Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1277 E. 2018/736 K. 11.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
ESAS NO : 2017/1277
KARAR NO : 2018/736
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 19/04/2017
NUMARASI : 2016/299 E. 2017/398 K.
DAVA : Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 11/05/2018
İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/299 E. ve 2017/398 K. Sayılı dosyası kapsamında verilen karara karşı, davalı … AŞ tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine dosyanın Dairemize tevzi edilmesi sonucu Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 05/09/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkillerinin 4 murisinin vefat ettiğini, vefat nedeniyle müvekkillerinin munislerinin desteklerinden yoksun kaldıklarını belirterek, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, tüm müvekkillerinin, her bir muris hakkında destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanarak tespiti ile, şimdilik destekten yoksun kalan her bir müvekkili için ayrı ayrı 100,00 TL olmak üzere toplam 1.300,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının, ihbar veya dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … AŞ. vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin, sigortalısının kusuru oranında sorumluluğunun bulunduğunu, müvekkili tarafından sigortalanan araç sürücüsünün, dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, kaza tespit tutanağına göre … plakalı aracın sürücüsü müteveffa … nin %100 kusurlu olduğunu, davacıların, kusuru ve zararını ispat etmesi gerektiğini, teminatın tek, hasar görenlerin birden fazla olması durumunda, Karayolları Trafik Kanunu’nun 96. maddesi gereğince teminatın paylaştırılması gerektiğini belirterek, müvekkili aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı … Sigorta AŞ. tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, 1-Tüm davacıların davalı …yönünden açtığı davanın REDDİNE, 2-…’nin vefatı nedeniyle:Eşi … için 185.529,77 TL, Oğlu … için 2.951,26 TL,Oğlu … için 16.430,24 TL, Oğlu … için 18.115,11 TL,Oğlu … için 33.278,96 TL,Annesi … için 16.430,24 TL destek tazminatının davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile davacılara ödenmesine, …nin vefatı nedeniyle; Annesi … için 94.352,83 TL destek tazminatının, davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile davacıya ödenmesine, Diğer davacıların taleplerinin reddine, …nin vefatı nedeniyle; Annesi … için 90.983,09 TL destek tazminatının davalı …. Sigorta A.Ş.’den tahsili ile davacıya ödenmesine, Diğer davacıların taleplerinin reddine, …’nin vefatı nedeniyle; Eşi … için 53.555,85 TL destek tazminatının davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile bu davacıya ödenmesine, Diğer davacıların taleplerinin reddine, Hükmedilen tüm tutarlara dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir.
Davalı ….Sigorta AŞ. vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu araçların hiçbirinin, müvekkili sigorta şirketi nezdinde sigortalı olmadığını, müvekkili şirket kayıtlarında yapılan araştırmalar neticesinde, dava konusu araçlara ilişkin hiçbir poliçeye rastlanmadığını, davanın, müvekkili şirket yönünden, husumet yokluğundan reddi gerekir iken, bu husus gözden kaçırılarak, davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, husumet itirazları baki kalmak kaydı ile, bir an için poliçenin varlığı düşünülse dahi, hesaplanan tazminat tutarının fahiş olduğunu, bilirkişi raporunda, davacıların vefat eden desteklerinin yaşı, öğrenim durumu, kendisi ve ailesinin sosyal durumunun nazara alınması, ona göre pay oranlarının hesaplanması, hiçbir pay oranının açık bırakılmaması gerekmekte iken, bu husus ve diğer içtihatlaşmış değerlendirmelere riayet edilmeksizin son derece eksik bir hesaplama yapıldığını, bu şekilde hazırlanan bilirkişi raporunun, hükme esas alınmasının, hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığını, dava konusu trafik kazasının; davacıların desteği …’nin idaresindeki ve diğer davacı desteklerinin de yolcu konumda olduğu … Plaka sayılı aracın asli ve tam kusuru nedeniyle meydana geldiğini, 6704 sayılı torba yasa ile getirilen değişiklikler uyarınca; davacıların taleplerinin teminat dışında kaldığını, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren genel şartların “Teminat dışında kalan haller” başlıklı A.6. maddesine eklenen (d) fıkrasına uyarınca “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri”nin, artık poliçe teminatı kapsamı içinde olmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan, vefat nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
05/09/2015 tarihinde davacılar murisi …’nin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile dava dışı …sevk ve idaresindeki ….plaka sayılı aracın karıştığı trafik kazası neticesinde, davacılar murisleri …, …, …ve …’nin vefat ettikleri, İlk Derece Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda, kazanın meydana gelmesinde …. plaka sayılı araç sürücüsü ….nin tamamen kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü …ın olayda kusurunun bulunmadığının belirtildiği görülmektedir.
