Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2023/923 E. 2023/1008 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/923
KARAR NO: 2023/1008
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/01/2023
NUMARASI: 2023/2 Esas – 2023/13 Karar
DAVANIN KONUSU: Kasko Sigorta Poliçesi Kapsamında Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/06/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili adına kayıtlı … plakalı aracın davalı nezdinde kasko poliçesi ile sigortalı olduğunu, aracın 2 orijinal anahtarının da müvekkilinde olmasına rağmen aracın anahtarının müvekkilinin yetkilisinin kız kardeşi tarafından bilgisi dışında alınıp kopyalanarak aracın çalındığını, sigorta şirketine yapılan başvurunun reddedilmesi üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurulduğunu, tahkim sürecinde başvuru konusu hırsızlık olayının Kasko Genel Şartları 5.6. kapsamında sigorta poliçesinin teminatı dışında olduğu gerekçesiyle başvurunun reddedildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak davası olarak 10.000 TL’nin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; tahkimce verilen red kararına karşı itiraz kanun yoluna 5684 sayılı kanunun 30/12.maddesi gereği başvurmak gerektiğinden, davanın; aynı davanın halen görülmekte olması, kesin hükme bağlanmamış olması (HMK 114/1-ı ve i) şartlarından en az birini taşımadığı gerekçesiyle davanın HMK’nın 114/1-ı,i ve HMK’nın 115.maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından; hakem kararına süresi içinde itiraz edilmediğinden kararın kesinleştiği ve başkaca itiraz yolu kalmadığı, mahkemece hiç bir husus araştırılmadan derdestlik sebebiyle davayı reddetmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek, istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Dava; kasko sigorta poliçesi kapsamında sigortalı araç bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Dosyada yapılan incelemede;Davacı vekili tarafından dava açan dilekçede davanın açıkça HMK’nın 107.maddesi kapsamında belirsiz alacak davası olduğunun belirtildiği, ilk derece mahkemesince her hangi bir karar alınmamış olması nedeniyle davanın TTK’nın 4/2.maddesi hükmü gereğince yazılı yargılama usulüne göre mi, yoksa basit usule göre mi görüleceğinin dosyadaki bilgi ve belgelere göre belli olmadığı, dava dilekçesinin mahkemeye sunulmasını müteakip ilk derece mahkemesince, tarafların usulüne uygun davadan haberdar olmaları sağlanmadan, dilekçelerin teatisi aşaması tamamlanmadan ve duruşma açılmadan, dava dilekçesi üzerinden istinaf incelemesine konu kararın verildiği, anlaşılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 317. maddesinde; davalıya tebligat yapılması gerektiği, 320/1. maddesinde ise; “Mahkeme, mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir.” hükmü öngörülmüştür. Mahkemece, bu madde hükmü kapsamında dosya üzerinden karar verilmiş ise de, varılan sonuç ve verilen karar doğru olmamıştır. Öncelikle belirtmek gerekir ki; anılan maddeye göre, duruşma yapmadan karar verilebilmesi için, hukuken bunun mümkün olması gerekir. Başka bir anlatımla, ancak hukukun cevaz verdiği hallerde duruşma açmadan dosya üzerinden karar verilebilir (Örneğin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları gibi) veya kanunun duruşma açılmadan dosya üzerinden karar verilmesinde hakime takdir hakkı tanındığı hallerde dosya üzerinden karar verilebilir (Örneğin İİK’nın 17-18. maddelerinde öngörülen şikayet davası gibi). Kanunun açıkça duruşma açılarak yargılama yapılmasını emrettiği hallerde dosya üzerinden karar verilemez. Bilindiği üzere HMK’nın hukuki dinlenme hakkı başlıklı 27.maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. Hukuki dinlenme hakkının gereği olarak, taraflar duruşmaya çağrılmadan hüküm verilememesi, Anayasa’nın 36. maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur. Aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6.maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının da en önemli unsurudur. Gerçekten savunma hakkını güvence altına alan T.C.Anayasası’nın 36.maddesi ile 6100 sayılı HMK’nın 27.maddesinde açıkça belirtildiği üzere, mahkemece davalı taraf, dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesi mümkün bulunmamaktadır.(-bkz..Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2015/18-2560 esas 2016/96 sayılı kararı-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.04.2014 gün ve 2013/10-1027 E., 2014/528 K. sayılı kararı-) Bu nedenlerle, öncelikle davanın hangi usulde görüleceğinin belirlenmesi, taraf teşkilinin sağlanması ve müteakip dilekçelerin teatisi aşamasının tamamlanarak duruşma açılması suretiyle yargılama yapılması gerekirken, dava dilekçesi üzerinde inceleme yapılarak Anayasa’nın 36, HMK’nın 27.maddesine aykırı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Hal böyle olunca da; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, (1)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile, bilgileri karar başlığında yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a/4.maddesi hükmü gereğince kaldırılmasına, (2)Dosyanın belirtilen şekilde işlem, araştırma ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine, (3)İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde davacıya iadesine, (4)İstinaf incelemesinin dosya üzerinden yapılması nedeniyle, avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, (5)İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından, istinaf aşamasında yapılan diğer yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek müteakip kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a madde hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/06/2023