Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2023/839 E. 2023/736 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/839
KARAR NO: 2023/736
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/09/2022
NUMARASI: 2022/263 Esas -2022/576 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/04/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili 13/04/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı …’ye ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın 26.10.2020 günü sebep olduğu kaza sonucunda müvekkili adına kayıtlı … plakalı aracın hasarlandığını, kazada davalıya sigortalı aracın sürücüsünün kusurlu olduğunu, meydana gelen bu kazaya istinaden davalı … tarafından başvuruları üzerine eksper raporu tanzim edildiğini, davalının bu raporu baz alarak müvekkiline 24.750,00-TL hasar ödemesi yapıldığını, yapılan ödemenin hasarı karşılamadığını, müvekkiline ait aracın ikinci el piyasa rayiç değerinde bir kayba sebep olduğunu belirterek, müvekkilinin aracında meydana gelen hasardan kaynaklı olarak eksik hasar bakiyesine mahsuben talep edilebilir tazminat bedelinin mahkemece yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile tespit edileceği baz alınarak (HMK’ın 107 maddesi gereği belirsiz alacak davasını) fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin aracında meydana gelen hasardan kaynaklı şimdilik 10 TL eksik bakiye alacaklarının davalı şirketin temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … şirketinden alınarak müvekkiline ödenmesine, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin aracında meydana gelen hasardan kaynaklı şimdilik 10 TL değer kaybı tazminatının davalı şirketin temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … şirketinden alınarak müvekkiline ödenmesine, müvekkilinin aracında meydana gelen gerçek hasarın tespiti için ekspere ödenen 400,00 TL ücretin yargılama giderinden sayılarak sigorta şirketi üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava konusunun tamamen ve açık şekilde belirli olduğunu, davacının belirsiz alacak davası açmakta menfaati bulunmadığını, HMK’nun 107. maddesi uyarınca davanın esasına girmeden doğrudan ve usulen reddini talep ettiklerini, davadan önce, davacı yana 16.08.2021 tarihinde 1.334,00-TL değer kaybı tazminatı ödendiğini, hesaplamanın tamamen doğru verilere göre yapıldığını ve müvekkili şirketin poliçeden kaynaklanan tüm sorumluluğunu yerine getirdiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun Dava Şartları Başlıklı 114/1-i maddesinde ‘Aynı davanın, daha önce kesin hükme bağlanmamış olması’ dava şartı olarak yer almıştır. Dava Şartlarının İncelenmesi başlıklı 115/2.maddesinde ise” Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” hükmü bulunmaktadır. 6100 sayılı HMK’nin 303.maddesine göre; kesin hüküm, ilişkin olduğu konuda uyuşmalığı ortadan kaldırmaktadır. Bu ilke gereği açılan davada kesin hüküm bulunması dava şartı olup resen gözetileceği malum ve maruftur. Yukarıda anılan yasal düzenlemeler, yapılan açıklamalar ile iddia ve savunma ışığında somut olayda; davacının vekili aracılığıyla aynı konuya ilişkin olarak 09.08.2021 tarih ve 2021.E.153878 sayılı dosya ile SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU’na başvurduğu ve UYUŞMAZLIK HAKEM HEYETİ tarafından 18.01.2022 tarih ve 2022/16629 sayılı karar ile KESİN olarak karar verildiği tespit edilmiştir. Davacı vekili tarafından aynı konuya hasren 13.04.2022 tarihinde bu dava ikame edilmiş ve duruşmada da davanın aynı konuya ilişkin olduğu açıkça beyan edilmiştir. Dolayısıyla, davacı vekilinin tahkim yargılamasına ve özelde ekspertiz ve bilirkişi raporlarına yönelen itirazlarının değerlendirilmesine ve yargılama yapılmasına yasal olanak görülmemiştir. Binaenaleyh, gerçekleşen bu durumun 6100 sayılı HMK’nin 114/1-i maddesi gereğince dava şartı olduğu ve dava şartı eksikliğinin giderilmesinin de mümkün olmadığı sonuç ve kanaatiyle davanın kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.