Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1229 E. 2018/803 K. 24.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
ESAS NO : 2017/1229
KARAR NO : 2018/803
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 13/03/2017
NUMARASI : 2014/71 E. 2017/161 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ : 24/05/2018
Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/03/2017 tarih, 2014/71 E. ve 2017/161 K. Sayılı dosyası kapsamında verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, dosyanın Dairemize tevzi edilmesi sonucu Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 25.09.2010 tarihinde, dava dışı …’nun maliki, müvekkilinin sürücüsü olduğu … plakalı araç ile davalı …l’ün maliki ve sürücüsü bulunduğu … plakalı aracın karıştığı trafik kazası neticesinde, müvekkilinin ağır yaralandığını ve kullanımında bulunan … plakalı aracın pert haline geldiğini, mahkemece kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini, müvekkilinin bu olay nedeniyle seri ameliyatlar geçirdiğini, yüzünde sabit iz kaldığını, kullandığı araç, müvekkiline ait olmasa bile, araç sahibine karşı sorumlu olduğunu, aracın tamirinin mümkün olmadığını, ayrıca manevi olarakta zarara uğradığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile,4.000,00 TL araç hasar bedeli, 8.000,00 TL tedavi gideri, 4.800,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 20.000,00 TL kalıcı maluliyet tazminatı olmak üzere toplam 36.800,00 TL maddi tazminatın, davalı …’den olay tarihinden, sigorta şirketinden ise dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte zincirleme olarak tahsiline, 50.000 TL manevi tazminatın, olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı …l’den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacının anlatımlarının gerçeği yansıtmadığını, 2011/33 esas sayılı dosyu ile açılan davayı etkilemek ve sorumluluktan kurtulmak için açılmış bir davanın söz konusu olduğunu, öncelikle tarafları, konusu ve delilleri aynı olan davaların birleştirilmesini talep ettiklerini, kazada davacı sürücünün müvekkilinin yoluna girdiğini, müvekkilinin yapmış olduğu manevraya rağmen kazaya engel olamadığını, müvekkili yaralandığı için hastaneye kaldırıldıktan sonra, olay yerinde trafik kazası tespit tutanağı düzenlendiğini, bu tutanağın diğer araç sürücüsü olan davacının beyanlarına göre tanzim edildiğini, bu beyanlar esas alınarak Karamürsel Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/47 esas sayılı dosyasına kusur raporu sunulduğunu, bu dosyanın henüz temyiz incelemesinde olduğunu, tazminat davasında ise, davacının %45, müvekkilinin ise %55 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, ancak kendilerinin bu tespite de itiraz ettiklerini, sözkonusu kaza nedeniyle müvekkilinin de yaralandığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde; araç hasarına ilişkin talep yönünden davacının dava açma hakkı bulunmadığını, davacının dava dilekçesinde belirttiği gibi … plakalı aracın malikinin kendisi olmadığını, sadece bu aracın sürücüsü olduğu anlaşılmakla, davacının araçta meydana gelen zarardan dolayı dava açma hakkı ve menfaati bulunmadığını, ayrıca araç hasarına ilişkin taleplerin zaman aşımına uğradığını, müvekkili şirket, temerrüde düşmediği gibi, davanın açılmasına da sebebiyet vermediğini, sağlık hizmet bedelleri ve geçici iş göremezlik zararı ve tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanması gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; Maddi tazminat talebi yönünden,1-Açılan davanın kısmen kabulü ile, 217,78 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 4.000,00 TL hasar bedelinin davalı …’den, kaza tarihi olan 25.09.2010 tarihinden itibaren, diğer davalı sigorta şirketinden dava tarihi 15.07.2013 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 2-Fazlaya dair talebin reddine, Manevi tazminat talebi yönünden,1-Açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesi ile; bilirkişi raporunda müvekkilinin sürücüsü olduğu … plaka sayılı aracın hasar bedelinin %20 kusur indirimi ile 4.400,00 TL olduğu belirlenmesine rağmen mahkemece 4.000,00 TL üzerinden karar verilmesi, 400,00 TL’nin kabul edilmemesinin hatalı olduğunu, 15/07/2013 tarihli dilekçelerinde belirtildiği üzere, müvekkilinin kamu kurumunca karşılanmayan tedavi giderleri için yasa gereği herhangi bir belgelendirme şartı bulunmadığını, benzer kazalar ve iyileşme süreci gözönüne alınarak zararın oluşu ve ağırlığına uygun düşecek şekilde kaza nedeniyle yapılması muhtemel tedavi ve buna bağlı ulaşım, konaklama giderleri ve tedavi gideri kapsamında yapılması zorunlu sair harcamaların hesaplanması gerektiğini, bu nedenle tedavi giderleri talepleri yönünden hesaplama yapılması için dosyanın uzman doktor bir bilirkişiye tevdii edilmesi taleplerinin mahkemece reddinin hatalı olup, eksik inceleme ile karar verildiğini, olayın oluş şekli, müvekkilinin kusurunun azlığı, iş göremezliğinin bulunması, kaza sebebiyle hastanelere gidip gelmek zorunda kalmasının müvekkilini yıprattığını, bu nedenle müvekkili lehine manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, talepleri doğrultusunda yeniden yargılama yapılarak, delilleri toplanıp, yeniden karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maluliyet ve araç hasarı nedeniyle, araç hasar tazminatı, tedavi gideri, geçici iş göremezlik tazminatı, kalıcı maluliyet tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
