Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1233 E. 2018/1601 K. 29.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1233
KARAR NO : 2018/1601
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 11/04/2017
NUMARASI : 2016/912 Esas – 2017/432 Karar
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ: 29/11/2018
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzekere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı araç dava dışı … sevk ve idaresindeyken asli kusurlu olarak müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araca çapması sonucu meydana gelen kazada müvekkilinin yaralandığını ve sürekli sakat kaldığını belirterek şimdilik 1.000,00 TL geçici ve sürekli sakatlık tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın, dava şartı yokluğunda usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Davacı tarafın istinaf başvurusu, doğmamış bir haktan peşinen vazgeçilemeyeceği, feragat tarihinden sonra oluşan zarar için feragatın hüküm doğurmayacağı, ayrıca 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 111. maddesi uyarınca 2 yıllık hak düşürücü sürenin yetersiz ve fahiş olduğunun açıkça belli olan anlaşmalar için geçerli olduğu yönlerine ilişkindir.
Dava, çift taraflı kazada yaralanan davacının karşı tarafın ZMMS sigortacısından işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir. Davalı sigortanın 10/03/2014 tarihinde davacıya ödeme yaparak ibraname almış olması ve İstanbul Anadolu 3. ATM’ce verilen kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar eksik incelemeye dayalıdır.
Taraflar arasında görülen İstanbul Anadolu 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1476 esas sayılı dosyası ile açtığı tazminat davasında davacı vekilinin maddi zararlarının karşılanmış olması sebebiyle davadan feragat etmesi üzerine davanın reddedildiği, kararın temyiz edilmeyerek kesinleştiği, davacı vekilince, kaza sebebiyle maluliyet oranı başlangıçta %2 iken, ilk davanın açılmasından bugüne kadar geçen süre zarfında %9,3 ve %15,2 oranına yükseldiğinin, davacıya yapılan 10/03/2013 tarihli ödemenin ilk tespit olunan orana göre yapıldığının ve bu ödeme üzerine davadan feragat edildiğinin, feragat tarihinden sonra oluşan zarar için feragatın sonuç doğurmayacağının ileri sürülerek davanın açıldığı görülmektedir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 111. maddesine göre, tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir. Karayolları Trafik Kanunu’nun 111. maddesinde öngörülen 2 yıllık süre, hak düşürücü süredir. Somut olayda, 2 yıllık hak düşürücü geçtikten sonra işbu dava açılmıştır. Ancak Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarında da belirtildiği gibi ortaya çıkan zarar, kendi özel yapısı içerisinde sonradan değişme eğilimi gösteriyor, kısaca zararı doğuran eylem veya işlemin doğurduğu sonuçlarda (zararın nitelik veya kapsamında) bir değişiklik ortaya çıkıyor ise, artık “Gelişen durum” ve dolayısıyla, gelişen bu durumun zararın nitelik ve kapsamı üzerinde ortaya çıkardığı değişiklikler söz konusu olacaktır. Böyle hallerde zararın kapsamını belirleyecek husus, gelişmekte olan bu durumdur ve bu gelişme sona ermedikçe zarar, henüz tamamen gerçekleşmiş olamayacağı için Karayolları Trafik Kanunu’nun 111. maddesinde düzenlenen 2 yıllık süre, bu gelişen durumun durduğunun veya ortadan kalktığının öğrenilmesi ile birlikte işlemeye başlayacaktır.
Buna göre, ödeme ve feragat tarihinden sonra, davacının maluliyet oranında iddia edildiği gibi gelişen durum bulunduğu tespit edilmesi halinde davacı taraf, tazminata hak kazanabilir. Bu çerçevede davacının tüm tedavi evrakları ile gerekirse muayenesi de sağlanarak ATK’dan veya üniversitelerin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan, (davacının şikayetlerine göre belirlenecek) 3 kişilik heyetten, feragat tarihinden sonra tedavilerinin devam edip etmediği, bu tarihten sonra maluliyet oranında gelişen bir durum bulunup bulunmadığı ve maluliyet oranı, kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmeliğe uygun olarak belirlenmek suretiyle ayrıntılı gerekçeli, denetime elverişli rapor alınarak neticesine göre gerektiği takdirde hesap bilirkişisinden da rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken feragat tarihinden sonra davacının maluliyetinde artış olup olmadığı araştırılmadan karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Bu nedenlerle, davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile yukarıda belirtilen şekilde yargılamanın devamı için HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-İstinaf istemine konu ve başlıkta yazılı ilk derece mahkemesi kararının HMK.353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yargılamanın devamı için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Peşin alınan istinaf ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4-İnceleme, duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a. maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/11/2018.