Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1208 E. 2018/662 K. 03.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
ESAS NO : 2017/1208
KARAR NO : 2018/662
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 31/03/2017
NUMARASI : 2016/1062 E. 2017/330 K.
DAVA : Manevi Tazminat (Trafik Kazasından kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/04/2012
DAVA : Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/05/2018
Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1062 E. ve 2017/330 K. Sayılı dosyası kapsamında verilen karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, dosyanın Dairemize tevzi edilmesi sonucu Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili, Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/243 esas sayılı dosyasına ibraz ettiği dava dilekçesinde; 19/02/2012 tarihinde, müvekkillerinin, çocukları …’in kulandığı …plakalı araçla trafikte seyri sırasında, davalılardan… .’in kullandığı ….plakalı aracın, şeride tecavüz etme kuralını ihlal ederek, müvekkillerin içinde olduğu aracın yoluna girmesi ile meydana gelen trafik kazası neticesinde müvekkillerinin yaralandıklarını belirterek, müvekkilleri için ayrı ayrı 30.000,00’er TL olmak üzere toplam 60.000,00TL manevi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili, 09.02.2016 tarihli dilekçesi ile; birleşen dosyada müvekkili … yönünden maddi tazminat talebini 21.634,98 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesi ile; müvekkilinin çalışanı, …. plakalı aracın sürücüsü…’in, kazanın gerçekleştiği sırada, kazanın gerçekleştiği yerde bulunma sebebinin, müvekkili tarafından iş ile ilgili verilen talimatlar ile bağlantılı olmadığını, bu sebeple kazanın, hizmetin ifası sırasında meydana gelmediğinin sabit olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili, Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/457 E. 2015/270 K. Sayılı dosyasına ibraz ettiği dava dilekçesi ile; 19/02/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle müvekkillerinin maddi olarak zarara uğradıklarını belirterek, müvekkili ….in çalışma gücü kaybı sebebiyle 5.000,00TL, ekonomik geleceğinin sarsılması sebebiyle 3.000,TL, iyileşme sürecinde mahrum kaldığı gelir kaybı için 1.000,00TLolmak üzere toplam 9.000,00TL, müvekkili .. .’in iyileşme sürecinde mahrum kaldığı gelir kaybı için 500,00TL olmak üzere toplam 9.500,00 TL maddi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda, dosyanın, Gebze 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 2012/243 esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Davalı …Sigorta A.Ş. Vekili cevap dilekçesi ile; manevi tazminatın poliçe teminatı kapsamında olmadığını, kusur tespiti ve maluliyetin tespiti için rapor alınması gerektiğini, davacı tarafça, yasal faiz talep edilebileceğini beyan etmiştir.
Gebze 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/243 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda; Davaya bakmak görevi Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olmakla, dava şartı noksanlığı nedeniyle Davanın Usulden Reddine karar verilmiş, kararın, kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesini müteakip, dosya Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1062 E. Sırasına kayıt edilerek, yargılamaya devam olunmuştur.
Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1062 E. Sayılı dosyasında İlk Derece Mahkemesi’nce; A-Asıl Davada; 1-Davacı …..’in davasının kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ….ve….dan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Davacı ……’in davasının kısmen kabulü ile 8.000,00 TL manevi tazminatın davalılar…. ve …..’dan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, B-Birleşen Davada; 1-Davacı …..’in davasının kabulü ile 21.634,98 TL maddi tazminatın davalılar …ve….’dan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, davalı … Sigorta A.Ş.’den dava tarihinden itibaren (sigorta limiti ile sınırlı olmak üzere ) yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 2-Davacı ….’in davasının kabulü ile 355,32 TL maddi tazminatın davalılar …. ve …..’dan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, davalı ….. Sigorta A.Ş.’den dava tarihinden itibaren (sigorta limiti ile sınırlı olmak üzere ) yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekili, istinaf başvuru dilekçesi ile; mahkemece hükmedilen manevi tazminatların yetersiz olduğunu, müvekkillerinin yolcu olması nedeniyle, kazanın meydana gelmesinde kusurlarının bulunmadığını, bu nedenle, sürücülerin kusur oranları dikkate alınarak tazminattan indirim yapılmasının hatalı olduğunu, manevi tazminat taleplerinin red edilen kısmı yönünden, davalı yararına, müvekkili lehine hükmedilen vekalet ücretinden fazla vekalet ücreti verilmesinin doğru olmadığını, birleşen dosya yönünden, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği, reddedilen kısım 144,68 TL olmakla, davalı taraf lehine ayrı ayrı 1.980,00’er TL karşı vekalet ücreti verilmesinin de doğru olmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat, birleşen dosya ile açılan dava ise, aynı olaydan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
19/02/2012 tarihinde, davalılardan ….’in kullandığı ….. plakalı araç ile davacıların içinde yolcu olarak bulundukları ….. plakalı aracın karıştığı trafik kazası neticesinde, davacıların yaralandıkları, 28/10/2015 tarihli kusur bilirkişi raporu ile, kazanın meydana gelmesinde, davalı ….’in %80, davacıların yolcu olarak içinde bulundukları araç sürücüsünün %20 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, ATK 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından tanzim edilen raporlarda; davacı ….. …..’in %14,2 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin 19/12/2012 tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği, davacı …..in, maluliyetine sebep olacak düzeyde fonksiyonel bir araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, iyileşme süresinin 19/12/2012 tarihinden itibaren 3 haftaya kadar uzayabileceğinin belirlendiği, hesap bilirkişisi tarafından, mahkemece alınan kusur ve maluliyet/işgöremezlik raporlarına göre, tazminat hesabı yapıldığı görülmektedir.
TBK.’nın 61. Maddesinde “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” hükmü, 163/1. Maddesinde ise “Alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir.” hükmü yer almaktadır.
Bu düzenlemelere göre zarar gören, tazminatın tamamını dilediği takdirde zarar verenlerin tamamından talep edebileceği gibi bir kısmından veya sadece birinden de talep edebilir.
TBK’nın 163/2. maddesine göre, borçluların sorumluluğu, borcun tamamı ödeninceye kadar devam edecektir. Ancak sorumlulardan birinin tazminatın tamamını ödemesi halinde, diğer zarar verenlerin de tazminat ödeme borcu sona erecektir. TBK 62. Maddesi’ne göre ise, tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olacaktır.
Kazanın meydana gelmesinde davacıların kusuru bulunmamaktadır. Alınan kusur bilirkişi raporu dikkate alındığında, müteselsil sorumluluk ilkeleri uyarınca, zarar verenler davacılara karşı, borcun tamamı ödeninceye kadar, zararın tamamından sorumludurlar. Davacı tarafça da, gerek asıl dosya, gerekse birleşen dosyada, müştereken ve müteselsilen tahsil kararı verilmesi talep edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, İlk Derece Mahkemesi’nce, tam kusura göre belirlenen miktarlarda maddi tazminata hükmedilmesi gerekir iken, davalı tarafın kusur oranına göre indirim yapılarak tespit edilen miktarda tazminata karar verilmesi (Davacı ….. yönünden ıslah edilen miktarda karar verilmesi doğru olmakla birlikte, davacı …. yönünden, kusur indirimi yapılarak karar verilmesi) usul ve yasaya uygun değildir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir.
Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, davacılarda meydana gelen yaralanmanın niteliği, tarafların, dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; takdir edilen manevi tazminat miktarları yerindedir.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3/2. Maddesine ” Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.” düzenlemesi, Manevi tazminat davalarında ücret başlıklı 10/2. Maddesi, ” Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.” düzenlemesi, 13/2. Maddesinde ise, “… hükmedilen ücret, kabul veya reddedilen miktarı geçemez” düzenlemesi yer almaktadır.
