Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1096 E. 2018/991 K. 26.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
ESAS NO : 2017/1096
KARAR NO : 2018/991
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 06/04/2017
NUMARASI : 2016/99 E. 2017/497 K.
DAVA : Destekten Yoksun Kalma Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 26/06/2018
İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/04/2017 tarih, 2016/99 Esas ve 2017/497 Karar sayılı dosyası kapsamında verilen karara karşı, İstinaf yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; 28/09/2015 tarihinde, müteveffa … adına kayıtlı ve O’nun sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki …. plakalı aracın çarpışması sonucu, davacının murisi/desteği ….’ın vefat ettiğini, …. plakalı motosikletin davalı nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, meydana gelen olayda müteveffanın asli ve tam (%100 oranında) kusurlu olduğunu, geride eşi davacı 1994 doğumlu … .’ın kaldığını, davacının destekten yoksun kaldığını iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması koşuluyla, 10.000,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden veya aksi halde davalı tarafın temerrüdü tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bahsi geçen … plakalı aracın ZMSS poliçesi ile müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, sigortalının kusuru oranında olmak üzere, azami teminat limitinin 290.000,00 TL. ile sınırlı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde müteveffanın kusurlu olduğunu, yeni ZMSS Genel Şartları’nın 01/06/2015’te yürürlüğe girdiğini, iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi; davanın kabulü ile, 290.000,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 26/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiştir.
Davalı vekili İstinaf başvuru dilekçesinde özetle; … plakalı motosikletin müvekkili şirket nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı bulunduğunu, meydana gelen kazada vefat eden davacının murisi ….’ın, motosikletin işleteni ve sürücüsü olduğunu, meydana gelen olayda, işleten ve sürücü …’ın kusurlu olduğunu, dolayısıyla davacının işletenin kusurundan kaynaklanan olay nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyeceğini, bilirkişi raporunda da yeni ZMSS Poliçe Genel Şartları A.6-d maddesi gereğince, davacının destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin talebinin yerinde olmadığının belirtildiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca hak sahipleri tespit edilmeden 290.000,00 TL. yönünden hüküm kurulduğunu, davanın müteveffanın eşi ve çocukları tarafından açıldığını, müteveffanın dava dışı annesi … ve babası ….’ın hak sahibi olduğunu, anne ve babasının hayatta bulunduğunu, poliçe limitinden anne ve babanın haklarına düşen payın göz ardı edildiğini, kararın bu yönlerinden usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir.
Dava, ZMSS poliçesi kapsamında trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, 28/09/2015 tarihinde, davacının murisi …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile dava dışı …ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışması sonucu, davacının murisi …’ın vefat ettiği, meydana gelen olayda mütevaffa …’ın tam kusurlu olduğu, dava dışı …’ın kusursuz olduğu, ceza mahkemesindeki yargılama sonucunda beraatine karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
PMF yaşam tablosu ve %100 kusur esas alınarak düzenlenen 05/08/2016 tarihli aktüerya bilrkişi raporuna göre, davacının talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının 373.750,09 TL olduğu, poliçe limitinin ise, 290.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Davacı vekili, 290.000,00 TL. üzerinden davasını ıslah etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi’nce bilirkişi raporundaki tespit ve hususlar, poliçe limitindeki miktar ve davacı vekilinin ıslah talebi dikkate alınarak, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili İstinaf başvurusunda, müteveffa Mustafa Pehlivan’ın, müvekkili şirketçe ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan motosikletin işleteni ve sürücüsü olması nedeniyle, davacının destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyeceğini, yeni ZMSS Genel Şartları’na göre de, destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyeceğini, talebin teminat dışında olduğunu, ayrıca hak sahiplerinin tümü tespit edilmeden, poliçe limiti tutarının tümünün davacıya verildiğini, bu iki husus açısından kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir.
