Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1308 E. 2018/823 K. 24.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
ESAS NO : 2017/1308
KARAR NO : 2018/823
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 11/04/2017
NUMARASI : 2015/257 E. 2017/267 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Kasko Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 24/05/2018
İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/04/2017 tarih 2015/257 E. ve 2017/267 K. Sayılı dosyası kapsamında verilen karara karşı, davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, dosyanın Dairemize tevzi edilmesi sonucu Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde; davalı sigorta şirketine kasko sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı müvekkili şirkete ait aracın, 19/07/2014 tarihinde, sürücü ….’ın sevk ve idaresinde iken meydana gelen trafik kazası neticesinde hasarlandığını, kazanın ardından, müvekkili şirkete ait araç sürücüsü ve kazaya karışan diğer araç sürücülerinin uzun süre trafik polislerinin olay yerine gelmesini beklediklerini, müvekkili şirkete ait araç sürücüsünün, önceden kalp rahatsızlığı bulunması ve sağlık sorunları sebebiyle ilaçlarını almak üzere olay yerinden ayrılmak zorunda kaldığını, sürücü kaza yerinden ayrıldıktan sonra trafik polislerinin gelip, sürücünün gıyabında trafik kaza tespit tutanağı tanzim ettiklerini, davalı sigorta şirketi tarafından, aracın tamir masrafının teminat dışı olduğu gerekçesi ile ödeme yapılmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.275,00 TL maddi tazminatın, hasarın reddedildiği 23/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli oduğunu, dava dışı araç sürücüsü …’ın kaza mahallini terk ettiğini, ekspertiz raporunda kaza hakkında olumsuz kanaat bildirildiğinden ödeme yapılmadığını, davacı şirket sürücüsünün alkollü olması nedeniyle olay yerinden kaçarak, kimliğinin tespit edilmesini önlediğini, kaza sırasında aracın sürücüsünün kim olduğunun belli olmadığını, sürücünün ehliyetsiz, alkollü ve poliçe teminatı dışında kalan bir haldi olabileceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucunda; Davanın Kabulü İle, 10.275,00 TL maddi tazminatın 23/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesi ile; Sigortalı aracın sürücüsü dava dışı İsmet Bulak’ın, kaza sonrasında olay mahallini terk ettiğini, dava dilekçesinde kalp ve şeker ilaçlarını almak üzere olay yerini terk etmesi gerektiğini ifade edildiğini, müvekkili şirket ile davacı şirket arasındaki kasko sigorta poliçesinde, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek amacıyla kaza yerinden ayrılması halinin teminat dışı olduğunun yazılı bulunduğunu, Kasko Genel Şartları A.5.10 maddesine göre, sigortalı aracın sürücüsü dava dışı …..’ın olay yerini terk etme gerekçesinin “zorunlu haller” den olmadığını, ayrıca dava dışı …ın beyanından, sigortalı aracın sürücüsü dava dışı …’ın alkollü olduğu ve bu nedenle olay yerini terk ettiğinin anlaşıldığını, Yerel Mahkemece, davacıya ait araç sürücüsünün, kalp ve şeker hastası olduğunun tespit edildiğini, ancak sürücünün kaza nedeniyle tedavi olmak üzere kaza mahallini terk ettiğinin tespit edilemediğini, sürücünün kaza mahallini tedavi amaçlı terk edip etmediği araştırılmadan karar verildiğini, kararın, bu nedenle hukuka aykırı olduğunu, dava dışı sürücü …’ın ifadesinden de anlaşıldığı üzere, dava dışı…’ın, alkollü olduğunu gizlemek maksadıyla olay yerinden ayrıldığını, sürücünün hasta olmasının, kaza mahallini terk etmesine gerekçe olamayacağını, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan, sigortalı araçta meydana gelen hasarın, kasko sigortacısından tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kaskolu araç sürücüsünün kazadan sonra olay yerini terk etmesinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı ve kaza yerinin terki nedeniyle kazada oluşan hasarın poliçe teminatı kapsamında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Kasko Sigorta Genel Şartlarının A/1 maddesine göre, gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketle bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3.kişilerin kötüniyet ve muziplikle yaptıkları hareketler ile aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminatı kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan TTK’nun 1409.maddesi uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra, oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından ispatlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin, Kasko Genel Şartlarının A.5.maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
Sigortalı, Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.1.5.maddesi ve TTK’nun 1446.maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu, sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle ispatlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer. Ancak sigortacının rizikonun ihbar edilenden farklı şekilde oluştuğunu ve bu oluş şeklinin sigorta teminatı dışında kaldığını soyut iddialarla değil somut delillerle ispatlaması gerekmektedir.
