Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2023/920 E. 2023/995 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/920
KARAR NO: 2023/995
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/02/2023
NUMARASI: 2020/725 Esas – 2023/135 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/06/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacılar ve dışında kalan diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, 26/02/2018 günlü ıslah dilekçesi ile de davacı anne … için olan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin istek miktarını 18.180,05-TL’ye, davacı baba … için olan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin istek miktarını da 6.001,55-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalılar ise vekilleri vasıtasıyla sundukları cevap dilekçeleri ve beyanlarında özetle; davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde: davacıların maddi tazminata ilişkin taleplerinin kabulüne, manevi tazminata ilişkin taleplerinin ise kısmen kabulüne karar verilmesi ve 04/04/2018 günlü bu karara karşı davalı … sigorta şirketi vekili, davalı … vekili, davalı … vekili ve katılma yoluyla da davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, dairece verilen 18/10/2020 gün 2018/1920 esas 2020/3468 karar sayılı ilamla; Davalı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 345, 346/1 ve 352.madde hükümleri gereğince süre yönünden reddine, diğer taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun ise kusura ilişkin inceleme ve araştırmanın yetersiz olduğuna işaret edilmek üzere kabulüne karar verilerek ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.m. 353/1-a/6 madde hükmü uyarınca kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür. Dairece verilen söz konusu bu kaldırma kararından sonra yapılan yargılama sonucunda mahkemece; kaldırma kararı doğrultusunda ATK’dan temin edilen 16/12/2020 günlü kusur raporu ile talep konusu kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsü …’in %25 oranında, müteveffanın ise %75 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, olayla ilgili olarak görülen ceza yargılamasına ilişkin dava dosyasında da davalı araç sürücüsünün tali kusurlu olduğu kabul edilerek verilen cezanın temyiz yasa yoluna geçmek suretiyle kesinleştiği, SGK tarafından kaza sonrasında davacı tarafa yapılmış herhangi bir ödeme olmadığının da gelen cevabi yazı gereğince anlaşıldığı, kaldırma kararından sonra aktüer bilirkişi …’den alınan 01/11/2022 ve 26/01/2023 tarihli raporlarda belirlenen maddi tazminat miktarlarının ilk karardan hüküm altına alınan miktarlardan fazla olduğu ancak yine kaldırma kararından sonraki yargılamada davacı taraf ile davalı … şirketi arasında düzenlenen sulh protokolü kapsamında maddi tazminatların davalı … şirketi tarafından davacı tarafa ödendiği ve dolayısıyla davanın konusuz kaldığının belirlendiği, ayrıca kazanın tarihi, ölenin yaşı, kazanın meydana geliş şekli, kusur durumu, tarafların sosyo ekonomik koşulları, paranın alım gücü dikkate alındığında davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmesinin uygun olacağı şeklindeki gerekçeyle; -Açılan maddi tazminat davasının tarafların sulh olduklarına ilişkin beyanları da dikkate alınarak sulh nedeniyle konusuz kaldığından Karar Verilmesine Yer Olmadığına, -Davacıların manevi tazminata ilişkin talebinin davalı … ve …’ya yönelik açmış oldukları manevi tazminat davası itibariyle davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; -Davacı … için 20.000,00.-TL , davacı … için 20.000,00.-TL ayrı ayrı manevi tazminatın davalı … ve …’dan kaza tarihi olan 02/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, -Davacı … için açılan manevi tazminat davasının 60.000,00.-TL’lik kısmının REDDİNE, -Davacı … için açılan manevi tazminat davasının 60.000,00.