Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUKDAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
ESAS NO : 2017/1179
KARAR NO : 2018/660
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 02/06/2017
NUMARASI : 2017/2545 D.İş.E. – 2017/2545 D.İş.K.
(Itiraz Hakem Heyeti 09/05/2017 Tarih 2017/İHK -1577 K.)
DAVANIN KONUSU : Cismani Zarar Nedeniyle Tazminat
KARAR TARİHİ : 03/05/2018
İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/2545 D.İş.E. – 2017/2545 D.İş.K. sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen, Sigorta Tahkim Komisyonu-İtiraz Hakem Heyeti’nin 09/05/2017 Tarih 2017/İHK-1577 K. sayılı kararına karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, dosyanın Dairemiz Heyetince yapılan müzakeresi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurusunda; 01.05.2016 tarihinde müvekkili …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile, davalı … şirketi nezdinde zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın karıştığı kaza neticesinde müvekkilinin yaralanarak maluliyete uğradığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydı ile 40.100 TL tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan … plakalı aracın, müvekkili şirket nezdinde zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacının bakıma muhtaç olup olmadığının alanından uzman doktorlardan oluşan heyet tarafından tespit edilmesi, kusur oranlarının belirlenerek, aktüer sıfatına sahip bilirkişi tarafından hesaplama yapılması gerektiğini belirterek, talebin reddine, başvuruya sebebiyet verirmediği için, masraf ve vekalet ücretinin başvuru sahibi üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; başvuru sahibinin 310.000 TL tazminat talebinin tamamının kabulüne, 310.000 TL tazminatın, davalı … şirketinden alınarak başvurana verilmesine, başvuran tarafın 29.11.2016 temerrüt tarihinden itibaren 310.000 TL üzerinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … şirketinden talepte bulunabileceğine karar verilmiştir
Uyuşmazlık hakeme Heyeti kararına davalı tarafça itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince yapılan değerlendirme sonucunda; davalı … şirketi vekilinin yapmış olduğu itirazın kabulü ile; Hakem Kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, bu doğrultuda, başvuran davacının talebinin konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, başvuran davacı yararına yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, davacı adına yapılan başvuruya ekli vekaletnamedeki eksiklikler tamamlanabilir eksikliklerden olmasına, bu hatırlatmanın davalı … şirketi tarafından kendisine yapılan başvurudan sonraki yasal süre içinde ve dava açılmadan önce yapılmaması nedeniyle dava yoluna gidilmiş bulunmasına göre davalı … şirketi yararına da vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesi ile; dosyada usulüne uygun olarak düzenlenmiş vekaletnameleri bulunmadığı tespitinin hatalı olduğunu, sigorta şirketine tazminat ödemesi için yapılan başvuru dahil olmak üzere yargılama aşamasındaki tüm hukuki işlemleri, vekil sıfatıyla yürüttüğünü, davacı …’ın velayet kararının kesinleşme şerhi alınması sürecinin uzaması nedeniyle ancak 20.12.2016 tarihinde vekaletname alınabildiğini ve alınan vekaletnamenin yargılama esnasında ıslah dilekçesi ile birlikte dosyaya ibraz edildiğini, sigorta şirketinin temerrüde düşürürmediği kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu, Karaman Sulh Hukuk Mahkemesi’ne yapılan ödemeden aylar sonra tesadüfen haberleri olduğunu, sigorta şirketinin haricen ödeme yapmasının nedeninin, faiz, vekalet ücreti ve yargılama gideri ödememek olduğunu, usulüne uygun vekaletname, ödeme tarihinden önce 20.12.2017’de mevcut olduğundan, davalı taraf aleyhine faiz, başvuru masrafları ile nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek, İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maluliyet tazminatı istemine ilişkindir.
01.05.2016 tarihinde, davalı … şirketi nezdinde ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı aracın, davacı …’ın sevk ve idaresindeki motosiklete çarpması ile meydana gelen trafik kazası neticesinde davacının yaralandığı, Karaman Devlet Hastanesi tarafından tanzim edilen 12.10.2016 tarihli raporda, davacının engel oranının %100 olarak tespit edildiği görülmektedir.