Olay tarihinde geçerli olan KSGŞ’nın A.5.10. maddesinde, “zorunlu haller (tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma vb) hariç olmak üzere, bu maddenin 5.4 ve 5.5 nolu bendlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılma” zararın teminat dışı olmasına yol açacaktır.
Dava konusu uyuşmazlıkta, trafik kaza tespit tutanağında, … plakalı araç sürücüsünün tespit edilemediği belirtilmiş ise de, davacı şirkete ait araç sürücüsü … tarafından, davalı sigorta şirketine ibraz edildiği anlaşılan 24/07/2014 tarihli dilekçede, olay yerinden gittiğini, ertesi gün Jandarma Karakolu’na giderek, olayı onayladığını ve zaptı aldığını beyan ettiği, yine davalı sigorta şirketince alınan araştırma raporuna dayanak beyanında, daha önce kalp krizi geçirerek tedavi gördüğünü, süresinde kullanması gereken kalp, şeker ve tansiyon ilaçlarının olduğunu, tarafların birbirlerine telefonlarını verip, ertesi gün tekrar buluşmak için anlaştıklarını beyan ettiği, ekspertiz raporunda ise, diğer araç sürücülerinin de kaza yapan şahsın… olduğunu söylediklerinin belirtildiği, dolayısıyla, sigortalı araç sürücüsünün…olduğu hususunda, sürücü …’ın beyanları ile ekspertiz raporu birbirini teyit etmekte olup, araç sürücüsünün başka bir kişi olduğuna ilişkin tutanak, tanık beyanı gibi başka bir delil de sunulmamıştır.
Dava dışı sürücü …’ın ifadesindeki, “Araç sürücüsünün hal ve hareketlerinden alkollü olduğu belliydi” şeklindeki beyanına binaen, davalı vekili tarafından,…ın alkollü olması nedeniyle kaza mahallini terk etmiş olabileceği iddia edilmiş ise de,…l’ın aynı ifadesinin devamında,” aralarında herhangi bir sohbet geçmediğini, tartışma yaşanmadığını” beyan ettiği, sırf tahmine dayalı bu beyan, ..’ın alkollü olduğunu ispatlamaya yeterli olmadığı gibi, ekspertiz raporunda, kazadan sonra araç sürücülerinin, birbirlerine herhangi bir sağlık sorunları olup olmadığını sordukları, sigortalı aracı kullanan…’ın, baypas ameliyatı geçirdiği ve ilaç zamanı geldiğini söyleyerek olay yerinden ayrılmak zorunda kaldığı, bu esnada öndeki araçlarda kendisi oradayken araçların olay yerinde durduğu şekli ile resimlerini çektikleri, ekspertiz sırasında …’ın yaşlı ve baypas ameliyatı geçirdiğinin görüldüğünün belirtildiği, SGK yazı cevabından da, sigortalı araç sürücüsünün süreklilik arz eder şekilde ilaç kullandığı anlaşılmaktadır.
Rizikonun ihbar edilenden farklı şekilde gerçekleştiğini ispat külfeti sigortacıya aittir. Sigortalı araç sürücüsünün, alkollü olması nedeniyle kimliğinin tespit edilmesini engellemek için olay yerinden ayrıldığı yönündeki iddia, davalı sigortacı tarafından, somut delillerle ispatlanmamıştır. Dolayısıyla, davacıya ait araçta meydana gelen hasar, sigorta teminatı kapsamında olup, mahkemece verilen karar yerindedir.
Bu nedenle, davalı vekilinin istinaf talebinin, HMK 353/1-(b)1. Maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/04/2017 tarih, 2015/257 E. 2017/267 K. sayılı kararına karşı, davalı tarafça yapılan istinaf başvurusunun, HMK.’nın 353/1(b)1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 701,88 TL harçtan peşin alınan (31,40+144,07=) 175,47 TL harcın mahsubu ile bakiye 526,41 TL istinaf karar harcının, davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça, istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin, kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, davacı lehine vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK.’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 24/05/2018