-TL’lik kısmının REDDİNE, karar verilmiştir. Karara karşı davacılar vekili ile davalılar … ve … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalılar … ve … vekilinin istinaf nedenleri; kazanın meydana gelmesinde taraf kusur durum ve oranlarının ne olduğuna ilişkin belirleme ve değerlendirmelerin hatalı olduğu, ayrıca destekten yoksun kalma tazminat hesaplamasının, ölenin davacılara destekliğinin 18 yaşından itibaren başlayacağı varsayımından hareketle yapılmasının isabetsiz olduğu, yetiştirme gideri indiriminin hem anne hem de baba için yapılması gerekirken sadece baba için yapılmasının doğru bulunmadığı ve hüküm altına alınan manevi tazminatların çok fazla olduğuna ilişkindir. Davacılar vekilinin istinaf nedenleri ise; kaza neticesinde tek çocuklarını kaybeden ve bir daha da çocuk sahibi olamayan vekil edenleri yararına belirlenen manevi tazminat miktarlarının son derece yetersiz ve hakkaniyetten uzak bulunduğuna yöneliktir. Dava; trafik kazası neticesinde meydana gelen ölüm olayına dayanılarak açılmış maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesiyle çıkarılan sonuç ve oluşturulan hükümde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığına, ayrıca dairemizin kaldırma kararı gerekleri yerine getirilerek ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden temin edildiği anlaşılan 16/12/2020 günlü rapordaki kusura ilişkin belirleme ve değerlendirmelerin dosyaya oluşa uygun denetlenebilir gerekçeler içermesi ve bu değerlendirmelerin olayla ilgili olarak Bakırköy 29. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülerek davalı araç sürücüsünün cezalandırılmasıyla sonuçlanan ve Yargıtay denetiminden de geçmek suretiyle kesinleştiği anlaşılan 2015/495 Esas – 2016/327 Karar sayılı ceza yargılamasına ilişkin dosyadaki tespitlerle de örtüşmesi karşısında ilk derece mahkemesince kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsünün %25 oranında (-tali) müteveffanın ise %75 oranında (-asli) kusurlu olduğunun kabul edilmiş olmasında herhangi bir yanılgı tespit edilemediğine, keza davacıların maddi tazminat talepleri bakımından yargılama sırasında davacı tarafla davalı … şirketi arasında yapılan sulh sözleşmesi nedeniyle konusuz kaldığına hükmedilen ve bu yönü ile istinaf itirazına uğramayan ve daha da önemlisi istinaf eden davalıların bakiye bir sorumlulukları olduğu yönünde de herhangi bir belirleme bulunmayan bir dava nedeniyle, maddi tazminata ilişkin aktüer hesaplamanın hangi yöntemle yapıldığının bir öneminin olmamasına, kaldı ki ileri sürülen bu durumun müteakip açılacak dava veya davalarda gözetilebilecek nitelik taşımasına göre davalılar vekilinin kusura ve hesap yöntemine ilişkin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. 2-Tarafların maddi tazminata ilişkin hüküm bölümüne yönelik istinaf itirazları birlikte değerlendirildiğinde; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı, adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Kazanın meydana geldiği tarih, kazanın meydana geliş şekli, kusur durumu (-müteveffa asli kusurlu (%75), davalı araç sürücüsünün ise tali kusurlu (%25) ), ölümün karşılaşılabilecek en ağır sonuç oluşu, ölenle davacıların yakınlıkları, UYAP’tan temin edilen nüfus kayıtlarına göre iddianın aksine davacı babanın resmi nikahlı eşinden olma başka çocuklarının da oluşu, davacı annenin ise kaza tarihinde başka bir çocuğu olmasa dahi, kazadan sonra diğer davacıdan olma iki çocuğunun daha dünyaya geldiğinin tespit edilmesi yanında, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, hükmedilecek paranın zarara uğrayanda manevi huzuru sağlayabilecek kadar olması, gerekliliği birlikte değerlendirildiğinde; ölümle sonuçlanan taksirli eylem nedeniyle hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının yukarıda açıklanan ilkelere ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanmasına ilişkin kurala göre uygun olup, yetersiz veya fazla olmadığı sonucuna varıldığından, taraf vekillerinin manevi tazminata ilişkin istinaf itirazlarının da reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davacılar vekili ile davalılar … ve … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf eden davacılardan alınması gereken harçlar peşin olarak alındığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf eden davalılardan alınması gereken 2.732,40-TL harçtan peşin yatırılan 683,10-TL harcın düşümü ile bakiye 2.049,30-TL istinaf ilam harcının davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-İstinaf yasa yoluna başvuran tüm tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.07/06/2023