95. Maddesine göre, sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ile, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri teminat dışında bırakılmış ise de, Genel Şartlar hükümlerinin, kanunlara ve yerleşik yargı kararlarına aykırı olamayacağı, 6704 sayılı yasa ile değişiklikten önce, Karayolları Trafik Kanunu’nda teminat dışı bırakılmayan bir hususun, Genel Şartlar ile teminat kapsamı dışına çıkartılmasının mümkün olmadığı, yasanın emredici hükümlerine aykırılık olması halinde, genel şartlara göre değil, yasanın emredici hükümlerine göre karar verilmesi gerekmektedir.
6704 sayılı yasa ile 2918 sayılı KTK’nın 92. Maddesinde değişiklik yapılmıştır. Yapılan bu değişiklik ile, teminatın kapsamına yönelik, genel şartlarda düzenlenen hükümler, uygulanabilir hale gelmiştir. Dolayısıyla, ancak bu tarihten sonraki olaylarda, genel şartlarda yer alan teminatın kapsamına ilişkin ilkelerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Kaza tarihi dikkate alındığında, İtiraz Hakem Heyeti’nce verilen kararın, usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmaktadır.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/17. maddesi “Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücreti, Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biridir” hükmü ile, talebin kısmen ya da tamamen reddi halinde, davacı aleyhine hükmedilecek vekalet ücreti yönünden düzenleme getirilmiş olup, davacı lehine hükmolunacak vekalet ücretinin, karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin “Tahkimde Ücret” başlıklı 16. maddesinde düzenlenen “Hakem önünde yapılan her türlü hukuki yardımlarda da, bu Tarife hükümleri uygulanır” hükmü göz önüne alınarak, AAÜT’nin 12. maddesi gereğince tam nispi vekalet ücreti olması gerekmektedir. Bu sebeple, İtiraz Hakem Heyeti’nce, AAÜT’nin 12. maddesi gereğince, davacılar lehine tam nispi vekalet ücreti belirlenmesinde, usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle, davalı tarafın istinaf başvurusunun, HMK’nın 353/1(b)1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/06/2017 tarih 2017/2661 D.İş E. ve 2017/2079 D.İş K. sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti’nin 19/05/2017 tarih 2017/İHK-1737 Karar sayılı kararına karşı, davalı tarafça yapılan istinaf başvurusunun, HMK’nın 353/1(b)1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-6728 S.Y.nın 36. maddesi uyarınca, harç alınmasına yer olmadığına, davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının, karar kesinleştiğinde ve istem halinde yatırana, mahkemesince iadesine,
3-İstinaf başvurusu için davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin, kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; davacı … yönünden HMK 362/1-a maddesi uyarınca kesin, diğer davacılar yönünden, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde verilecek bir dilekçe ile Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 01/06/2018