Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1064 E. 2019/304 K. 28.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/1064
KARAR NO : 2019/304
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 29/05/2017
NUMARASI : 2017/2531 D.İş Esas – 2017/2531 D.İş Karar
DAVA : Bakıcı Gideri Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/02/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili başvuru dilekçesinde özetle; 07/11/2017 tarihinde, davalı tarafça ZMSS poliçesiyle sigortalı bulunan … plakalı aracın, yaya konumunda olan davacıların çocuğu 2004 doğumlu …’e çarparak sakat kalmasına ve sürekli bakıma muhtaç hale gelmesine sebebiyet verdiğini iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması koşuluyla, 40.050,00 TL bakıcı gideri tazminatının davalının temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafa kaza nedeniyle 30/04/2008 tarihinde 24.431,72 TL ödeme yapıldığını, başvurunun haksız olduğunu, ödenen miktarın güncellenerek hesaplanacak tazminattan düşülmesi gerektiğini, 6111 sayılı Yasa’ya göre, bakıcı giderinin müvekkili şirket tarafından karşılanmasının mümkün olmadığını, talep edilmesi gereken faiz tutarının yasal faiz olması gerektiğini iddia ederek, başvurunun reddine karar vermiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti; başvurunun kabulü ile 80.000,00 TL’nin 16/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve davacıya verilmesine karar vermiş, davalı tarafça karara itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyeti, davalı tarafın itirazının reddine karar vermiştir. Davalı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; başvurunun TCK’nın 66.maddesine göre, 8 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, kaza tarihinin 07/11/2007 olduğunu, 8 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra başvuru yapıldığını, talebin zamanaşımına uğradığını, davacıya 30/04/2008 tarihinde 24.431,72 TL ödendiğini, yapılan bu ödeme ile müvekkili şirketin, ZMSS poliçesinden bakiye 55.568,28 TL teminatı kaldığını, davacının, bu rakamın üzerindeki tazminat taleplerinin müvekkili şirket poliçesinden karşılanmasının mümkün olmadığını, bu itirazlarının İtiraz Hakem Heyeti’nce dikkate alınmaksızın poliçe limitinin tamamı üzerinden hüküm kurulduğunu, bu haliyle kararın hatalı olduğunu, 6111 sayılı Kanun gereğince müvekkili şirketten bakıcı gideri talep edilmesinin mümkün olmadığını belirtmiştir. Dava trafik kazasından kaynaklanan bakıcı gideri tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, davalı tarafça ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın, 07/11/2007 tarihinde davacıların çocukları 09/06/2004 doğumlu …’e çarpması sonucu tek taraflı yaralamalı trafik kazasının meydana geldiği, bu kaza nedeniyle davacıların çocuğu …’in %100 oranında vücut fonksiyon kaybına uğradığının 29/09/2016 tarihli meslekte kazanma gücü kaybı raporuyla tespit edildiği, davacıların bu olay nedeniyle bakıcı gideri talep ettikleri anlaşılmıştır. PMF Yaşam Tablosu, araç sürücüsünün %100 kusur oranı ve davacıların çocuğu …’in %100 maluliyet oranı dikkate alınarak düzenlenen20/01/2017 tarihli aktüerya raporuna göre, davacıların talep edebileceği bakıcı gideri tazminatının 1.209.400,00 TL olduğu, bakıcı giderinin poliçedeki tedavi giderleri teminatından talep edildiği, poliçedeki tedavi giderleri teminatı olan 80.000,00 TL’den davalının sorumlu olacağı tespit edilmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti, aktüerya bilirkişi raporundaki tespitleri, davacı tarafın ıslah talebi ve poliçe limitini dikkate alarak başvurunun kabulüne karar vermiş, davalı tarafça karara itiraz edilmesi üzerine de İtiraz Hakem Heyeti, davalı tarafın itirazının reddine karar vermiştir. Yukarıda da belirtildiği üzere, davalı tarafın istinaf talebi üç hususa ilişkindir. Birincisi, talebin zamanaşımına uğradığı iddia ve itirazıdır. TCK’nın 66/3.maddesine göre, davacıların talebi 8 yılık ceza zamanaşımına tabidir. Kazanın gerçekleştiği 07/11/2007 ile başvurunun yapıldığı 03/11/2016 tarihi dikkate alındığında 8 yılık ceza dava zamanaşımı dolduktan sonra başvuru yapıldığı anlaşılmıştır. HMK’nın 141.maddesine göre, zamanaşımı definin cevap dilekçesi içerisinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Zamanaşımı definin cevap dilekçesinin içinde ileri sürülmemesi halinde, ileri sürülen zamanaşımı define davacı tarafça muvafakat edilmezse zamanaşımı defi dikkate alınamaz. Somut olayda, davalı taraf cevap dilekçesinde zamanaşımı definde bulunmamıştır. Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı itiraz dilekçesinde zamanaşımı defini ileri sürmüştür. Davacı tarafın açık bir muvafakatı da yoktur. Bu durumda, davalı tarafın zamanaşımı defi yönündeki istinaf itirazının dikkate alınması mümkün değildir. Bir başka deyişle, davalı vekilinin bu yöndeki iddia ve itirazı yerinde değildir. Davalı tarafın, diğer iki istinaf iddia ve itirazına gelince ise, kazaya sebebiyet veren aracın poliçesinde kişi başına 80.000,00 TL sağlık giderleri teminatı ve kişi başına 80.000,00 TL sakatlanma ve ölüm teminatı olmak üzere iki ayrı teminat bulunmaktadır. Başvuru öncesinde davacıya ödenen tazminatın davalı … şirketinin 10/01/2019 tarihli yazısından da anlaşılacağı üzere kişi başına sağlık giderleri teminatı kapsamında olduğu aşikardır. Ayrıca, bakıcı giderleri 6111 sayılı Kanun kapsamında değildir. Bu nedenle, bakıcı gideri sorumluluğu davalı … Şirketine aittir. Dolayısıyla da, davalı vekilinin iddia ve itirazları da yerinde değildir. Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği görüşündeyim.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/05/2017 tarih, 2017/2531 Esas – 2017/2531 Karar sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,
3-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,
4- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/02/2019