Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1384 E. 2019/55 K. 30.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1384
KARAR NO : 2019/55
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 22/06/2017
NUMARASI 2017/2925 D.İş Esas – 2017/2262 D.İş Karar
(İtiraz Hakem Heyeti’nin 29/09/2017 tarih 2017/İHK-1878 )
DAVA : Destekten Yoksun Kalma Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/01/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili başvuru dilekçesinde özetle; 19/06/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekilinin murisinin hayatını kaybettiğini, bu nedenle hesaplanacak olan destekten yoksun kalma tazminatından ileride artırılmak üzere şimdilik 40.001,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin talep edilen destekten yoksun kalma tazminati ile ilgili sorumluluğunun bulunmadığını, davacının miras bırakanı olan araç sürücüsünün kendi kusurundan yararlanılarak … sigortacısı olan müvekkilinden tazminat talebinin yeni tarihli Yargıtay kararlarına göre poliçe teminatı kapsamına girmediğini, 01/06/2015 tarihli trafik sigortası genel şartları gereğince, taleplerinin teminat dışında kaldığını, hem muris hem sürücünün sigortalı olduğunu, bu nedenle başvurunun KTK’nın 92/c maddesi ve Genel Şartların A.6.c ve A.6.d maddeleri gereğince reddi gerektiğini, kaza tutanağında doktor raporunun görünmekte olduğunu, alkol raporunun dosyaya alınmasının gerektiğini, kazanın iş kazası olup olmadığının araştırılması gerektiğini, TBK’nın 52.maddesi gereğince müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, başvuru sahibinin sözleşmenin tarafı olmadığı gibi sigortalı araçta ticari bir araç olmadığından avans faizi istenemeyeceğini, talebin kabulü anlamına gelmemek kaydıyla kurulacak hükümde, karşı vekalet ücretinin A.A.Ü.T’de belirlenen tutarın 1/5 oranında olması gerektiğini belirterek başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti, başvuru sahibinin talebinin reddine karar vermiştir. Bu karara karşı başvuru sahibi tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyeti, itirazın reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İtiraz Hakem Heyeti kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, destekten yoksun kalma tazminatının TBK’nın 53/3.maddesinde düzenlendiğini, desteğin mirasçıları için değil desteğinden yoksun kalanlar için söz konusu olup, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamını desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulmasını sağlamak amacını taşıdığını, sürücünün kendi kusuru ile ölmüş olmasının destekten yoksun kalanların üzerinde doğrudan bir zarar doğurduğunu, bu zararın gerek kanun gerek poliçe kapsamında teminat dışı bırakılmadığını, bu nedenle de desteğin kusuru ile ölmüş olmasının destekten yoksun kalanların hakkına engel olamayacağını, KTK’ya aykırı yönetmelikte yer alan tebliğ hükmündeki genel şart hükümlerinin uygulanmasının hukuka aykırı olacağını, 26/04/2016 tarihli torba yasa ile 2918 sayılı KTK’nın değiştirilen 90.maddesinin açıkça anayasaya aykırı olduğunu, alt norm hükmünde olan genel şartların üst norm (kanun)’a aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağını, iddia ederek İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre İtiraz Hakem Heyetince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, davalı şirkete 31/05/2016-31/05/2017 tarihleri arasında … poliçesi bulunan …. plakalı aracın, davacının miras bırakanı sürücü … sevk ve idaresindeyken, 19/06/2016 tarihinde tek taraflı kaza yapması sonucu,…. vefat ettiği, davacının bu vefat nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre, sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içerir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Yeni Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiş olup yeni Genel Şartların C.10. maddesi ile 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni Genel Şartların C.11. maddesine göre yeni genel şartlar, genel şartların yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların, yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır.Somut olayda, sürücü/desteğin sevk ve idaresindeki araç ile 19/06/2016 tarihinde kendi kusuru ile sebebiyet verdiği kazada öldüğü, poliçenin düzenlenme tarihinin de 31/05/2016 olduğu anlaşılmaktadır. Davalının sorumluluğunun kapsamı, davaya konu trafik kazasından ve poliçenin düzenleme tarihinden önce yürürlüğe giren (01/06/2015) Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’na göre belirlenecektir. Genel Şartların “Teminat Dışında Kalan Haller” başlıklı A.6. maddesi (d) bendinde: “destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” teminat kapsamı dışında bırakılmış olup, bu nedenle kendi kusuruyla ölümüne neden olan sürücünün (desteğin) tam kusuruna isabet eden destek tazminatı talebi ZMSS poliçe teminatı kapsamında değildir. Bu durumda davacının davalı zorunlu mali sorumluluk sigortacısından destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunmadığından, başvurunun reddine ilişkin UHH kararı ile bu karara itiraz üzerine İHH tarafından verilen itirazın reddi kararında usul ve yasaya bir aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,3-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,4- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,6- İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/01/2019.