Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1367 E. 2018/856 K. 01.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
ESAS NO : 2017/1367
KARAR NO : 2018/856
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 31/01/2017
NUMARASI : 2015/231 E. 2017/54 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 01/06/2018
İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/01/2017 tarih 2015/231 E. ve 2017/54 K. Sayılı dosyası kapsamında verilen karara karşı, davalı … Tic. Ltd. Şti. tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, dosyanın Dairemize tevzi edilmesi sonucu, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili …., 15/11/2014 tarihinde yaya geçidinden karşıdan karşıya geçmek üzereyden, davalılardan …. sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı aracın, müvekkiline çarptığını ve yaralanmasına sebep olduğunu, müvekkilinin bu kaza nedeniyle uzun süre tedavi gördüğünü ayrıca manevi zarara da uğradığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, 130,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 30.000,00 TL manevi tazminatın ise, araç maliki olan davalı şirket ile ve davalı …. yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Sigorta şirketi vekili, cevap dilekçesi ile; kazaya karışan …. plakalı aracın, müvekkili sigorta şirketi nezdinde … sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin, sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı sorumluluğunun bulunduğunu, öncelikle kusur ve zararın ispatının gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Ltd Şti vekili cevap dilekçesi ile; kaza sonrasında kazazedenin beyanlarına göre tanzim edilen kaza tespit tutanağı ile kusur tespiti yapılamayacağını, kazanın meydana gelmesinde, davacının da kusurlu olduğunu ve manevi tazminat talebinin fahiş bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı …, cevap dilekçesi ibraz etmemiştir. İlk Derece Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucunda; 1-Davacının maddi tazminat talepleri bakımından açtığı davadan feragat etmesi nedeni ile davanın reddine, 2-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 12.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 15/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan …. ve … Ticaret Limited Şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının fazlaya dair isteminin reddine karar verilmiştir.Davalı …. Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesi ile; mahkemece, yalnızca davalı sürücü açısından değerlendirme yapılmış olan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin hazırlamış olduğu raporları dikkate alması ve davalı … davaya konu kazada %100 oranında kusurlu olduğuna karar vermesinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, rapora esas alınan tespit tutanağı ve kaza krokisinin, davacının beyanları dikkate alınarak hazırlandığını, davacının kazada kusuru varsa bile bunu söylemesinin, makul bir beklenti olmayacağını, raporların eksik inceleme sonucunda hazırlanıp, gerçeği yansıtmadığını, davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde, davacının da kusurunun olduğunu, buna rağmen, yerel mahkemenin kararında ve Adli Tıp Kurumu raporlarında davacının kusursuz olarak kabul edilmesinin doğru olmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini, mahkeme, davacı lehine fahiş miktarda manevi tazminata hükmedildiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan, yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.15/11/2014 tarihinde, yaya geçidinden karşıdan karşıya geçmekte olan davacıya, davalı …. sürücüsü, davalı … Ltd. Şti’nin işleteni, davalı sigorta şirketinin zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu …. plaka sayılı aracın çarptığı, mahkemece alınan, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen 18/03/2016 ve 05/12/2016 tarihli bilirkişi raporu ve ek ek raporunda; kazanın meydana gelmesinde; davalı …. %100 oranında kusurlu olduğu, davacının kusurunun bulunmadığının belirtildiği, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/170017 sayılı soruşturma sayılı dosyasında, Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen 26/12/2014 tarihli raporda; davacının 2 adet vertebra kırığına neden olan yaralanmasının, kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olmadığı, basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı, şahısta saptanan kırıkların, müştereken hayat fonksiyonlarını ağır derecede (4) etkileyecek nitelikte olduğunun bildirildiği, yargılama sırasında, davacı vekili tarafından ibraz edilen 02/10/2015 tarihli dilekçe ile, maddi tazminat isteminden feragat edildiği görülmektedir.Davalı …. Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından mahkemece hükme esas alınan kusur durumu ve oranı istinaf sebebi olarak ileri sürülmüş ise de; gerek İstanbul 75. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından alınan 23/06/2015 tarihli kusur bilirkişi raporu, gerekse Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen 18/03/2016 tarihli rapor ve davalı şirketin itirazı üzerine alınan 05/12/2016 tarihli ek raporda; kazanın meydana gelmesinde; davalı …. %100 oranında/Tam kusurlu olduğu, davacının kusurunun bulunmadığının tespit edildiği, bilirkişi raporlarının, kazanın meydana geliş şekli ve dosya kapsamına uygun bulunduğu, dolayısıyla, kazanın meydana gelmesinde, davalının tam kusurlu olduğu kabulü ile karar verilmesi usul ve yasaya uygun olup, kusur tespitine ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, davacıda meydana gelen yaralanmanın niteliği, tarafların, dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları ile, yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; takdir edilen manevi tazminat miktarı yerindedir. Bu nedenlerle, davalı …Tic. Ltd. Şti.’nin istinaf başvurusunun, HMK’nın 353/1(b)1. Maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesİ’nin 31/01/2017 tarih, 2015/231 E. 2017/54 K. sayılı kararına karşı, davalı …. Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılan istinaf başvurusunun, HMK.’nın 353/1(b)1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 819,72 TL harçtan, peşin alınan 204,93 TL harcın mahsubu ile bakiye 614,79 TL istinaf karar harcının, davalı ….San. Tic. Ltd. Şti.’den tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Davalı ….San. Tic. Ltd. Şti. tarafından, istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin, kendisi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, davacı lehine vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK.’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 01/06/2018