Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1336 E. 2019/3368 K. 18.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1336
KARAR NO : 2019/3368
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 13/04/2017
NUMARASI : 2014/419 Esas – 2017/263Karar
DAVA : Destekten Yoksun Kalma Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/12/2012
BİRLEŞEN İSTANBUL 31.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2013/241 E. – 2014/11 K. sayılı dosyası
DAVA : Destekten Yoksun Kalma Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/09/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 29/06/2012 tarihinde … plakalı aracın sebep olduğu kazada araç içinde yolcu olan muris … vefat ettiğini, kaza tarihinde tramer kayıtlarına göre aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının bulunmadığını, müvekkilinin kızı olan murisin desteğinden yoksun kaldığını belirterek 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 30/10/2012 tarihinden itibaren ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza tarihi itibariyle ZMM poliçe limitinin 225.000 TL olduğunu,, müvekkilinin aracın kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olacağını, olayda hatır taşımasının araştırılarak müterafık kusur oranında indirim yapılması gerektiğini, temerrüde düşmeyen müvekkili yönünden yargılama gideri vekalet ücreti yüklenmeden karar verilmemesi gerektiğini belirterek haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davacı vekili birleşen davada vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; 29/06/2012 tarihinde … plakalı aracın sebep olduğu kazada araç içinde yolcu olan muris … vefat ettiğini, kaza tarihinde tramer kayıtlarına göre aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının bulunmadığını, davacı eş … ile çocuk … murisin desteğinden yoksun kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere her bir davacı için 500,00 er TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 30/10/2012 tarihinden itibaren ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili birleşen davada vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; kaza tarihi itibariyle ZMM poliçe limitinin 225.000 TL olduğunu, müvekkilinin aracın kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olacağını, açılan davada alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleştiğini bu nedenle muris tam kusurlu olduğundan davacılara rücu sonucu doğacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince, “Mahkememiz dosyasındaki asıl davada davacı … talebinin kısmen kabulü ile 6.342,28 TL destekten yoksun kalma tazminatının 23/10/2012 den itibaren yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine fazlaya dair istemin reddine, mahkememiz dosyası ile birleşen İstanbul 31 ATM nin 2013/241 -2014/11 sayılı dosyasında davanın kabulü ile Davacı … için 80.141,92 TL , davacı … için 7.246,28 TL destekten yoksun kalma tazminatının 23/10/2012 den itibaren yasal faizi ile davalıdan alınıp davacılara verilmesine” karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Boşanmış eşin destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyeceğini, boşanmalarına rağmen imam nikahlı olarak birlikte yaşadıklarının kabulünün mümkün olmadığını, boşanmış kimselerin birbirlerinin ölümleri halinde gayri resmi nikahlı olduklarını ileri sürerek ölenin desteğinden yoksun kalma tazminatı talep edemeyeceğini, davacı … yönünden destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken AYİM tablosu baz alınarak yaşı doğrultusunda indirim uygulanması gerektiğini, davaların birleşmesi üzerine yerel mahkemece alınan 02.02.2015 tarihli bilirkişi ek raporunda davacı … yönünden yapılan tazminat hesabında davacının yeniden evlenme ihtimali oranının yanlış tespit edildiğini, Yerleşik yargı kararlarına göre, resmi evliliğin bulunmaması halinde hesaplanan destek tazminatından hakkaniyete uygun bir indirim yapılması gerektirdiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, davacı ve birleşen dosya davacılarının murisinin yolcu olarak bulunduğu motosikletin karıştığı 29/06/2012 tarihinde meydana gelen kazada yolcu olan muris … vefat ettiği ve motosikletin ZMMS sigortasının bulunmadığı, davacı … cezaevinde hükümlü olduğu, davacılar ve muris … gösterir nüfus kayıtlarına göre; davacı … murisin annesi olduğu, … murisin … olan çocuğu ( tek mirasçısı ) olduğu, … murisin 08/02/2008 tarihinde boşandığı eşi olduğu anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince aldırılan kusur bilirkişisi raporuna göre, kazada ölen … yolcu olarak bulunduğu motosiklette yaralandığı bölgeye göre kask takmadığı ve %15 müterafik kusurlu olduğu, motosiklet sürücüsü … %70, diğer araç sürücüsü … ise %15 kusur oranlarının ve buna göre hesaplanan aktüer bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuştur. Dairemiz Heyetince, HMK’nın 356.maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun duruşmalı olarak incelenmesine karar verilerek istinaf itirazlarının değerlendirmek üzere bilirkişi raporu alınmıştır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 15/09/2009 tarih, 2009/2960 E. ve 2009/5414 K. sayılı kararında; Destekten yoksun kalma tazminatı istemi için resmi bir evlilik bağı ile bağlı olunması gerekmediği gibi mirasçı olunmasına da gerek yoktur. Önemli olan, düzenli ve eylemli bir birliktelik ve destek ihtiyacının kanıtlanmasıdır. Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 412 K. sayılı kararında “BK.nun 45. maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır, sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.” denmiştir.Somut uyuşmazlıkta; Birleşen dosya davacısı … kaza nedeniyle vefat eden yolcu … ile 08/02/2008 tarihinde boşanmıştır. Nazilli Sulh Hukuk Mahkemesinin 06/12/2012 tarih ve 2012/447 Esas – 2012/1766 Karar sayılı kararı ile vesayet alına alınan davacı … tahliye tarihi 13/11/2030 tarihidir. Tazminatın dayandığı trafik kazasının gerçekleştiği 29/06/2012 tarihinde de davacı … cezaevinde hükümlü olduğundan müteveffa ile bir arada yaşamaları fiili olarak olanaklı değildir. Davacı imam nikahla birlikte yaşama ve desteklik durumunu ispat bakımından sadece tanık deliline dayanmış, başkaca delil göstermemiştir. Davacının kardeşi ile yakını olan tanıklar verdikleri beyanlarında, davacı … ile müteveffa … imam nikahlı olarak bir arada yaşadıklarını bildirmiş iseler de eşlerin boşanarak imam nikahı ile birlikte yaşamalarında müteveffa kadın açısından hukuki yarar olmadığı gibi davacı …”nin müteveffanın ölüm tarihi ve öncesinde cezaevinde hükümlü olması karşısında maddi ve manevi yönden desteklik durumunun nasıl gerçekleştiği de somut delillerle (müteveffanın davacı … ne kadar sıklıkla ziyarete gittiği, maddi destek verip vermediği, cezaevi dışında olan iş ve işlemlerini takip edip etmediği vs.gibi) ispat edilememiştir. Dosya da bulunan fotoğraflarda davalı vekili tarafından değil tanıklar tarafından sunulmuş olup tanıkların sunduğu fotoğrafların delil olarak kabulü de mümkün değildir. Başka delil ile desteklenmeyen tanık beyanları düzenli ve eylemli bir birliktelik ve destek ihtiyacını ispata yeterli değildir. Bu nedenle davacı … boşanma kararına rağmen düzenli ve eylemli desteklik ilişkisinin devam etmediğinin kabulü ile koşulları oluşmadığından davanın reddine karar vermek gerekirken kabul edilmesi doğru olmamıştır ( Aynı yönde emsal Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2017/2626 Esas – 11070 Karar sayılı ilamı). Açıklanan nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacı Ali Yılmaz yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;A-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince KABULÜ ile istinafa konu İlk Derece Mahkemesi kararının birleşen davada davacı … bakımından kaldırılarak ESAS HAKKINDA YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,Buna göre:1-Asıl davada davacı …’ nın talebinin kısmen kabulü ile 6.342,28 TL destekten yoksun kalma tazminatının 23/10/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine,2-Birleşen İstanbul 31. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/241 Esas ve 2014/11 Karar sayılı dosyasında ;a-Davacı … davasının kabulü ile 7.246,28 TL destekten yoksun kalma tazminatının 23/10/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine, b-Davacı … davası sübut bulmadığından reddine, 3-Asıl dava olan İstanbul 6.ATM’nin 2013/419 E. dosyasında; a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince; peşin yatırılan 108,6 TL karar harcının mahsubuna eksik 324,64 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,b-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 1.980,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, c-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğindenkarar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 1.980,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, d-Davacı tarafından yapılan 1.220,05 TL ( başvurma harcı, peşin harç, bilirkişi ücreti, tebligat gideri, müzekkere gideri, posta gideri) yargılama giderinden kabul oranına göre 732,00 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, e- HMK nun 333. maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan 488,00 TL’nin hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine, 4-Birleşen İstanbul 31.ATM’nin 2013/241 E. sayılı dosyasında; a- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 539,65 TL ilam harcından peşin yatırılan 320,30 TL karar harcının mahsubuna eksik 219,35 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, b-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 1.980,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı … verilmesine, c- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı … reddedilen tazminat davası miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 9.161,36 TL vekalet ücretinin davacı … alınarak davalıya verilmesine, d- Davacı … tarafından yapılan 2.150,03 TL ( başvurma harcı, peşin harç, bilirkişi ücreti,tebligat gideri, müzekkere gideri, posta gideri) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,e- Yatırılan gider avansından geriye kalan olmadığından karar verilmesine yer olmadığına,B-İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN;1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harçları ile fazladan yatırılan 85,70 TL istinaf başvuru harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-İstinaf aşamasında davalı tarafından harcanan 79,90 TL posta ve tebligat gideri ile ve bilirkişi ücreti 250,00 TL toplamından oluşan 329,90 TL yargılama gideri ile 85,70 TL istinaf başvuru harcının davacı … alınarak davalıya verilmesine,3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacı … alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/09/2019