Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2023/846 E. 2023/819 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/846
KARAR NO: 2023/819
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/11/2022
NUMARASI: 2019/109 Esas – 2022/686 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/05/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin Almanyada faaliyet gösteren bir sigorta şirketi olduğunu, müvekkili şirket nezdinde sağlık sigorta poliçesi bulunan Alman vatandaşı …’ın,Türkiye’de bulunduğu 20/07/2012 tarihinde yolcu konumunda olduğu davalı …’ne ait … plaka sayılı araç ile davalı …’ın sevk ve idaresindeki davalı … Turizm Tic. İthalat İhracat Limited Şirketi’ne ait … plaka sayılı aracın lastiğinin patlaması sonucu çarpışması ile meydana gelen trafik kazasında yaralandığını, müvekkili tarafından sağlık sigorta poliçesi kapsamında sigortalısına 12.423,82 Euro tedavi gideri ödemesi yapıldığını, davalı ..şirketinden müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu aracın işleteni, davalı …şirketi, davalı … ile davalı …’nin kazaya karışan … plaka sayılı aracın işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olması sebebiyle zarardan sorumlu olduklarını ileri sürerek, müvekkili şirketin sigortalısına ödediği 12423,82 Euro’nun 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi gereğince ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Otomotiv Taşımacılık İnşaat … Tic. İthalat İhracat Limited Şirketi vekili cevap dilekçesi ile; davayı açan yabancı tüzel kişinin teminat göstermesi gerektiğini, talebin zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili şirketin ikinci el araba alım satımı yapan bir şirket olduğunu, dava konusu kazaya karışan aracın kaza tarihinden evvel haricen …’e satıldığını ve zilyetliğinin devredildiğini, kazanın aracı haricen satın alan … zilyetliğinde iken meydana geldiğini, aracın resmi devrinin 13/08/2012 tarihinde yapıldığını, kaza tarihi itibariyle müvekkilinin aracın işleteni olmadığını, sadece tescil maliki olması nedeniyle zarardan sorumluluğu bulunmadığını, aracın lastiğinin patlamasının araçtaki bir bozukluk olarak nitelendirilemeyeceğini, davacının sigortalısının seyahat sırasında emniyet kemeri takıp takmadığının tespit edilmesi ve müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, dava tarihinden evvel müvekkilinin temerrüde düşürülmemesi nedeniyle ancak dava tarihinden itibaren faiz istenebileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; dava açılmadan evvel zorunlu başvuru şartının yerine getirilmediğini, davanın zamanaşımına uğradığını, yasal düzenleme gereği geçici işgöremezlik zararının ve tedavi giderlerinden sorumluluğun müvekkiline ait olmadığını, zararın haksız fiilden kaynaklanması nedeniyle ancak yasal faiz istenebileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … cevap dilekçesi ile; davanın yetkisiz ve görevsiz mahkemede açıldığını, zararın haksız fiilden doğması nedeniyle ikametgahı olan Ankara Asliye Hukuk Mahkemelerinin yetkili ve görevli olduğunu, ceza yargılaması sonucunda hakkında beraat kararı verildiğini, beraat kararı nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesinin, davacının, dava açılmadan evvel davalı … şirketine zorunlu başvuru şartını yerine getirmediği, diğer davalılar bakımından da dava şartının mahkemenin görevini etkilediği gerekçesi ile davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle reddine dair 29/05/2018 tarihli 2016/949 Esas ve 2018/611 Karar sayılı kararının, istinaf incelemesi neticesinde Dairece 14/02/2019 tarihli 2019/364-319 E-K sayılı ilam ile davalı sigortaya başvuru şartının tamamlanabilir nitelikte olması nedeniyle davacı tarafa süre verilmesi gerektiği gerekçesi ile kaldırılmasına karar verildiği, kaldırma kararı sonrasında yapılan yargılama neticesinde, ilk derece mahkemesince; davalılardan …’nın davacı sigortacının halef olduğu dava dışı sigortalı …’ın taşıma sözleşmesi ile taşındığı … plakalı minibüsün işleteni, diğer davalıların kazaya karışan … plakalı aracın sürücüsü …, işleteni … ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı … olduğu, davanın, dava dışı sigortalıya halef olunduğu gerekçesi ile açılması nedeniyle mahkemenin görevinin, dava dışı sigortalı Alman vatandaşı …’ın hukuki durumuna göre belirlenmesi gerektiğini, dava dışı sigortalının Van ilinde turistik amaçla yaptığı gezi kapsamında …nin işleteni olduğu … plakalı minibüste yolcu olarak seyahat ederken davaya konu kaza meydana geldiği, dolayısıyla davalı ….Şti. yönünden taraflar arasında taşıma sözleşmesinin bulunduğu, davanın 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açıldığı, dava dışı sigortalı ile davalı ..şirketi arasındaki taşıma ilişkisinin tüketici işlemi olduğu, 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesinin görevli kılındığı, aynı Kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğinin düzenlendiği, davalı ….şirketi yönünden tüketici mahkemesi, … plakalı kazaya karışan diğer aracın sürücüsü ve işleteni davalılar … ve …Ltd. Şirketi yönünden Asliye Hukuk Mahkemesi, zorunlu sigortacısı yönünden ise Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğu, bu durumda uyuşmazlıktaki temel ilişkinin taşıma ilişkisi olması nedeniyle bütün talepler yönünden ihtilafın özel mahkeme olan tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği gerekçesi ile; “HMK.’nın 114/1-c , 115/2. Maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan mahkememizin görevsizliği ile davanın USULDEN REDDİNE, Görevli Mahkemenin TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğuna” karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf nedenleri; davalı … şirketinin kazaya karışan aracın zorunlu trafik sigortacısı olduğu, davanın TTK m. 4’e göre açılan bir ticari dava olduğu, müvekkili şirketin sigortalısı ile davalı arasındaki taşıma ilişkisinin tüketici işlemi niteliğinde değil, ticari işlem niteliğinde olduğu hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazası sonucu cismani zarara uğrayan sigortalısına ödeme yapan sağlık sigortacısının ödediği bedelin, zarardan sorumlularından rücuen tahsili istemine ilişkindir. Dosya arasına celbedilen ceza yargılamasına ilişkin Van 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2013/467 Esas ve 2014/343 Karar sayılı dosyasında yer alan beyanlara göre; davacının sigortalısı dava dışı …’ın Ağrı Dağı’na tırmanmak için turistik amaçla Türkiye’ye geldiği ve tur hizmeti veren davalı … Seyahat Acentası…şirketi ile anlaşarak kazaya karışan araçta seyahat ettikleri sırada trafik kazasının meydana geldiği, bu hali ile davacının haklarına halef olduğu sigortalısı dava dışı … ile davalı … Acentası…şirketi arasındaki anlaşmanın tüketici işlemi olduğu anlaşılmıştır. Dosyadaki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkemesince delillerin tartışılması suretiyle açıklanan gerekçe ve oluşturulan hükümde usul ve yasaya aykırılık bulunmamasına, özellikle halefiyete binaen açılan davada, davacının haklarına halef olduğu sigortalısı ile davalı … Acentası…şirketi arasındaki işlemin tüketici işlemi olmasına, davalı … aleyhine açılan dava yönünden 6102 sayılı TTK’nın 4.maddesine asliye ticaret mahkemeleri görevli ise de tüketici mahkemesinin, asliye ticaret mahkemesine göre daha özel nitelikli bulunmasına göre ilk derece mahkemesi kararında isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin HMK m. 353/1-b/1 gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf eden davacı tarafça peşin yatırılan istinaf karar ve ilam harcı yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.11/05/2023