Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/1027 E. 2018/657 K. 03.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUKDAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
ESAS NO : 2017/1027
KARAR NO : 2018/657
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 27/10/2016
NUMARASI : 2016/3647 D. İş E. – 2016/3647 D.İş K.
(Itiraz Hakem Heyeti 24/09/2016 tarih 2016/İHK-2477)
DAVANIN KONUSU : Tazminat(Kasko Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 03/05/2018
İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/3647 D. İş E. – 2016/3647 D.İş K. Sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen, Sigorta Tahkim Komisyonu-İtiraz Hakem Heyeti’nin 24/09/2016 tarih 2016/İHK-2477 K. sayılı kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, dosyanın Dairemiz Heyetince yapılan müzakeresi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurusunda; müvekkili şirkete ait aracın, davalı … şirketi nezdinde kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigortalı aracın 05/11/2015 tarihinde karıştığı kaza neticesinde hasara uğradığını, kaza tespit tutanağı ile sürücünün %100 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, davalı … şirketine kasko sigorta poliçesi uyarınca yapılan başvurunun, tahkikat sonucunun olumsuz olduğu belirtilerek red edildiğini, meydana gelen hasarın poliçe teminatı kapsamında bulunduğunu belirterek, 43.981,38 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu trafik kazası nedeniyle yapılan ihbar sonucunda tahkikat yaptırıldığını, tahkikat sonucunun olumsuz olduğunu, kazanın gece 03:30 sıralarında meydana geldiği belirtilmesine rağmen, tarafların telefon kayıtlarına bakıldığında gece saat 02:03’den itibaren 11 defa davacı şirket yetkilisi … tarafından sürücü olduğu iddia edilen…’nun arandığının görüldüğünü, kaza esnasında aracın sürücüsünün … olduğunun anlaşıldığını, davacı tarafça genel şartların B1.maddesinde düzenlenen rizikonun gerçekleşmesinden sonraki yükümlülüklere uyulmadığı gibi, doğru ihbar mükellefiyetine de aykırı davranıldığını, bu nedenle müvekkili şirketin tazminat ödeme sorumluluğunun bulunmadığını, davacı tarafça talep edilen hasar tutarını kabul etmediklerini, davacı şirket tarafından yansıtma faturası düzenlenmediğinden KDV tutarına ilişkin talebin de kabulünün mümkün olmadığını belirterek, başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; başvurunun reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına, davacı vekili tarafından itiraz edilmiş, İtiraz Hakem Heyeti tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvuru sahibinin vekilinin itirazının reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesi ile; davalı … şirketi tarafından müvekkiline ait araçta oluşan hasar bedelinin neden reddedildiği ile ilgili herhangi bir somut neden gösterilmediğini, hasarın teminat dışı ya da belirtilenden farklı bir şekilde olduğunu ispat külfetinin davalı … şirketinde bulunduğunu, hasarın ne şekilde teminat dışı kaldığının sigorta şirketi ve hakem heyetleri tarafından somutlaştırılmadığını, kaza anında araçta bir başka kişinin varlığı kabul edilse dahi, Poliçe Genel Şartları’nda teminat dışı haller başlığı altında bu şekilde bir teminat dışı durumun düzenlenmediğini belirterek, İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan, kasko sigorta poliçesi kapsamında araç hasar bedelinin ödenmesi istemine ilişkindir.
Davalı şirket adına kayıtlı aracın 05/11/2015 tarihinde karıştığı tek taraflı trafik kazası neticesinde, araçta hasar meydana geldiği, davacı tarafça, Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurudan önce davalı … şirketine yapılan başvurunun, tahkikatın olumsuz sonuçlandığı belirtilerek red edildiği, davacı tarafça, araç hasar bedelinin, kasko sigortacısı davalı … şirketinden tahsili için iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Kasko Sigorta Genel Şartlarının A/1 maddesine göre, gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketle bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3.kişilerin kötüniyet ve muziplikle yaptıkları hareketler ile aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminatı kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan TTK’nun 1409.maddesi uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra, oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından ispatlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin, Kasko Genel Şartlarının A.5.maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
Sigortalı, Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.1.5.maddesi ve TTK’nun 1446.maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu, sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle ispatlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer. Ancak sigortacının rizikonun ihbar edilenden farklı şekilde oluştuğunu ve bu oluş şeklinin sigorta teminatı dışında kaldığını soyut iddialarla değil somut delillerle ispatlaması gerekmektedir.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından alınan bilirkişi raporunda; kazaya karışan sigortalı aracın ön iki emniyet kemeri ve kemer karşılıklarının kaza sırasında hasara uğradığının anlaşıldığı, bu iki emniyet kemerinin hasara uğraması için araçta sol ön koltuktaki sürücü ve sağ ön koltukta oturan bir yolcunun kemer takması ve kaza sırasında öne savrularak emniyet kemerlerinin kilitlenmesinin gerektiği, dolayısıyla araçta kaza sırasında en az iki kişi olduğunun anlaşıldığı, oysa sürücü olduğunu beyan eden …’nun kaza sırasında araçta yalnız olduğunu beyan ettiği, otomobilin sürücünün beyanı ile, araçtaki hasarın uyumlu olmadığı, dolayısıyla kazanın beyan edilen şekilde meydana gelmesinin mümkün olmadığı belirtilmiştir.
Kaza tespit tutanağı 05/11/2015 günü saat 03:45’de tutulmuş olup, tutanakta araç sürücüsünün Hüseyin Sultanoğlu olduğunun belirtildiği görülmektedir. Kaza tespit tutanakları, aksi sabit oluncaya kadar geçerli, resmi belge mahiyetindedir.
Davalı tarafça, kendileri tarafından yaptırılan araştırma raporunda belirtilen telefon kayıtlarına istinaden, doğru ihbar yükümlülüğüne aykırı davranıldığı, şoför değişikliği yapıldığı, aracın gerçek sürücüsünün dava dışı Ali Ertekin olduğu ileri sürülerek, zararın teminat dışı olduğu savunulmuş ise de; gerek şoför değişikliği, gerek araçta birden fazla kişi bulunmasının, zararı, ne şekilde ve neden teminat dışında bıraktığı hususu açıklanmadığı gibi, araç sürücüsü ile Ali Ertekin arasındaki telefon görüşmesinin neye istinaden yapıldığı, davacının, doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmediği veya sigorta teminatı dışında kalan bir hususu, teminat içinde kalmış gibi ihbar ettiği ve taraflarınca ileri sürülen oluş şeklinin, Kasko Genel Şartlarının A.5.maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olduğu hususları somut delillerle ispatlanamamıştır.
Bu durumda, davacıya ait araçta oluşan hasar miktarının tespiti hususunda bilirkişi raporu alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekir iken, yanlış değerlendirme ve eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/1(a)6. Maddesi uyarınca, dosyanın, davanın yeniden görülmesi için( Yukarıda belirtilen şekilde işlem ve değerlendirme yapılmak üzere), Sigorta Tahkim Komisyonu Başkanlığı’na gönderilmek üzere, mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜ ile, HMK’nın 353/1(a)6. Maddesi uyarınca, İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/3647 D. İş E. – 2016/3647 D.İş K. Sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen, Sigorta Tahkim Komisyonu-İtiraz Hakem Heyeti’nin 24/09/2016 tarih 2016/İHK-2477 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için( Yukarıda belirtilen şekilde işlem ve değerlendirme yapılmak üzere), Sigorta Tahkim Komisyonu Başkanlığı’na gönderilmek üzere, mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının, talep halinde yatıran tarafa, mahkemesince iadesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK.’nın 353/1-(a) 6. maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 03/05/2018