Her ne kadar davalı … AŞ vekili tarafından, kazaya karışan araçların hiçbirinin müvekkili sigorta şirketi nezdinde sigortalı olmadığı, sigorta poliçelerinin bulunmadığının tespit edildiği, bu nedenle husumet itirazında bulundukları istinaf sebebi olarak gösterilmiş ise de, …Sigorta AŞ. tarafından mahkemeye gönderilen hasar dosyası içerisinde, … plaka sayılı araç için tanzim edilen 20/09/2014 başlangıç-20/09/2015 bitiş tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi bulunduğu görülmekle, kazaya karışan ….plaka sayılı aracın, davalı … AŞ nezdinde sigortalı olmadığı yönündeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davalı … AŞ. vekili tarafından; bilirkişi raporunun, eksik ve içtihatlaşmış değerlendirmelere riayet edilmeksizin tanzim edildiği, bu şekilde hazırlanan bilirkişi raporunun, hükme esas alınmasının, hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığı istinafen ileri sürülmüş ise de;
HMK’nın 357. maddesinde, Bölge Adliye Mahkemesi’nce, res’en gözönünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz hükmü yer almaktadır.
Davalı … AŞ. tarafından, davaya cevap verilmediği gibi, yukarıda belirtildiği üzere, bilirkişi raporuna da itiraz edilmeyip, raporu ilişkin itirazlar, ilk kez istinaf dilekçesi ile ileri sürülmüştür.
Açıkalanan nedenlerle, davalı … AŞ. vekilinin, bilirkişi raporuna yönelik istinaf sebebi, HMK’nın 357. maddesi uyarınca incelenmemiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. Maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanun’un 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, 85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar., 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Destek araç sürücüsü Zübeyir Diri’nin, ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile olsun, salt ölmüş olması, destekten yoksun kalan davacılar üzerinde doğrudan zarar doğurup, desteğin kusurunun olması, davacıların hakkına etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın, sigortacıdan talep edilmesi mümkündür.
Davacıların uğradığı zarara bağlı olarak talep ettiği hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere, destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. (Yargıtay 17. HD. 2014/17669 E. 2017/919 K.) (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2013/17-1791 esas 2013/74 karar sayılı ilamları )
Davacılar, mirasçı olarak değil, zarar gören 3. kişi konumunda bulunduklarından, destekten yoksunluk zararlarını, davalı taraftan talep edebilecektir.
Davalı tarafça, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartlara göre, destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin, trafik sigortası teminatı dışında bırakıldığı ileri sürülerek, bu husus istinaf sebebi yapılmış ise de;
2918 sayılı yasa’nın 90. Maddesi, 6704 sayılı Yasa ile değişikliğinden önce, ” Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında, Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır” şeklinde olup, değişiklikten önce, tazminat hesabının Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca yapılacağı düzenlenmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 55. Maddesine göre, destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1451. Maddesine göre, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, sigorta sözleşmeleri hakkında Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.
2918 sayılı KTK’nın 95. Maddesine göre, sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ile, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri teminat dışında bırakılmış ise de, Genel Şartlar hükümlerinin, kanunlara ve yerleşik yargı kararlarına aykırı olamayacağı, 6704 sayılı yasa ile değişiklikten önce, Karayolları Trafik Kanunu’nda teminat dışı bırakılmayan bir hususun, Genel Şartlar ile teminat kapsamı dışına çıkartılmasının mümkün olmadığı, yasanın emredici hükümlerine aykırılık olması halinde, genel şartlara göre değil, yasanın emredici hükümlerine göre karar verilmesi gerekmektedir.
6704 sayılı yasa ile 2918 sayılı KTK’nın 92. Maddesinde değişiklik yapılmıştır. Yapılan bu değişiklik ile, teminatın kapsamına yönelik, genel şartlarda düzenlenen hükümler, uygulanabilir hale gelmiştir. Dolayısıyla, ancak bu tarihten sonraki olaylarda, genel şartlarda yer alan teminatın kapsamına ilişkin ilkelerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Kaza tarihi dikkate alındığında, mahkemece verilen karar, usul ve yasaya uygundur.
Bu nedenlerle, davalı … AŞ.’nin istinaf başvurusunun, HMK’nın 353/1(b)1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/04/2017 tarih, 2016/299 E. 2017/398 K. sayılı kararına karşı, davalı … AŞ. Tarafından yapılan istinaf başvurusunun, HMK.nun 353/1(b)1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 34.949,26 TL harçtan, peşin alınan (8.738,00 TL nispi +31,40 TL maktu olmak üzere toplam) 8.769,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26.199,86 TL harcın, davalı … AŞ’den tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf başvurusu için davalı … AŞ. tarafından yapılan yargılama giderlerinin, kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacılar … ve … yönünden kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, diğer davacılar yönünden 6100 Sayılı HMK.’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 11/05/2018