Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2023/797 E. 2023/1097 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/797
KARAR NO: 2023/1097
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/04/2022
NUMARASI: 2019/512 Esas – 2022/247 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/06/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde zorunlu trafik sigortalı olan, davalı …’ın sürücüsü, diğer davalı … Yedek Parça Tic. Ltd. Şti.nin de maliki bulunduğu … plaka sayılı aracın sebebiyet verdiği 09/09/2012 günlü trafik kazasında araç içinde yolcu olarak bulunan ve vekil edenlerinden …’ın eşi, diğer davacıların da annesi olan …’ın hayatını kaybettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla, davacı eş … için 5.000,00-TL ve davacı … için de 5.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının ve ayrıca, her bir davacı için ayrı ayrı 100.000,00-TL olmak üzere, toplam 400.000,00-TL manevi tazminatın, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, 31/10/2016 günlü bedel artırım dilekçesi ile de davacı eş … için olan destek tazminatı istek miktarını 132.129,45TL’ye, … için olan destek tazminatı istek miktarını da 8.257,13-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı sigorta şirketi vekili cevabında özetle; kazaya karıştığı bildirilen … plaka sayılı aracın, vekil edeni şirket nezdinde 09/07/2012-09/07/2013 tarihleri arasını kapsar biçimde zorunlu trafik sigortalı olduğunu, destekten yoksun kalma tazminatı talepleri bakımından sorumluluğun sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, bu nedenle kazaya karışan araç sürücülerinin kusur durumlarının tespitini istediklerini, ayrıca manevi tazminat taleplerinin de poliçenin teminatı kapsamında bulunmadığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … Yedek Parça Tic. Ltd. Şti.vekili cevabında özetle; kazaya karıştığı belirtilen … plaka sayılı aracın, kayden maliki vekil edeni şirket ise de, söz konusu aracın uzun süreli kiralama sözleşmesi gereğince dava dışı … Kiralama San.Tic.Ltd.Şti’ye kiraya verildiğini, bu nedenle kaza tarihinde aracın işleteninin vekil edeni olmadığını belirterek, aleyhlerine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesini istemiş ve davanın … şirketine ihbarını talep ettiklerini belirterek, davaya karşı koymuştur. Davalı … yargılama oturumlarına katılmamış ve davaya cevap vermemiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; dava konusu kazaya neden olan … plaka sayılı aracın, araç maliki olan davalı şirket tarafından … şirketine 10/04/2012 tarihnide düzenlenen uzun süreli kira sözleşmesiyle devredildiği, bu durumda … Yedek Parça Tic. Ltd. Şti.nin işleten sıfatı kalmadığı, kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, ancak araç içinde yolcu olarak bulunan …’ın kaza anında emniyet kemeri takmaması nedeniyle %25 oranında kusurlu sayılması gerektiği, …’ın dava konusu araç için kazadan önce yakıt aldığı gözetildiğinde, somut olayda hatır taşıması bulunmadığı görüşünden hareketle, hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporu doğrultusunda; -Davalı … Ltd Şti yönünden maddi ve manevi tazminat talepli davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE, -Diğer davalılar yönünden; davanın maddi tazminat talebi yönünden kabulü ile; davacı … için 132.129,45 TL, davacı … için 8.257,13 TL olmak üzere toplam 140.386,58 TL maddi tazminatın davalı … yönünden olay tarihinden itibaren, diğer davalı Sigorta Şirketi yönünden dava tarihinden itibaren (ve davalı sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı tutulmak kaydıyla) işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan alınıp, davacılara VERİLMESİNE, -Manevi tazminat talebinin davalı Sigorta Şirketi yönünden yerinde görülmediğinden REDDİNE, -Davanın manevi tazminat talebi yönünden kısmen kabulü ile; taktiren davacı eş … için 20.000,00 TL, davacı çocuklar … için 10.000,00 TL, … için 10.000,00 TL ve … için de 10.000,00 TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile adı geçen davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ise reddine, karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince verilen 29/12/2016 günlü bu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine dairemizce verilen 11/07/2019 gün 2019/991 Esas-2019/540 Karar sayılı ilamına özet olarak; “…kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 15/11/2018 tarih ve 2016/1154 E., 2018/10822 K. Sayılı kararı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 19/11/2018 tarih ve 2016/7624 E., 2018/10877 K. Sayılı kararı). Davalı …Ltd.