( Bkz; İST.BAM 8.HD. 16.06.2022 T. 2019/4068 E.2022/847 K.)” görüşünden hareketle; davanın, 6100 sayılı HMK’nin 114/1-i maddesi gereğince ‘kesin hüküm nedeniyle; 6100 Sayılı HMK’nin 115/2.maddesine göre DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE karar verilmiş, verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekilinin istinaf sebepleri; Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru dilekçesinde, müvekkilinin aracında meydana gelen hasardan kaynaklı olarak eksik bakiye alacağına mahsuben fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100,00 TL tazminat talebinde bulunulduğu, STK’ da görevli hakemin adeta HMK usul kurallarını hiçe sayarak davanın esasına girmeksizin müvekkilinin aracında meydana gelen hasarın tespiti için dosyayı alanında uzman bilirkişiye tevdi etmeden başvuruyu reddettiğini, dolayısıyla ilk derece mahkemesinin STK kararını kesin hüküm kabul etmesinin müvekkilinin adil yargılanma hakkının ihlali anlamı taşıdığı, müvekkilinin aracında meydana gelen değer kaybı ödeme yapılan miktardan çok daha fazla iken, bilirkişiye dosyayı tevdi etmeden, yargılama yapmadan konusuz kaldığına hükmetmesinin kanunlara, yargıtay içtihatlarına ve anayasaya aykırı olduğu, ilk derece mahkemesinin de hakkı yerine getirmekten kaçınarak davanın usulden reddine karar vermesinin, müvekkilinin hak arama özgürlüğünü ve adil yargılanma hakkını ihlal ettiği, hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan hasar tazminatı, araçta meydana gelen değer kaybı bedeli ile ekspertiz ücreti istemine ilişkindir. Davacının eldeki davanın açılmasından önce Sigortacılık Kanunu’nun kendisine tanıdığı seçimlik hakkını kullanarak, kendisi yönünden ihtiyari çözüm yolu olan Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde davalı … aleyhine, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile aracında meydana gelen hasardan dolayı şimdilik 100,00-TL hasar bedelinin temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile tahsili istemiyle başvuruda bulunduğu, başvurusu üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakemince 18/01/2022 gün ve 2021.E.153878 – K-2022/16629 sayılı kararla “başvuru sahibinin bakiye hasar bedeli kapsamında yargılama yapıldığı, başvurana ait araçta oluşan maddi zarara ilişkin tazminatın karşılanması yükümlülüğünün davalı … tarafından komisyona başvuru öncesinde yerine getirildiğinden, başvuru sahibinin tazminat talebinin kesin olarak reddine karar verildiği, bu karara karşı kendisine tebliğe rağmen davacı vekilince itiraz edilmediği, 13/04/2022 tarihli dilekçe ile davalı … aleyhine hasar bedeli, ekspertiz ücreti ve değer kaybı istemiyle eldeki davayı açtığı, anlaşılmıştır. Bilindiği gibi kesin hüküm, ilişkin olduğu konuda uyuşmazlığı ortadan kaldırır. Bu yüzdendir ki açılan bir dava hakkında kesin hüküm bulunmaması bir yargılama koşulu olup, mahkemece re’sen gözetilmesini gerektirir.(HMK.m.303) Davacının sigorta tahkim komisyonunca verilen kararın kesinleşmesinden sonra aynı konuda, aynı dava nedenlerine dayanılarak, aynı davalıya karşı artık genel yargı yoluna başvurulamayacağı açık ise de; davacı hasar tazminatı dışında değer kaybı ve ekspertiz ücreti de talep ettiği, karara dayanak yapılan Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakemince verilen 18/01/2022 gün ve 2021.E.153878 – K-2022/16629 sayılı kararın sadece hasar tazminatı ile ilgili kesin hüküm teşkil ettiği, değer kaybı ve ekspertiz ücretine ilişkin olmadığı gözetilerek, değer kaybı ve ekspertiz ücreti ile ilgili Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakemince verilen karar bulunup bulunmadığının araştırılması, varsa dosyanın getirtilerek incelenmesi, kesin hüküm oluşturup oluşturmadığının değerlendirilmesi, yoksa ekspertiz ücreti ve değer kaybı ile ilgili talep konusunda taraf delilleri toplanarak ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, kararın HMK’nın 353/1-a/6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1/Davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendisine İADESİNE, 4/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 27/04/2023