Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1369 E. 2018/850 K. 01.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
ESAS NO : 2017/1369
KARAR NO : 2018/850
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : … 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 06/02/2017
NUMARASI : 2015/1162 E. 2017/46 K.
DAVA : Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
KARAR TARİHİ : 01/06/2018
İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/02/2017 tarih, 2015/1162 E. ve 2017/46 K. Sayılı dosyası kapsamında verilen karara karşı, davacılar tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, dosyanın Dairemize tevzi edilmesi sonucu, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde ; 18/05/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde müvekili …’ın eşi, … ve …’ın babası …’ın, zorunlu trafik sigorta poliçesi bulunmayan… plakalı traktörün sürücüsü konumunda iken vefat ettiğini, vefat nedeniyle müvekkillerinin muris …’ın desteğinden yoksun kaldıklarını belirterek. fazlaya ait alacak ile munzam zarardan doğan alacakları saklı kalmak kaydıyla, müteveffanın geride kalan eşi için şimdilik 3.000,00TL ve çocukları için şimdilik 1.000,00’er TL olmak üzere toplam 5.000,00TL destekten yoksun kalma tazminatının, temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu olayın trafik kazası niteliğinde olmadığını, olayın meydana geldiği yerin tarla olup, Karayolları Trafik Kanunu’nda belirtilen yol kavramı içerisine girmediğini, bu nedenle dava konusu olayda …na sorumluluk yüklenemeyeceğini, davacılara ödeme yapılması halinde alacaklı ve bonçlu sıfatlarının birleşeceğini, kusur ve zararın oluştuğunun ispatlanması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucunda; kazanın meydana geldiği yerin, karayolu sayılan yerlerden olmadığı, trafik kazası kapsamında değerlendirilemeyen kaza nedeniyle davalı … sorumlu tutulamayacağı gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekili, istinaf başvuru dilekçesi ile; dava konusu kazanın, trafiğe kapalı alanda meydana geldiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yargıtay içtihatları ile, tarla ve yayla yollarının da karayolu sayıldığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan, vefat nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
18/05/2012 tarihinde, davacılar murisi …’ın, tarlada kendisinin kullandığı traktörün takla atması ile meydana gelen trafik kazası neticesinde vefat ettiği, kazaya karışan traktörün ZMM sigorta poliçesi bulunmadığı belirtilerek, … aleyhine destekten yoksun kalma tazminatı talebi ile iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 2. maddesinde bu Kanunun, karayollarında uygulanacağı belirtilmiş, aynı maddenin (a) ve (b) fıkralarındaki durumlarda da uygulanabileceği öngörülmüş; karayolu tanımına girmediği halde genel trafiğin kullanımına açık olan yerler “karayolu gibi” kabul edilmiştir. Buna göre, karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerler ile, erişme kontrollü karayolunda ve para ödenerek yararlanılan karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımlarında da, bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı; bu haliyle, toplu trafiğin bulunduğu yerler ile karayoluyla bağlantısı olan yerlerin de bu kapsama alındığı belirtilmiştir. Anılan yasal düzenlemeler gereğince kamunun yararlandığı tüm yollar karayolu tanımı içindedir. Bu açıdan karayolunda taşıt trafiğine kamu yönetimince izin verilip verilmemesi önemli olmayıp fiilen bu amaçla kullanılması yeterlidir. Yine karayolu zemininin asfalt, beton, taş veya toprak olması arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır. Bu açıdan köy, orman, dağ, tarla ve yayla yolları da karayoludur.
Yukarıda yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere; Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanması için kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmeyip, karayolu ile bağlantısı olan, karayolu sayılan bir alanda meydana gelmesi halinde de karayolunda meydana gelmiş gibi kabul edilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi’nce, olay yeri genel krokisinden, kazanın tarlada meydana geldiği ve davaya konu trafik kazasının meydana geldiği yerin (tarlanın) etrafında dere ve tepelerin bulunduğu, karayolu ile hiçbir bağlantısı bulunmadığı kabulü ile davanın reddine karar verilmiş ise de; olay yeri genel krokisinde, tarlanın etrafında boşluk olarak gösterilen kısımlar bulunmakla, bu kısımlarda neler bulunduğu anlaşılamamaktadır. Dolayısıyla kroki, karar vermek için yeterli olmayıp, mahkemece eksik araştırma ile karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece, davaya konu edilen olayın gerçekleştiği yerin, Karayolları Trafik Kanunu kapsamında karayolu ya da karayolu sayılan yerlerden sayılıp sayılamayacağı, karayoluna bağlantısı olan yer olup olmadığı ve olayın trafik kazası kapsamında kalıp kalmadığının tespiti bakımından, kaza yerinin Hatay olduğu nazara alınarak, talimat yolu ile konusunda uzman bilirkişi refakatiyle olay yerinde keşif yapılarak, rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir.
Bu nedenle, HMK’nın 353/1(a)6. Maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacıların istinaf başvurularının KABULÜ ile, HMK’nın 353/1(a)6. Maddesi uyarınca, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/02/2017 tarih, 2015/1162 E. 2017/46 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için (Yukarıda belirtilen şekilde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere) İlk Derece Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından, yatırana iadesine,
4-Davacı tarafça istinaf başvurusu nedeniyle yapılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı, 27,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 112,00 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak, davacılara verilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK.’nın 353/1(a)6. maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 01/06/2018