Şti vekili yargılama sırasında, kazaya neden olan … plaka sayılı aracın, uzun süreli kira sözleşmesi uyarınca, … Turizm Şirketine devredildiğini ileri sürerek 10/04/2012 ve 10/08/2013 tarihli kira sözleşmeleri, araç teslim belgeleri ve kazaya neden olan … plaka sayılı araç dahil toplam 10 adet aracın kiralama bedeline ilişkin olduğu ileri sürülen fatura ibraz edilmiştir. Ne var ki; Davalı araç malikinin dayanağını oluşturan kira sözleşmeleri nitelik itibariyle her zaman düzenlenebilecek belgelerden olmaları ve ibraz edilen fatura bedelinin ödenip ödenmediği de belirlenemediğinden, mahkemece; kira sözleşmelerinin ve kira bedelinin Maliye ve Vergi Dairelerine bildirilip bildirilmediği, kira bedelinin ödenip ödenmediği hususunun davalı …Ltd.Şti ve kiralayan …Ltd.Şti’nin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle tespiti yoluna gidilmeden, diğer bir ifade ile kiralama sözleşmelerinin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olup olmadığı araştırılıp belirlenmeden, yazılı biçim ve şekilde davalı …Ltd.Şti’nin işleten sıfatının kalmadığı sonucuna varılması hali, HMK.m.353/1-a/6 hükmü kapsamındaki hali oluşturacağından…” denilmek suretiyle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırıldığı ve kaldırma kararının gerekçesi gözetildiğinde davacıların diğer istinaf itirazlarının (manevi tazminatın miktarının yetersiz olduğuna ilişkin) bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
Mahkemece kaldırma kararı doğrultusunda yapılan işlem, araştırma ve yargılama sonucunda davalı araç maliki … Yedek Parça Ltd. Şti. uzun süreli kiralama süresiyle kazaya sebebiyet veren aracının davaya ihbarı sağlanan … San. Ltd. Şti. devrettiği, kazanın araç kiracısının fiili hakimiyeti sırasında meydana geldiği, kira bedellerinin kiralayana ödendiğinin davalı şirketin ticari defterleri üzerinde bilirkişi aracılığıyla yaptırılan inceleme neticesinde tespit edildiği, ayrıca kiralanan araca ilişkin damga vergilerinin de vergi dairesine bildirildiği ve ticari sicil kayıtlarına göre davalı şirketin faaliyet alanlarından birinin de oto kiralama işi olduğu bu durumda davalı şirket tarafından ibraz edilen kiralama sözleşmesinin üçüncü kişileri bağlayacak nitelikte ve güçte bir kira sözleşmesi olduğunun kabulü gerektiği, dolayısıyla işleten sıfatı sona eren davalı şirket hakkında açılan maddi ve manevi tazminat davalarının reddine karar verilmesi gerektiği;kaldırma kararından önce maddi tazminata ilişkin olarak verilen karar gereğince davacı tarafça başlatılan icra takibi neticesinde davalı … Sigorta A.Ş tarafından 14/02/2017 tarihinde asıl alacak ve ferilerin toplamı üzerinden 227.994,21-TL ödeme yapıldığı, davalı …’ın 07/04/2022 tarihi itibariyle 13.900,70-TL bakiye borcu kaldığı, buna göre mahkemece daha önce verilen karar, bu kararla hükmedilen tazminat miktarları, karara istinaf edenler ve istinaf sebepleri ile davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme dikkate alınarak davalı … hakkında açılan maddi tazminat davasının kabulüne, icra dosyası kapsamında yapılan ödemelerin infaz aşamasında dikkate alınmasına karar verilmesi gerektiği; buna karşılık davalı araç sürücüsü …’ın kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu bulunduğu, araçta yolcu olan müteveffa …’ın ise emniyet kemeri takmaması sebebiyle müterafik kusurlu olduğu bu durumda manevi tazminata ilişkin taleplerin kısmen kabulüne karar verilmesinin uygun olacağı şeklindeki özet gerekçe ile; -Davacılar tarafından davalı … Yedek Parça Tic. Ltd. Şti. hakkında açılan maddi ve manevi tazminat davalarının pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE, -Davacılar tarafından davalı … Sigorta A. Ş. hakkında manevi tazminat talebiyle açılan davanın REDDİNE, -Davacılar … ve … tarafından davalı … Sigorta A. Ş hakkında maddi tazminat talebiyle açılan davaların konusuz kalması nedeniyle esas hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, -Davacılar … ve … tarafından davalı … hakkında açılan maddi tazminat davalarının KABULÜNE, davacı … için belirlenen 132.129,45-TL, davacı … için belirlenen 8.257,13-TL maddi tazminatın, kaza tarihi olan 09/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacılar … ile …’a verilmesine(Davalı … Sigorta A. Ş. tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası kapsamında yapılan ödemelerin infaz aşamasında dikkate alınmasına), -Davacılar tarafından davalı … hakkında açılan manevi tazminat davalarının KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, davacı … için takdir edilen 30.000,00-TL, davacı … için takdir edilen 15.000,00-TL, davacı … için takdir edilen 15.000,00-TL, davacı … için takdir edilen 15.000,00-TL manevi tazminatın, kaza tarihi olan 09/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Ne var ki; Dairemizce verilen 22/12/2022 gün 2022/2359Esas-2022/1869 Karar sayılı geri çevirme kararı doğrultusunda istinaf yasa yoluna başvuran davacılar