Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1230 E. 2018/1606 K. 29.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1230
KARAR NO : 2018/1606
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 08/03/2017
NUMARASI : 2014/1491 Esas 2017/145 Karar
DAVA : Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ: 29/11/2018
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzekere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/04/2012 tarihinde müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu,…’in sevk ve idaresindeki … plakalı motorsikletin, … plakalı araca arka kısımdan çarpması sonucu yaralandığı ve tedavisi sonucu %12 oranında özürlü kaldığını, kaza tarihi itibariyle yaralanmaya sebep olan aracın trafik sigortasının bulunmadığından davayı Güvence Hesabına yöndendirdiklerini belirterek fazlaya ilişkin hak ve talepleri saklı kalmak üzere 3.000,00 TL tazminatı kaza tarihinden itibari işletilecek reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesi ile 3.000,00 TL maddi tazminat tutarını 73.594,13 TL arttırarak 76.594,13 iş göremezlik tazminatının tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile davanın zamanaşımına uğradığı, dava öncesi yazılı başvuru şartının yerine getirilmediği, Güvence Hesabı Yönetmeliğine göre motorlu bisikletin kullanılmasından ileri gelen zararların hesaptan karşılanamayacağı, olay tarihi itibariyle aracın … Sigorta A.Ş.’de zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi mevcut olup, sigortalı aracın işleteninin değişmesi durumunun KTK’nın 94. maddesi gereğince devreden kişinin ihbarının gerektiğini, fesih durumunun zarar gören üçüncü kişiye ileri sürülemeyeceğini, bu nedenle sigortacının sorumluluğunun devam ettiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla Güvence Hesabının sorumluluğunun poliçedeki teminat limiti ile kusur oranı ile sınırlı olduğu, davacının daimi maluliyet durumunun tespiti için ATK’dan rapor alınması gerektiği, aktüer siciline kayıtlı uzman bilirkişi tarafından aktüeryal rapor hazırlanmasını talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, kazaya ilişkin araçta ilgili zorunlu mali sorumluluk sigorta sözleşmesi bulunduğu anlaşıldığından davalının sorumlu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Davacı tarafın istinaf başvurusu, …plakalı araçta yolcu olarak bulunan ve kazada yaralanan davacı tarafından, aracın 13/03/2012 tarihinde dava dışı …ı’dan satın alındığı, satıştan sonra … Sigorta nezdindeki poliçenin yenilenmediği, bu nedenle de olay tarihinde aracın trafik poliçesi bulunmadığından davalının zarardan sorumlu olduğu yönüne ilişkindir.
Dava, çift taraflı trafik kazasında yaralanan davacının, içinde yolcu olarak bulunduğu ve olay tarihinde kendisine ait olan dava dışı sürücü tarafından kullanılan aracın ZMMS sigortası bulunmadığı iddiası ile Güvence Hesabından işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91–101. maddelerinde zorunlu mali mesuliyet sigortası düzenlenmiştir. Bu sigortanın amacı trafik kazaları nedeniyle 3. kişilerin uğrayacakları zararların kolayca temin edilmesini sağlamaktır. Bu sigorta işleteni değil, aracı takip etmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 94. maddesinde, sigortalı aracı işletenlerin değişmesi halinde, devreden kişinin 15 gün içinde sigortacıya durumu bildirmek zorunda olduğu, sigortacının sigorta sözleşmesini durumun kendisine tebliği tarihinden itibaren onbeş gün içinde feshedebileceğini ve fesih halinde sigortanın fesih tarihinden onbeş gün sonrasına kadar geçerli olduğu düzenlenmiştir.
Yasa’nın 95. maddesinde ise sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği, ödemede bulunan sigortacının, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurulabileceği hükümlerine yer verilmiştir. Bu bakımdan olay tarihini kapsayan zorunlu mali mesuliyet sigortası poliçesinin varlığı halinde KTK’nın 95/2. maddesi gereğince sigortacının tazminat yükümlülüğünün azaltılması ve kaldırılmasına ilişkin poliçenin iptal edildiği, geçersiz olduğu bu nedenle sorumluluğunun bulunmadığı gibi haller sigortacı tarafından 3. kişilere karşı ileri sürülemeyeceğinden sigortacı zarar görene ödeme yaptıktan sonra sigorta sözleşmesinin sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre tazminatın kaldırılmasını ve indirilmesini sağlayabileceği oranda kendi sigorta ettirenine rücu edebilecektir.
Somut olayda, dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın önceki maliki olan … tarafından … Sigorta A.Ş. nezdinde 19/05/2011 başlangıç tarihli ve bir yıl geçerli zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırılmıştır. Dava konusu araç daha sonra 13/03/2012 tarihinde davacıya satılmış ve yeni malik tarafından herhangi bir trafik sigortası yaptırılmamıştır.
Aracı son malikine satan sigortalı … tarafından aracın devredildiği hususunun … Sigorta A.Ş’ye bildirildiğine dair herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Bu haliyle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 94. maddesi gereğince sözkonusu trafik sigorta poliçesinin fesih tarihinden itibaren onbeş gün sonrasına kadar geçerli olmaya devam edeceği ve (davacının üçüncü kişi olması durumunda) dava dışı sigorta şirketinin zarardan sorumlu tutulacağı söylenebilecektir.
Ancak, davacının olay tarihi itibariyle aracın maliki olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda üçüncü kişi sıfatında olmayan davacının zararından Güvence Hesabı’nın sorumlu tutulma imkanı bulunmadığından, bu gerekçe ile davanın reddi gerekmektedir.
Bu nedenlerle yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b/2.maddesi gereğince kaldırılarak bu gerekçe ile davanın reddine dair yeni hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
A-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince, istinaf edilen İlk Derece Mahkemesi kararının KALDIRILARAK ESAS HAKKINDA YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL harcın peşin+ıslah ile alınan 306,25 TL’den mahsubu ile karar kesinleştiğinde ve talep halinde fazla yatırılan 270,35 TL harcın davacı yana İADESİNE,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yapılan 15,00 TL posta giderinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret tarifesi gereğince 8.775,35 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacının yatırdığı gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN;
1-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının, talep halinde mahkemesince yatırana iadesine,
2-Davacı tarafça, istinaf başvurusu nedeniyle yatırılan 85,70 TL istinaf yasa yoluna başvuru harcı ile 24,30 TL posta giderinden ibaret yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Yargıtay’da temyizi kabil olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/11/2018.