25/09/2010 tarihinde davacı …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile trafikte seyri sırasında davalı …l yönetimindeki … plaka sayılı araç ile çarpışması neticesinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından tanzim edilen 12/10/2015 tarihli raporda, söz konusu trafik kazası nedeniyle davacının maluliyet oranının hesaplanmasını gerektirecek şekilde fiziksel ve ruhsal patoloji saptanmadığı cehetle, davacının yaralanmasına bağlı şikayetlerinin maluliyet hesaplamasını gerektirecek düzeyde olmadığı, geçici iş göremezlik süresinin ise 15 gün olarak tespit edildiği, mahkemece alınan 03/10/2016 tarihli bilirkişi raporunda, kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün %80, davacı araç sürücüsünün %20 oranında kusurlu olduğu, davacının sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araçta oluşan hasar tutarının 5.500,00 TL olduğu, %20 kusur indirimi ile davacı tarafça 4.400,00 TL araç hasar bedeli ile 15 günlük geçici iş göremezlik süresi için %20 kusur indirimi dikkate alınarak 217,78 TL tazminat talep edilebileceğinin belirtildiği, ayrıca raporda kurumca karşılanmayıp davacı tarafça ödeme yapıldığına ilişkin belge bulunmadığı, bu nedenle tedavi giderlerine ilişkin hesaplama yapılamadığının beyan edildiği, mahkemece davacının maddi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne, manevi tazminat isteminin ise reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece alınan 03/10/2016 tarihli rapordan sonra davacı vekili tarafından ibraz edilen 31/10/2016 tarihli dilekçe ile, müvekkilinin kamu kurumunca karşılanmayan tedavi giderleri için yasa gereği herhangi bir belgelendirme şartı bulunmadığı, bu nedenle benzer kazalar ve iyileşme süreci gözönüne alınarak zararın oluşu ve ağırlığına uygun düşecek şekilde kaza nedeniyle yapılması muhtemel tedavi ve buna bağlı ulaşım, konaklama giderleri ve tedavi gideri kapsamında yapılması zorunlu sair harcamaların hesaplanması gerektiği, dosyanın tedavi gideri yönünden hesaplama yapılması için uzman doktor bir bilirkişiye tevdiine karar verilmesinin talep edildiği, mahkemenin 28/11/2016 tarihli duruşmasında, davacı vekilinin yeniden rapor alınmasına yönelik talebinin reddine karar verildiği görülmektedir.
25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarih, 6111 Sayılı Yasanın 59. maddesi ile, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesi değiştirilmiş, anılan değişiklik ile “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı” Yasanın geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı….” düzenlenmiştir.
Ancak Sosyal Güvenlik Kurumu, tüm tedavi giderlerinden değil, 6111 Sayılı Yasa ile değiştirilen 2918 Sayılı Yasa’nın 98. maddesi kapsamında kalan ve belgeli tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeye dayanmayan tedavi giderleri yönünden, işleten ve sürücünün sorumluluğu devam etmektedir.
Tedavi sürecinde yapılan tüm giderlerin belgeye bağlanması mümkün olmadığı gibi, hayatın olağan akışına göre de davacı tarafından bu yönde bir belgelemenin beklenmesi hakkaniyetle bağdaşmayacaktır. Tedavi sürecinde yapılması muhtemel yol ve ulaşım giderleri, belgeye bağlanamamış tıbbi malzeme, ilaç vs. giderleri olması kaçınılmazdır.
Bu durumda mahkemece; konusunda uzman doktor bir bilirkişiden, davacı talebi de dikkate alınarak, davacının kazadaki yaralanması ile yapılan tedavinin mahiyeti, tedavi süresi ve şekli ile tedavi belgeleri dikkate alınmak suretiyle, tedavi sürecinde yapılması muhtemel ve belgelenmemiş tedavi giderleri konusunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak, oluşacak sonuca karar verilmesi gerekirken, bu hususta eksik inceleme ile karar verilmesi, ayrıca, red gerekçesinin de, gerekçeli kararda açıklanmaması doğru görülmemiştir.
Yine, dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, davacıda meydana gelen yaralanmanın niteliği, tarafların, ekonomik ve sosyal durumları göz önünde tutularak, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesi uyarınca, davacı lehine uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir iken; mahkemece davacının manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi, dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun değildir.
Tüm bu nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için(Yukarıda belirtildiği şekilde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere) dosyanın, İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile, HMK’nın 353/1(a)6. Maddesi uyarınca, Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/03/2017 tarih, 2014/71 E. 2017/161 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için (Yukarıda belirtildiği şekilde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere) İlk Derece Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kaldırılma sebebine göre, davacı vekilinin diğer istinaf sebebinin, bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından, yatırana iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK.’nın 353/1(a)6. maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 24/05/2018