vekiline davacı … dışında kalan davacıların istinaf başvurularının incelenebilmesi için gerekli eksik harçların ikmal edilmesi amacıyla muhtıra düzenlenerek vekili tebliğ edildiği, ancak davacılar vekili Av. … tarafından davacılar …, … ve … tarafından azledildiğini bildirmesi üzerine adı geçen bu davacılara ayrı ayrı çıkartılan tebligatlarla çekilme keyfiyeti bildirilerek eksik harçları yatırmalarının istenildiği fakat gerekli harçların yatırılmaması üzerine ilk derece mahkemesince verilen 07/03/2023 gün 2019/512 Esas-2022/247 sayılı kararla, davacı …, … ve …’ın istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılmalarına hükmolunduğu ve söz konusu bu kararın ilgili davacılara tebliğ edildiği ancak adı geçen davacılar tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmadığı görülmüştür. Bu durumda istinaf incelemesinin sadece davacı …’ın istinaf başvurusu bakımından yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Davacı … vekilinin istinaf nedenleri; davalı … Şirketi’nin de diğer davalılarla birlikte sorumluluğu yoluna gidilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonucunda adı geçen davalıya yönelik olarak açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ayrıca ilk derece mahkemesince verilen önceki kararda davalı … Şirketi lehine sadece 1.800,00-TL vekalet ücreti takdir edildiği ve önceki karara karşı davalı … Şirketi’nin istinaf yasa yoluna başvurmadığı halde, kaldırma kararı sonrasında adı geçen davalı lehine toplam 10.200,00TL vekalet ücreti takdir edilmesinin usulü kazanılmış hak kuralanın ihlali niteliğinde olduğu ve tüm bunlardan ayrı hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının da son derece yetersiz bulunduğuna yöneliktir. Dava trafik kazası neticesinde meydana gelen ölüm olayına dayanılarak açılan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesiyle çıkarılan sonuç ve oluşturulan hükümde istinaf edenin sıfatına ve istinaf nedenlerine göre usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve özellikle kaldırma kararı doğrultusunda işlem ve araştırma yapılarak davalı … Şirketi’nin işleten sıfatının kalmadığının doğru bir biçimde tespit edilmiş olmasına, ayrıca her ne kadar ilk derece mahkemesince verilen önceki kararda, hakkındaki dava pasif husumet yokluğundan reddedilen davalı … Şirketi lehine sadece 1.800,00-Tl vekalet ücretine hükmedilmiş ise de, davacı tarafın ısrarlı bir şekilde adı geçen davalının maddi ve manevi tazminattan sorumlu olduğunu ileri sürdüğü bu nedenle de mahkemece adı geçen davalının hukuki durumunun tespitine yönelik araştırma ve incelemenin derinleştirildiği ve manevi tazminat talepleri bakımından ilk karardaki belirlemelerden ayrılınarak daha yüksek miktarda manevi tazminata hükmedildiği gözetildiğinde vekile temsil edilen bu davalı lehine önceki karar gereğince hüküm altına alınan vekalet ücretinin istinaf eden davacı yönünden usulü kazanılmış hak oluşturmayacağı, verilen kararın önceki karardan bağımsız yeni bir karar niteliğinde olduğu belirgin bulunduğundan ilk derece mahkemesince verilen ve istinaf isteğine konu bulunan kararla reddedilen maddi ve manevi tazminatlar yönünden yeni karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca davalı … Şirketi yararına maddi ve manevi tazminatlar bakımından ayrı ayrı red vekalet ücreti hükmedilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik tespit edilememesine, ayrıca kazanın tarihi, oluş şekli, müteveffa kazanın oluşumunda kusurlu değil ise de müterafik kusurlu bulunuşu kaza tarihindeki paranın alım gücü ve tarafların dosyaya yansıyan sosyo ekonomik durumları birlikte değerlendirildiğinde istinaf eden davacı yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının 22/06/1999 gün ve 7/7 sayılı içtihadı birleştirme kararında gösterilen ilkelere ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 4. Maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanılmasına ilişkin da uygun bulunmasına göre; yerinde olmadığı sonucuna varılan tüm istinaf itirazlarının esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmşıtır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davacı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf eden davacıdan alınması gereken 179,90-TL harçtan, peşin yatırılan 80,70-TL harcın düşümü ile bakiye 99,20-TL istinaf ilam harcının istinaf eden davacı …’dan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı … tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, maddi tazminata ilişkin hüküm bölümü yönünden HMK’nın 361.madde hükmü gereğince gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık; manevi tazminata ilişkin hüküm bölümü yönünden ise, HMK’nın 362/1-a madde hükmü uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.22/06/2023