Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
ESAS NO : 2017/1014
KARAR NO : 2018/832
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 31/03/2017
NUMARASI : 2017/1355 D.İş E. 2017/934 D.İş K.
(Itiraz Hakem Heyeti 06/03/2017 tarih 2017/İHK-748)
DAVA :Güç Kaybı Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 01/06/2018
İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/03/2017 tarih 2017/1355 D.İş E. ve 2017/934 D.İş K. sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti’nin 06/03/2017 tarih 2017/İHK-748 Karar sayılı dosyası kapsamında verilen karara karşı, istinaf yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili başvuru dilekçesinde özetle; 26/01/2016 tarihinde, karşıdan karşıya geçmeye çalışan müvekkiline, plakası tespit edilemeyen bir aracın çarptığını, müvekkilinin bu kaza nedeniyle %23 oranında malul kaldığını iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması koşuluyla, 40.100,00 TL güç kaybı tazminatının başvurudan 8 gün sonrasından itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; olayda Tahkim’e başvuru şartlarının gerçekleşmediğini, davacının trafik kazasından kaynaklanan maluliyetinin ve talep edebileceği tazminat miktarının uzman bilirkişilere hesaplatılması gerektiğini, müvekkili Güvence Hesabı’nın sorumluluğunun, teminat limiti ve kusur oranıyla sınırlı olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti; 78.306,02 TL işgöremezlik tazminatının 30/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile başvuru sahibine verilmesine karar vermiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyeti, davalı tarafın itirazının reddine karar vermiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; %23 oranındaki maluliyet raporunun karara dayanak yapıldığını, maluliyet raporunun yönetmeliklere uygun olmadığını, kusur raporu alınmadan hüküm kurulduğunu, tazminat hesaplamasında kullanılan yöntemin hatalı olduğunu, 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren 2918 KTK’nın 90.maddesine göre, hesaplamasının TRH 2010 Yaşam Tablosu dikkate alınarak hesaplamanın yapılması gerektiğini, kararın bu yönlerden usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir.
Dava, Güvence Hesabı kapsamında trafik kazasından kaynaklanan güç kaybı tazminatı istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, 26/01/2016 tarihinde, plakası tespit edilemeyen bir aracın davacıya çarpması sonucu, trafik kazasının meydana geldiği, davacının bu kaza nedeniyle yaralandığı, maluliyete dayalı olarak güç kaybı tazminatı için bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti ve dolayısıyla davalı tarafın Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına ilişkin itirazını reddeden İtiraz Hakem Heyeti, aktüerya bilirkişisinin raporunu ve davacı tarafın ıslah talebini dikkate alarak güç kaybı tazminatı davasının kabulüne karar vermiştir.
Davalı vekili, yargılama aşamasında, hesaplamaya esas alınan davacıya ait maluliyet raporunun yönetmeliğe uygun olmadığını ve olaydaki kusur oranlarının tespitine yönelik bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini iddia etmiş ve istinaf başvuru dilekçesinde de bu iddialarını tekrar etmiştir.
Karara dayanak yapılan 01/07/2016 tarihli Engelli Sağlık Kurulu raporunun yapılan incelemesinde, 03/08/2013 tarihinde yürürlüğe giren Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’ne uygun olmadığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla, kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmeliğe uygun olmayan maluliyet raporunun, karara dayanak alınması usul ve yasaya aykırlık teşkil etmektedir.
Yine, davalı Güvence Hesabı’nın sorumluluğu, kazaya karışan ve plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün kusuru oranında olduğundan, kusur yönünden bilirkişi incelemesi yapılmadan karar verilmiş olması da usul ve yasaya aykırılık teşkil etmektedir.
O halde, yapılması gereken, davacının maluliyetinin kaza tarihinde yürürlükte bulunan ” Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” ‘ne uygun olarak tespit edilmesi ve davacı ile plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün kazadaki kusur durumlarının tespiti açısından bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra, tarafların delillerinin değerlendirilerek bir karar verilmesidir.
Bu bağlamda, HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, karar usul ve yasaya aykırı olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, davanın yeniden görülmesi için dava dosyasının Sigorta Tahkim Komisyonu’na gönderilmek üzere, mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanısına varılmıştır.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/03/2017 tarih 2017/1355 D.İş E. ve 2017/934 D.İş K. sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti’nin 06/03/2017 tarih 2017/İHK-748 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için, Sigorta Tahkim Komisyonu’na gönderilmek üzere, mahkemesine gönderilmesine,
3-6728 S.Y.nın 36. maddesi uyarınca, harç alınmasına yer olmadığına, davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde yatıran tarafa, mahkemesince iadesine,
4-İstinaf başvurusu için davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin, kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK.’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 01/06/2018