Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1128 E. 2018/475 K. 29.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUKDAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
ESAS NO : 2017/1128
KARAR NO : 2018/475
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2016/3767 D.İş.E.- 2016/3767 D.İş.K.
( Itiraz Hakem Heyeti 27/09/2016 Tarih 2016/İHK.2513)
KARAR TARİHİ :26/10/2016
TALEP : Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
KARAR TARİHİ : 29/03/2018
İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/3767 D.İş. Esas – 2016/3767 D.İş.K.Sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen, Sigorta Tahkim Komisyonu-İtiraz Hakem Heyeti’nin 27/09/2016 Tarih 2016/İHK.2513 Sayılı kararına karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 352. Maddesi gereğince eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurusunda; müvekkilinin eşi …’ın 08/10/2008 tarihinde davalı … nezdinde ZMM Sigorta Poliçesiyle sigortalı traktörü tamir ederek çalıştırdığını ve yola çıkacağı esnada üzerine atlamak isterken traktörün kayması sonucu traktör ile duvar arasında sıkışarak vefat ettiğini, müvekkilinin, …ın vefatı ile desteğinden yoksun kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydı ile 5.100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının başvuru tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, dava değerini 109.058,50 TL’ye ulaşacak biçimde dava değerini artırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Karayolları Trafik Kanunun’un 86/2 maddesi gereğince başvuru sahibin kazada asli kusurlu sürücü olması nedeniyle tazminat hakkının bulunmadığını, davacılar murisinin kullandığı araç ile tam kusurlu olarak tek taraflı kaza sonucu vefat ettiğini, talebin teminat dışında kaldığını, davacının ZMMS kapsamında 3.kişi konumunda olduğunun kabul edilemeyeceğini belirterek, başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; talebin kabulü ile 109.058,50 TL destekten yoksun kalma tazminatının 06/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsili ile başvuru sahibine ödenmesine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına davalı tarafça itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyeti tarafından yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; davalının vaki itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesi ile; hak sahibinin, kendi kusurundan kaynaklanan taleplerinin sigorta teminatı dışında olduğunu, davacı murisinin tek taraflı kaza neticesinde vefat ettiğini, murisin kazaya tam kusuru ile sebebiyet vermesi nedeniyle, davacının ZMS poliçesinden yararlanamayacağını ZMSS Genel Şartlarında 01/06/2015 tarihinde yapılan değişiklik ve 26/04/2016 tarihinde yayınlanan kanun değişikliği de dikkate alındığında %100 kusurlu sürücü vefatı sebebiyle açılan destekten yoksun kalma talepli davanın reddi gerektiğini, davacı talebinin, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi teminatı dışında kaldığını belirterek itiraz hakem heyeti kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan vefat nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
08/10/2008 tarihinde, davacının eşi …’ın, davalı … nezdinde ZMM Sigorta Poliçesiyle sigortalı traktörün karıştığı kaza neticesinde vefat ettiği, Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kovuşturmaya yer olmadığına dair kararından faydalanılmak suretiyle hazırlanan bilirkişi raporunda, kazanın meydana gelmesinde muris …’ın %100 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, tazminat hesapları bilirkişisi tarafından ibraz edilen bilirkişi raporunda, davacının talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminat miktarının 109.058,50 TL olarak belirlendiği anlaşılmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. Maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanun’un 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, 85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar., 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Araç sürücüsü murisin, ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile olsun, salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup, desteklerinin kusurunun olması, davacıların hakkına etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın, sigortacıdan talep edilmesi mümkündür.
Davacının uğradığı zarara bağlı olarak talep ettiği hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere, destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. (Yargıtay 17. HD. 2014/17669 E. 2017/919 K.)
(HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2013/17-1791 esas 2013/74 karar sayılı ilamları )
Davacı murisinin, 08/10/2008 tarihinde, tam kusurlu olduğu kaza neticesinde vefat ettiği, davacının, mirasçı olarak değil, zarar gören 3. Kişi konumunda bulunduğu, bu nedenle murisin kusurunun, davacıya yansıtılamayacağı, destekten yoksunluk zararını, davalı taraftan talep edebileceği anlaşılmaktadır.
Trafik kazaları haksız fiil niteliğinde olaylar olup, kaza tarihi itibarı ile yürürlükte olan mevzuat hükümleri uyarınca tanzim olunan bilirkişi raporu, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli olup, bu rapora binaen verilen itiraz hakem heyeti kararı yerindedir.
Tüm bu nedenlerle, davalı tarafça yapılan istinaf başvurusunun, 6100 Sayılı HMK 353/1-b(1) maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-6728 S.Y.nın 36. maddesi uyarınca harç alınmasına yer olmadığına, davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa, mahkemesince iadesine,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin, kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından, taraflar yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi uyarınca, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 29/03/2018