Davanın konusunu oluşturan trafik kazasının meydana gelmesindeki kusur durumu ile bilirkişi raporuyla belirlenen tazminat miktarı hususlarında, taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
İhtilaf davacı tarafça gerek sigorta şirketine, gerekse Sigorta Tahkim Komisyonu’na yapılan başvurunun usulüne uygun olup olmadığı, davalı tarafın temerrüde düşüp düşmediği ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinden sorumlu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Davacı tarafça 15.07.2016 tarihinde Karaman Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/1158 esas sayılı dosyası ile açılan davada, …’a vasi atanmasına karar verilmesinin talep edildiği, mahkemenin 10.11.2016 tarihli kararı ile, …’ın TMK’nın 405. maddesi gereğince kısıtlanmasına, TMK’nın 419/3. maddesi gereğince babası …’ın velayeti altına konulmasına karar verildiği, verilen kararın 19.12.2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Davacı tarafça sigorta Tahkim Komisyonu’na yapılan başvurudan önce, davalı … şirketine 16.11.2016 tarihinde yapılan başvuru ile, dava konusu kaza nedeniyle ödeme yapılmasının talep edildiği, sigorta şirketine yapılan başvurunun, … adına vesayeten … vekili tarafından yapıldığı, ancak başvuruya dayanak vekaletnamenin vesayeten değil, doğrudan …. tarafından verilmiş olduğu, sigorta şirketi tarafından Karaman Sulh Hukuk Mahkemesi’ne 06.12.2017 tarihinde yazı yazılarak, …’ın yaralanması nedeniyle tazminat ödemesinin yapılacağı banka hesap bilgilerinin sorulduğu, mahkemece 30.12.2016 tarihli yazı ile sorulan hususlara cevap verildiği, sigorta şirketi tarafından 11.01.2017 tarihinde 310.000 TL, 12.01.2017 tarihinde 310.000 TL’nin kısıtlının Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından bildirilen hesabına yatırıldığı, davacı tarafça 08.12.2016 tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru yapılmış olup, Avukat … tarafından, … vasisi .. . tarafından 20.12.2016 tarihinde verilen vekaletnamenin, 28.02.2017 tarihli ıslah dilekçesi ekinde Sigorta Tahkim Komisyonu’na ibraz edildiği, İtiraz Hakem Heyeti tarafından 09.05.2017 tarihinde karar verildiği görülmüştür.
Dava ehliyeti HMK’nın 114/d maddesi uyarınca dava şartı olup, gerek sigorta şirketine, gerekse Sigorta Tahkim Komisyonu’na yapılan başvuru sırasında, davacının kısıtlanmasına ilişkin Karaman Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılmış olan davada verilen karar kesinleşmemiş, başvurular vesayeten yapılmasına rağmen, vekilin, kısıtlı adına velisi tarafından usulüne uygun verilmiş vekaletnamesi bulunmuyor ise de, tahkim yargılaması sırasında, mahkeme kararının kesinleştiği ve vekil tarafından, kısıtlı adına velisi tarafından verilmiş vekaletnamenin dosyaya ibraz edildiği anlaşılmaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 448. maddesinde, vasinin, vesayet altındaki kişiyi bütün hukuki işlemlerinde temsil edeceği; 462. maddesinin 8. bendinde de, vasinin, vesayet makamından izin almak koşuluyla kısıtlı adına dava açabileceği hususları düzenlenmiştir. Dolayısıyla, vasinin, vesayeti altındaki kişi adına dava açması için vesayet makamından “husumete izin” kararı alması zorunludur (TMK m. 462/8). Vesayet makamının iznine tabi olan işlem, izin alınmaksızın yapılırsa, vasinin yaptığı bu işlem vesayet altındaki kişiyi bağlamaz (TMK m. 465).
Dava ehliyeti, taraf sıfatı ve kanuni temsil 6100 sayılı HMK’nın 52. maddesi uyarınca dava şartı olup, aynı kanunun 115/2. maddesi uyarınca da dava şartı eksikliğinin giderilmesi mümkündür.
İtiraz Hakem Heyeti tarafından, davacı … kısıtlanarak, kendisine babası Yusuf, veli olarak atandığına göre, husumete izin (TMK m. 462) kararı ibrazı için süre verilip, eksikliklerin giderilmesi ve başlangıçtaki dava şartı noksanlığı giderildikten sonra işin esasının incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, dava şartı mahiyetindeki husumete izin kararı eksikliği giderilmeden karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/11607 E. 2016/1792 K.-Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/7869 E. 2016/2051 K. )
Belirtilen husus, istinaf sebebi olarak ileri sürülmemiş ise de, 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi uyarınca, dava şartları, kamu düzenine ilişkin olduğundan resen gözetilerek, inceleme yapılmıştır.
Bu nedenle, HMK’nın 353/1(a)4. Maddesi uyarınca İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın, sigorta tahkim komisyonu’na gönderilmek üzere, mahkemesine iadesine, kararın kaldırılma sebebine göre, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1(a)4. Maddesi uyarınca, İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/06/2017 tarih, 2017/2545 D.İş.E. – 2017/2545 D.İş.K. sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen, Sigorta Tahkim Komisyonu-İtiraz Hakem Heyeti’nin 09/05/2017 Tarih 2017/İHK-1577 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2- Davanın yeniden görülmesi için dosyanın, Sigorta Tahkim Komisyonu’na gönderilmek üzere, mahkemesi’ne İADESİNE,
3-Kararın kaldırılma sebebine göre, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-6728 S.Y.nın 36. maddesi uyarınca, harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana, mahkemesince iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK.’nın 353/1-(a)4. Maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 03/05/2018