Somut olayda, meydana gelen kazada, davalı tarafça ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı motosikletin malik ve sürücüsü … tam kusurlu, destekten yoksun kalan davacı da zarar gören 3. kişi konumundadır.Bu durumda, Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 12/12/2017 tarihli ve 2015/5766 Esas – 2017/11564 Karar sayılı kararı ve buna benzer bir çok kararında da belirtildiği üzere, davacının destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunmaktadır. Ayrıca, 01/06/2015 tarihli ZMSS Genel Şartları, 26/04/2016 tarihinde 6407 sayılı yasa ile yürürlüğe girmiştir. Davanın konusunu oluşturan kaza ise, 26/04/2016 tarihinden önce, yani 28/09/2015 tarihinde gerçekleşmiştir. Dolayısıyla, yeni ZMSS Poliçesi Genel Şartları’nın olayda uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Bu nedenle, davalı vekilinin bu yöndeki İstinaf iddia ve itirazı yerinde değildir.
Davalı vekilinin, ikinci İstinaf iddia ve itirazına, yani hak sahiplerinin tümünün tespit edilmeden, davacı lehine poliçe limiti tutarının tümüne karar verilmesine gelince ise, dosyadaki nüfus kayıtlarının yapılan incelemesinde müteveffa … .’ın çocuksuz olduğu, geride hak sahipleri olarak davacı eşi ile annesi …’ın kaldığı, babası …’ın 20/04/2016 tarihinde vefat ettiği, tespit edilmiştir. Annenin sağ olması halinde ona da pay ayrılacağı ve davacıya ayrılan pay oranının düşeceği kuşkusuzdur. Dolayısıyla, mahkemece bu husus araştırılmadan poliçe limitindeki tüm tutarın davacıya verilmesi yönünde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiği anlaşılmıştır.
Bu çerçevede, HMK’nın 356.maddesi gereğince, davacı vekilinin İstinaf başvurusunun duruşmalı olarak yapılması ve aktüerya bilirkişisinden ek rapor alınması yoluna gidilmiştir.
Aktüerya bilirkişisinin 04/06/2018 tarihli ek raporuna göre, müteveffa …n’ın annesi …’ın sağ olduğu, babası…’ın yargılama aşamasında 20/04/2016 tarihinde vefat ettiği, olay tarihindeki 290.000,00 TL’lik poliçe teminatından, müteveffanın annesinin destekten yoksun kalma tazminat miktarının 92.994,79 TL, müteveffanın babasının detsekten yoksun kalma tazminatı miktarının 1.512,90 TL, müteveffanın eşi davacının talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının 195.492,31 TL olduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi ek raporu Dairemizce de oluşa, usul ve yasaya uygun bulunmuştur.
Bu bağlamda; HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince, davalı vekilinin İstinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının tazminat miktarı yönünden düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm oluşturulmasına, davalı vekilinin diğer yönlerdeki İstinaf taleplerinin reddine, davanın kısmen kabulüne, 195.492,31 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 26/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacı tarafın fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerektiği kanısına varılmıştır.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1(b)2 maddesi gereğince davalı vekilinin İstinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/04/2017 tarih, 2016/99 Esas – 2017/497 Karar sayılı kararının tazminat miktarı yönünden DÜZELTİLEREK, esas hakkında yeniden HÜKÜM OLUŞTURULMASINA,
2-Davalı vekilinin diğer yönlerdeki İstinaf talebinin REDDİNE,
3-Davanın KISMEN KABULÜNE,
4-195.492,31 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 26/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafın fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
6-Harçlar tarifesine göre alınması gereken 13.354,07 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 34,15 TL harç ile 956,34 TL ıslah harcı toplamı olan 990,49 TL harcın mahsubu ile, bakiye 12.363,58 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri üzerinden hesap olunan 17.679,54 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen dava değeri üzerinden hesap olunan 10.310,62 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan peşin harç, vekalet harcı, başvuru harcı, bilirkişi ücreti, posta, tebligat ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 1.797,79 TL yargılama masrafından, davanın kabulü oranında hesaplanan 1.211,91 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
1-Davalı tarafından yatırılan İstinaf karar harcının istek halinde mahkemesince davalı tarafa iadesine,
2-Davalı tarafından yapılan 86,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361.maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde verilecek bir dilekçe ile Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 26/06/2018