Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1361 E. 2019/457 K. 22.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1361
KARAR NO : 2019/457
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 15/05/2017
NUMARASI : 2015/1124 Esas 2017/652 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 22/03/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacılardan …’ın eşi, …’ın annesi … 04/05/2015 tarihinde … plakalı aracı ile geçirdiği trafik kazası neticesinde 37 yaşında vefat ettiğini, müteveffanın ölümü ile eşi ve çocuğunun destekten yoksun kaldığını, müteveffanın kazadan önce Burdur Yeşilova Dereköy ortaokulunda müdür vekilliği görevi yaptığını ve aylık 3.263,71 TL kazanç elde ettiğini, …plakalı aracın davalı … nezdinde ZMMS sigortalı bulunduğunu belirterek davacı … için 1.000 TL, davacı . … için 1.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın müvekkil şirket nezdinde 211682269/0 no.lu Karayolları Motorlu Araçlar ZMSS Poliçesi ile 07/06/2014-07/06/2015 tarihleri arasında … adına sigortalı olduğunu, bu poliçedeki bedeni zarar teminatının sigortalının kusurlu olması halinde ve kusur oranı ile sınırlı olmak üzere kaza tarihi itibariyle kişi başına azami 250.000,00 TL olduğunu, manevi tazminat taleplerinin teminat kapsamı dışında olduğunu, …’ın dava konusu kazada müvekkil şirkete sigortalı aracın hem sürücüsü hem işleteni olup, kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğunun sabit olduğunu davacının taleplerini ZMSS poliçesi teminatı dışında olduğunun davacının taleplerinin ZMSS poliçesi teminatı dışında olduğunu, dava konusu olayda davacıların murisinin kullandığı araçta tam kusurlu olarak meydana gelen kaza sonucu ölümü nedeniyle davacıların talep ettikleri destekten yoksunluk tazminatına hükmedilmesinin mümkün olmadığını, davacı taleplerinin sigorta teminatı dışında bulunduğunu,14/05/2015 tarihinde 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan trafik poliçesi genel şartları ile bu hususun açıkça düzenlendiğini, destekten yoksun kalma tazminatı belirlenirken belirlenebilir bir ücret yoksa asgari ücretin baz alınmasının gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; davanın kabulüne, davacı … için 253.218,41 TL maddi tazminat bedeline, davacı . … için 36.781,59 TL maddi tazminat bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davayı asla kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacılara ayrılan destek payının oranı başka destek olunacak kişiler olup olmamasına göre değişeceğinden bu husus tespit edilmeksizin yapılan bilirkişi incelemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkeme kararının müteveffa …’ın anne ve babasının hayatta olup olmadıklarının alınacak nüfus kayıt örneği ile yerel mahkemece resen tespiti ile hayatta ise ayrılması gereken payların yapılacak hesaplamada dikkate alınması gerektiğini, dilekçe ekinde sundukları müteveffanın nüfus kayıt örneğinden görüleceği üzere anne ve babasının hayatta oldukları sabit olup anne ve babasına ayrılması gereken destek paylarının hesaplamaya dahil edilmesi gerektiğinden yerel mahkeme tarafından hususlar tespit edilmeksizin verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi incelemesinde müteveffanın anne ve babasının hayatta olup olmadıkları ve bu kişilere ayrılması gereken payların dikkate alınmadığı, bilirkişi raporu hazırlayan bilirkişinin hazineye kayıtlı aktüerya bilirkişi olmadığından yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Dava destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, davalı nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan…plakalı aracın, davacıların miras bırakanı sürücü …’ın sevk ve idaresindeyken, %100 kusurlu olarak 07/06/2014 tarihinde tek taraflı kaza yapması sonucu, …’ın vefat ettiği, davacıların bu vefat nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulundukları anlaşılmaktadır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 30/10/2018 tarih, 2015/18062 E. ve 2018/9833 K. sayılı kararında açıklandığı üzere “Dairemizce kabul görmüş pay esasına göre; çocuksuz durumda destek, desteğin gelirini eşi ile paylaşacağı varsayımına dayalı olarak, gelirden desteğin %50 ve eşin %50 pay alacağı kabul edilmektedir. Çocukların eş ile birlikte destek payı alacağı durumda ise desteğin gelirden eşi ile birlikte ikişer pay alırken çocuklara birer pay verileceği yine eş, çocuklar ile ana babanın pay alacağı durumlarda desteğe 2 pay eşe 2 pay çocukların her birine 1 pay ana ve babaya birer pay ayrılarak böylece gelirin tamamının dağıtılacağı esasına dayalıdır. Çocukların sayısı arttıkça hem desteğe ayrılan pay hem de eş ve çocuklar ile ana ve babaya ayrılacak paylar düşecektir. Çocukların destekten çıkması ile birlikte destekten çıkan çocuğun payları destek, eş ve diğer çocuklara dağıtılacak anne ve babaya verilmeyecektir. Böylece geriye kalan eş ve çocukların payları ile desteğin payı artacaktır. Bu pay esası Türk aile sistemine uygun düşmektedir. Çünkü Türk aile sisteminde desteğin geliri aile bireyleri tarafından birlikte paylaşılmakta, aile bireyleri arttıkça gelirden alınacak pay düşmekte, aile bireyi azaldıkça da gelirden alınacak pay yükselmektedir. Ana ve babadan birinin destekten çıkması ile payı diğerine aktarılacak, ana ve baba ile çocukların tamamının destekten çıkması durumunda ise yine çocuksuz eş gibi desteğe 2 pay eşe 2 pay esasına göre %50 desteğe %50 eşe pay verilerek varsayımsal olarak gelir paylaştırılarak tazminat bu ilkelere göre hesaplanmalıdır.”
Somut uyuşmazlıkta müteveffanın nüfus kaydına göre anne ve babası sağ olduğu halde İlk Derece Mahkemesince
hükme esas alınan bilirkişi raporunda, müteveffa …, davacı eş … ve müteveffanın çocuğu … için destek payı ayrılarak hesaplama yapıldığı, anne babaya pay ayrılmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda İlk Derece Mahkemesince Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamaları ile belirlenen pay esasına göre eş, çocuklar ile ana babanın pay alacağı durumlarda desteğe 2 pay, eşe 2 pay, çocukların her birine 1 pay, ana ve babaya birer pay ayrılarak davacı eş ve çocuğun talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminat miktarlarının belirlenmesi için aktüerya bilirkişisinden ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli ek rapor alınarak ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
Açıklanan gerekçeyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davalı vekilinin vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, yukarıda belirtilen istinafa konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yargılamanın devamı için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince istinaf talep eden tarafa iadesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/03/2019.