Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1346 E. 2019/53 K. 30.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1346
KARAR NO : 2019/53
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 16/05/2017
NUMARASI : 2014/45 Esas – 2017/505 Karar
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/01/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, davalı ……….. A.Ş.’ye …… sigortalı, ………… maliki olduğu ……….. plakalı aracın davalı …………. sevk ve idaresindeyken 07/05/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaya ………….. çarparak yaralanmasına neden olduğunu, davacı ……….. birçok operasyon geçirdiğini, kaza nedeniyle davacıların acı çektiklerini iddia ederek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla davacı ………… için geçici iş göremezlik tazminatı olarak 1.000,00 TL, sürekli iş göremezlik tazminatı olarak 3.500,00 TL ve bakıcı gideri için 500,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı ….. için 20.000,00 TL davacı baba ………için 20.000,00 TL ve davacı anne …………için 20.000,00 TL olmak üzere toplam 60.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ……… ve …… müştereken ve müteselsilen tahsiline ve davacılara ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ……… vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin düşük hızda seyrettiğini ancak çocuğun yola fırlaması nedeniyle çarpanın gerçekleştiğini, küçük yaştaki çocuğun sokakta tek başına bırakılmasının davacıların kusuru olduğunu, müvekkilinin olay nedeniyle üzüntü duyduğunu, kusursuz olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı ……… A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; ……….. plakalı araç için müvekkili şirket tarafından 03/08/2012-03/08/2013 tarihleri arasında geçerli ….. poliçesinin düzenlendiğini, poliçede kişi başı teminat limitinin 250.000,00 TL olduğunu, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilebileceğini, maluliyet oranını belirlenmesi için ATK’dan rapor alınması ve kusur oranının belirlenmesi gerektiğini belirtmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Feragat nedeni ile maddi tazminat talebinin reddine, davacı …….tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile;10.000,00TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren(07/05/2013) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ………. ve …. müştereken ve müteselsilen alıanarak davacı ……. verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı …….. tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile;3.000,00TL manevi tazminatın olay tarihinde itibaren (07/05/2013) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …. ve ……… müştereken ve müteselsilen alıanarak davacı …….. verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı ……tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 3.000,00TL manevi tazminatın olay tarihinde itibaren (07/05/2013) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ……. ve …………… müştereken ve müteselsilen alıanarak davacı ……….. verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiştir. Davacılar vekilinin istinaf talebi; Mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının tatmin etmekten uzak ve hakkaniyete aykırı olduğundan manevi tazminata ilişkin hükmün kaldırılması gerektiği, maddi tazminat taleplerinin feragat nedeniyle reddine karar verildiği halde sürücü davalı vekili lehine vekalet ücreti takdir edilmesinin hatalı olduğu yönlerine ilişkindir.Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 07/05/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı ……. A.Ş.’nin ….. sigortacısı, davalı …….. maliki ve davalı ……….. sürücüsü olduğu …… plakalı aracın, yaya …… çarparak yaralanmasına neden olduğu, kazanın oluşumunda sürücü …… %24, yaya çocuk ……. %75 oranında kusurlu olduğu, ……. bu kaza sonucu %10 oranında malul kaldığı anlaşılmaktadır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, ” Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. “TBK’nın 56/1. maddesi gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir.Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, bedensel zararlarda yaralanmanın mahiyeti, iyileşme süreci, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.Bu açıklamalar çerçevesinde, kazanın oluş şekli, olayın meydana gelmesindeki kusur oranları, davacı ………….. yaralanmasının mahiyeti, iyileşme süreci ve maluliyet oranı ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları birlikte değerlendirildiğinde, İlk Derece Mahkemesince hükmedilen manevi tazminatın makul olduğu kanısına varılmıştır. Başka bir deyişle, davacılar vekilinin, manevi tazminat miktarının yetersiz olduğu yönündeki istinaf, iddia ve itirazı yerinde değildir.Davacılar vekilinin diğer istinafı maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine karar verildiği halde sürücü davalı vekili lehine vekalet ücreti hükmedilmesine ilişkindir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 6. maddesinde “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. Bu madde yargı mercileri tarafından hesaplanan akdi avukatlık ücreti sözleşmelerinde uygulanmaz.” hükmü bulunmaktadır. Somut olayda davacılar vekili ön inceleme aşaması geçtikten sonra 16/05/2017 tarihli duruşmada davalı sigorta şirketi ile anlaştıklarından maddi tazminat taleplerinden feragat ettiklerini beyan etmiş, mahkemece maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Bu durumda davalılar vekalet ücreti talepleri bulunmadığını beyan etmediğine göre Mahkemece karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 6. maddesi gereğince davalı sürücü ………. vekili lehine vekalet ücreti verilmesinde usul ve yasaya herhangi bir aykırılık yoktur. Bu nedenlerle; HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacılar vekilinin İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/05/2017 tarih, 2014/45 Esas – 2017/505 Karar sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasasına göre alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından peşin alınan 31,40 TL’sinin mahsubuyla 13,00 TL harcın davacılardan müteselsilen tahsiliyle Hazineye gelir kaydına, 3-Davacıların istinaf başvuruları nedeniyle yaptıkları yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5- İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/01/2019