Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1345 E. 2018/1795 K. 21.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1345
KARAR NO : 2018/1795
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 09/03/2017
NUMARASI : 2015/650 Esas – 2017/251 Karar
DAVA : Araç Hasar ve Değer Kaybı Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/12/2018
İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/03/2017 tarih 2015/650 Esas – 2017/251 Karar sayılı dosyası kapsamında verilen karara karşı, istinaf yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, ” …” markası altında uzun süreli filo araç kiralama işi ile iştigal ettiğini, davalı …’a ait ve davalı …’ın sevk ve idaresindeki …plakalı aracın, 29/05/2014 tarihinde müvekkili şirkete ait ve seyir halinde bulunan…plakalı araca %100 kusurlu olarak çarpması sonucu, müvekkiline ait aracın hasara uğradığını, kaza neticesinde müvekkiline ait araçta 26.772,30 TL hasar ve 3.000,00 TL’lik değer kaybı 679,12 TL kira gelir kaybı oluştuğunu bu nedenlerle toplam 29.772,30 TL hasar ve değer kaybı tazminatının davalılar … ve …’dan kaza tarihinden itibaren, davalı …den ise dava tarihinden itibaren işleyecek Merkez Bankası avans faiz oranı ile birlikte müştereken ve müteselsilen, 679,12 TL kira gelir kaybı zararının davalılar … ve …’dan kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekili şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve sigorta poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, sigortalının kusurlu olduğu düşünülse bile, davacının ancak gerçek zararı talep etme hakkının olduğunu, bunun belirlenmesi gerektiğini, davacının avans faiz talebinin haksız olduğunu iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın, trafiğin yoğun olmadığı bir saatte müvekkilinin takip mesafesine uyduğu halde, karşı araç sürücüsünün ani ve beklenmedik duruşu sebebiyle meydana geldiğini, trafik kazası tespit tutanağını kabul etmediklerini iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; ” Davanın kısmen kabulü ile, davacının hasar, değer kaybı ve kazanç kaybı bedeli yönünden talebi açısından 30.422,30 TL tazminat miktarının davalılar … ve …’dan dayanışmalı olarak alınarak davacıya verilmesine, kazanç kaybı dışında belirlenen tazminat miktarı olan 29.772,30 TL açısından her 3 davalının dayanışmalı olarak bu miktar üzerinden sorumlulukları doğrultusunda davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine ” karar verilmiştir.
Davalı …vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin sorumluluğunun, maddi zararlarda araç başına azami 26.800,00 TL ile sınırlı olduğunu ancak Mahkemece 29.772,30 TL üzerinden karar verildiğini, karara dayanak yapılan bilirkişi raporunun titiz bir çalışma sonucu hazırlanmadığını, bilirkişi raporunda aracın rayiç değerinin 40.000,00 Tl olarak belirlendiğini, araç üzerinde oluşan zararın ise 26.772,30 TL ( KDV dahil = 31.591,31 TL ) belirlendiğini, araçtaki değer kaybının ise 3.000,00 TL olarak belirlendiğini, yani toplamda zararın 34.591,31 TL olarak hesaplandığını, uyuşmazlık konusu aracın güncel değerinin 40.000,00 TL olduğu göz önüne alındığında, aracın onarımının ekonomik olmadığının ” uzman olmayan bir kişi” tarafından dahi anlaşılabileceğini, aracın onarımının ekonomik olup olmayacağı yönünden bir araştırma yapılmadığını, rapor alınmadığını, uyuşmazlık konusu aracın onarılıp onarılmadığının davacıdan sorulması, onarılmış ise onarım faturasının istenilmesi, onarılmadan satılmış ise de, satış sözleşmesinin ve satış faturasının istenmesi yargılama aşamasında taraflarınca talep edilmesine rağmen, mahkemece bu konuda araştırma yapılmadığını, kusur durumuna ilişkin yaptıkları itirazların dikkate alınmadığını, teminat limitinin üzerinde bir bedel için müvekkili şirketin sorumlu tutulduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlerden usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia etmiştir. Dava ve uyuşmazlık, ZMSS poliçesi kapsamında trafik kazasından kaynaklanan araç hasar, değer ve kazanç kaybı tazminatı istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre istinaf nedenleri ve kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın yasaya ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.
İlk Derece Mahkemesince karara dayanak yapılan 21/11/2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda, davalı …nezdinde ZMSS sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan, maliki davalı … ve sürücüsü … olan …plakalı araç ile davacı tarafça işletilen … plakalı aracın karıştığı kazada davalı …’ın %100 tam kusurlu olduğu, davacı araç sürücüsü …’un kusursuz olduğu kaza sonucu … plakalı araçta meydana gelen hasar bedelinin 26.772,30 TL, değer kaybının 3.000,00 TL, araçtaki toplam zararın 29.772,30 TL olduğu, kazanç kaybının ise 650,00 TL olduğu, aracın kaza tarihi olan 29/05/2014 tarihi itibariyle hasarsız muadillerine göre piyasa rayiç değerinin 40.000,00 TL, hasarlı muadillerine göre 37.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi heyetinin kusura ilişkin görüş ve tespitlerinin, trafik kazası tespit tutanağındaki tespitlere olayın oluşuna, usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır. Ancak aracın pert total değerlendirmesi, tamirinin ekonomik olup olmadığı yönünden herhangi bir araştırma ve tespit yapılmamıştır. Ayrıca bilirkişi raporundaki maddi zarara ilişkin tespitler davacı tarafça ibraz edilen ekspertiz raporuna dayanılarak hazırlanmıştır. Başka bir deyişle, … plakalı aracın, ekspertiz raporunda belirtildiği şekilde onarılıp onarılmadığı, dosya kapsamından anlaşılamamıştır. Dolayısıyla, bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli olmadığından ve eksik inceleme sonucu karar verildiğinden, İlk Derece Mahkemesi’nin kararı bu yönüyle usul ve yasaya aykırılık teşkil etmektedir.
Bu durumda, İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken, … plakalı aracın onarımına ilişkin fatura, bilgi ve belgelerin ibrazı için, davacı tarafa kesin süre verilmesi, onarıma ilişkin fatura, bilgi ve belgelerin ibrazı halinde bilirkişi heyetinden, öncelikle sigortalı aracın riziko tarihi itibariyle gerçek değerinin ve kaza nedeniyle araçta meydana gelen gerçek maddi zararın tespit edilmesi, aracın onarımının ekonomik olup olmadığı ve hurdaya ayrılmasının gerekip gerekmediğinin ve aracın onarımının ekonomik olup olmadığının belirlenmesi yönünden rapor alınarak, Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 27/09/2017 tarihli ve 2016/16266 Esas – 2017/8264 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi, tarafların iddia, savunma ve delilleri değerlendirilerek bir karar verilmesidir.
Bu nedenle; HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, davalı …vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı …vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/03/2017 tarih, 2015/650 Esas – 2017/251 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-İstinaf talep eden davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf talep eden davalı …tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1(a)6. maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.21/12/2018.