Manevi tazminata ilişkin olarak açılmış olan asıl davanın, kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen, AAÜT’nin 10/2. maddesine aykırı olarak, davacılar lehine 2.160,00 TL, davalılar lehine ise 5.020,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi, maddi tazminat talepli olarak birleşen dosya ile açılan davada, davacı …. yönünden red edilen tazminat miktarı dikkate alınarak, red sebebi ortak olan davalılar lehine AAÜT’nin 3/2. Maddesi ve 13/2. Maddesi uyarınca tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar lehine ve ayrı ayrı 1.980,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Bu nedenlerle, davacılar vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf talebinin HMK’nın 353/1(b)1. Madde uyarınca esastan reddine, diğer istinaf sebeplerinin kabulü ile, HMK’nın 353/1(b)2. Maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesi kararının, vekalet ücreti ve davacı …. lehine hükmedilen maddi tazminat miktarı yönünden düzeltilerek, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacılar vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf talebinin HMK’nın 353/1(b)1. Madde uyarınca ESASTAN REDDİNE, diğer istinaf sebeplerinin KABULÜ İLE, HMK’nın 353/1(b)2. Maddesi uyarınca, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/03/2017 tarih, 2016/1062 E. 2017/330 K. sayılı kararının, vekalet ücreti ve davacı ….. lehine hükmedilen maddi tazminat miktarı yönünden düzeltilerek, YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
A-Asıl Davada;
1-Davacı ….’in davasının kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve….’dan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davacı …..’in davasının kısmen kabulü ile 8.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …. ve ….’dan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT göre belirlenen 2.160,00TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine,
4-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden, davanın red oranı nazara alınarak AAÜT göre belirlenen 2.160,00 TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, davalılara verilmesine,
5-Davacıların yaptığı 21,15TL başvuru, 891,00TL nisbi harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine,
6-Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 1.229,58 TL harçtan peşin alınan 891,00TL harç mahsup edildikten sonra bakiye 338,58 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
B-Birleşen Davada;
1-Davacı ….’in davasının kabulü ile, 21.634,98 TL maddi tazminatın davalılar…. ve …..’dan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, davalı …. Sigorta A.Ş.’den dava tarihinden itibaren (sigorta limiti ile sınırlı olmak üzere) yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı ….’in davasının kısmen kabulü ile, 444,15 TL maddi tazminatın davalılar …. ve ….’dan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, davalı ….Sigorta A.Ş.’den dava tarihinden itibaren (sigorta limiti ile sınırlı olmak üzere) yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden, AAÜT’ne göre belirlenen 2.649,49 TL vekalet ücretinin, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, davacılara verilmesine,
4-Davalı sigorta şirketi ile davalılar ….ve ….. kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden, AAÜT’nin 3/2. Maddesi ve 13/2. Maddesi uyarınca belirlenen 55,85 TL vekalet ücretinin, davacı Mehmet Uçar’dan alınarak, adı geçen davalılara verilmesine,
5-Davacıların yaptığı 27.70TL başvuru, 162,24TL nisbi harç ve 285,00TL ıslah harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine,
6-Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 1.508,22 TL harçtan peşin alınan (162,24TL nisbi harç ve 285,00TL ıslah harcı toplamı) 447,24 TL harç mahsup edildikten sonra bakiye 1.060,98 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
C-Dosyada yatırılan 1.262,00TL gider avansından harcanan 575,40TL bilirkişi gideri, 200,00TL posta gideri, 325,95TL müzekkere ve keşif gideri olmak üzere toplam 1.100,95TL giderin davanın kabul ve red oranı nazara alınarak 511,50 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine,bakiye gidirin davacılar üzerinde bırakılmasına,
D-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansından arta kalan gider avansından karar kesinleşinceye kadar yapılan masraf mahsup edildikten sonra bakiyesinin davacıya iadesine,
İstinaf İncelemesi Yönünden;
1-Davacılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde ilk derece mahkemesi tarafından, yatırana iadesine,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafça yapılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı, 45,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 130,70 TL yargılama giderinin, davalılardan alınarak, davacılara verilmesine,
3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, davacılar lehine vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK.’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 03/05/2018