Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2023/783 E. 2023/977 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/783
KARAR NO: 2023/977
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/12/2022
NUMARASI: 2020/674 Esas – 2022/1044 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasına Bağlı Cismani Zarar Nedeniyle Maddi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/06/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20/01/2016 tarihinde dava dışı sürücü … sevk ve yönetimindeki … plakalı motosiklet ile sürücü … sevk ve yönetimindeki … plaka sayılı otomobilin çarpışması neticesinde meydana gelen trafik kazasında motosiklette yolcu olan müvekkili …’ın yaralandığını, … plakalı aracın davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde, … plakalı motosikletin ise davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde sigortalı olduğunu belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile iş gücü kaybından doğan toplam 1.000,00-TL daimi maluliyet(sakatlık) tazminatının, 500.00-TL daimi maluliyet (sakatlık) tazminatının şirkete başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … sigortadan, 500.00-TL daimi maluliyet (sakatlık) tazminatının şirkete başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigortadan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 28/12/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile; davalı … Sigorta A.Ş.’den 26.375,52 TL, davalı … Sigorta A.Ş.’den 39.563,27 TL tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş ıslah harcını yatırmıştır. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğun şirketleri tarafından … nolu ZMSS sigorta poliçesi ile 11/09/2015-2016 tarihleri arası sigorta güvencesine alındığını, davacı tarafından davadan önce kendilerine hiçbir şekilde başvurulmadığı için kendilerinin bu davaya konu tazminat bakımından temerrüte düşürülmediğini, hatır taşıması olduğu için hesaplanacak tazminatta hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini belirterek, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. davaya cevap vermemiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “2918 sayılı KTK’nun 97.maddesi ile zarar görenlerin sigorta şirketlerine başvurmadan doğrudan talep ve dava haklarının olmadığı dava açmadan önce zarar görenin sigorta şirketine başvurmasının dava şartı olması ve bu niteliği ile KTK 97.maddenin bir usul hükmü olarak derhal uygulanması gerektiğinden açılmış bulunan davanın sigorta şirketlerine zorunlu başvuru şartı gerçekleştirilmeden açıldığının anlaşılması karşısında 6100 sayılı HMK’nun 114.maddesi niteliğindeki dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir” gerekçesi ile; 2009/18 sayılı yasanın 97.maddesi gereği dava açmadan önce sigorta şirketine başvurulmadığı anlaşıldığından başvuru dava şartı niteliğinde olduğundan HMK 114.maddesi kapsamında davanın usulden reddine, karar verilmiştir. Verilen karar davacı vekilinin istinaf üzerine dairemizin 12/11/2020 tarih ve 2018/2927 esas- 2020/3689 karar sayılı kararı ile; “26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanunu’nun 5. maddesiyle değişik 97. maddesi ile zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği belirtilmiştir. Yasal değişiklikle, zarar gören hak sahipleri ZMSS sigortacısına karşı artık doğrudan dava açamayacak olup yasa ile özel bir dava şartı getirilmiştir. Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. Bu amaçla, davacı vekiline yasada öngörülen başvuruya ilişkin eksikliği gidermesi için kesin süre verilmeli, sigorta şirketince 15 gün içinde cevap verilmemesi veya verilen cevabın talebi karşılamaması halinde bu yöndeki dava şartının yerine getirildiği kabul edilerek davanın esasına girip deliller toplanıp değerlendirilerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmeli, kesin süre içinde başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmemesi halinde ise bu kez dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmelidir. Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar doğrultusunda davacıya tamamlanabilir dava şartının yerine getirmesi için süre verilmeden, verdiği sürenin sonuçları beklenmeden ve oluşacak duruma göre bir karar verilmesi gerektiği düşünülmeden yasal düzenlemelere yanlış anlam verilmesi sonucunda yazılı biçim ve şekilde davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olduğu” gerekçesi ile; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın HMK’nın 353/1-a/4 ile HMK’nın 353/1-a/6 madde hükmü gereğince kaldırılmasına karar verilerek dosya ilk derece mahkemesine iade edilmiştir. Mahkemece yeniden esasa kaydedilen dava dosyasında yapılan yargılamam sonunda; “Mahkememizin 06/10/2021 tarihli duruşmasında temlik alan … vekili tarafından sunulan Adana … Noterliği’nin 17/01/2019 tarih ve … yevmiye numaralı alacağın devri sözleşmesi ile davamıza konu alacağın tüm fer’ileri ile birlikte … tarafından … isimli kişiye temlik edilmiş olduğunun beyan ve iddia edilmiş olması karşısında ilgili noterliğe yazı yazılarak celp edilen ve aslı mahkememizin … numaralı kasasında muhafaza edilen Adana … Noterliği’nin 17/01/2019 tarih ve … yevmiye numaralı evrakı üzerinden düzenlenen “Alacağın Devri” sözleşmesi ile davacı …’ın mahkememizin 2016/182 Esas sayılı dosyasına konu 64.717,70 TL alacağını tüm fer’ileri ile birlikte …’a temlik etmiş olduğu görülmektedir. Temlik eden vekilinin dosyaya ibraz edilen temliknamenin iptali için Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/122 Esas sayılı dosyası üzerinden dava açıldığını bu davanın neticesinin bekletici mesele yapılması yönünde talepte bulunması üzerine ilgili mahkemeye yazılan yazıya verilen cevap ekinde gönderilen Adana 2. ASHM’nin 25/03/2022 tarih 2022/122 Esas ve 2022/183 Karar sayılı kararı ile temlik sözleşmesinin iptali yönünde dava açıldığı ve ancak mahkemenin işbu davada Adana Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğu nedeniyle görev dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş olduğu tespit edilmiş ise de davacı Sönmez Korkmaz vekilinin 19/10/2022 tarihinde vermiş olduğu dilekçenin 3. maddesi ile temliknameye itirazları olmadığı için bu temliknamenin iptali için açılmış olan davanın bekletici mesele yapılması yönündeki taleplerinden vazgeçtikleri yönünde beyanda bulunmak dışında 02/11/2021 tarihli duruşmada da dilekçedeki beyanlarının doğru olduğunu kabul etmiş olduğu görülmektedir. Tüm dosya kapsamı ile alınmış olan kusur, maluliyet ve aktüer bilirkişi raporları, ıslah dilekçesi ile temlikname nazara alınmak suretiyle davanın kabulü ile, tahsili talep edilen 65.938,79 TL’nin talep doğrultusunda yarısı olan 32.969,39 TL’nin 07/05/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş’den, 32.969,39 TL’nin ise 13/08/2021 tarihinden itibaren davalı … Sigorta A.Ş’den tahsili ile davacı temlik alan …’a verilmesine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile; Davanın KABULÜ İLE; Tahsili talep edilen 65.938,79 TL’nin talep doğrultusunda yarısı olan 32.969,39 TL’nin 07/05/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş’den, 32.969,39 TL’nin ise 13/08/2021 tarihinden itibaren davalı … Sigorta A.Ş’den tahsili ile DAVACI TEMLİK ALAN …’A VERİLMESİNE karar verilmiş, verilen karar davacı vekili, davalı … Sigorta A.Ş vekili ile davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından istinaf edilmiştir. Temlik alan davacı … vekilinin istinaf sebepleri; Mahkeme kararında hükmedilen miktarın faiz başlangıç tarihinde yanlışlık yapıldığı, faiz başlangıç tarihinin dava tarihi ya da dava dilekçesinin tebliğ tarihi olması gerekirken dava şartını yerine getirmek amacıyla yaptırılan başvurunun tebliği tarihini baz alarak faiz başlangıcı belirlemesinin hatalı olduğuna ilişkindir. Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf sebepleri; Kaza tarihi olan 28.01.2016 tarihinde sürekli iş göremezlik tayini için esas alınması gereken yönetmelik Özürlülük Ölçütü (Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik) iken Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği uygulanarak sürekli iş göremezlik tayini yapılmış olmasının usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiği, mahkemece alınan bilirkişi raporunda aktüeryal hesaplama da bu oran üzerinden yapıldığından gerçek zararın tespitinin de usul ve yasaya uygun olarak yapılamadığı, dava konusu kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün herhangi bir kusuru bulunmadığı, davacı tarafından sunulan dava dilekçesi incelendiğinde; yalnızca daimi maluliyet tazminatı talep edildiği görülmekle birlikte Mahkemece hükme esas alınan hesap raporunda geçici iş göremezlik tazminatı hesaplamasının da usul ve yasaya aykırı olduğu, davacı vekili tarafından sunulan 13.12.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile birlikte müvekkili … Sigorta A.Ş yönünden dava konusu maddi tazminat talepleri 26.375,52-TL’ye ıslah edilmiş iken mahkemece taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak müvekkili şirket yönünden 32.969,39-TL tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, hususlarına ilişkindir. Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf sebepleri; Kaza tarihi olan 28.01.2016 tarihinde sürekli iş göremezlik tayini için esas alınması gereken yönetmelik Özürlülük Ölçütü (Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik) iken Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği uygulanarak sürekli iş göremezlik tayini yapılmış olmasının usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiği, mahkemece alınan bilirkişi raporunda aktüeryal hesaplama da bu oran üzerinden yapıldığından gerçek zararın tespitinin de usul ve yasaya uygun olarak yapılamadığı, dava konusu kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün herhangi bir kusuru bulunmadığı, uzlaşma olup olmadığının tespit edilebilmesi için kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın dosyaya kazandırılması gerektiği, hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir. Toplanan delillerin ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesi ile birlikte istinaf başvuru nedenleri de göz önüne alınarak incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde; (1)Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ilk derece mahkemesince delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile çıkarılan sonuç ve oluşturulan hükümde, (-aşağıda açıklanacak hususlar hariç olmak üzere-) usul ve yasaya aykırılık olmamasına, aynı cetvellerin kullanılması nedeniyle, kaza tarihinde yürürlükte bulunmayan yönetmeliğe göre maluliyetin tespit edilmiş olmasının, maluliyet derecesine ve sonuca bir etkisinin bulunmayacak olması nedeniyle bu hususa temas eden istinaf başvurularının yerinde olmamasına, ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 05/05/2017 tarihli, kaza tarafların kazanın oluşumundaki kusurlarını tespit eden raporun; dosya kapsamına ve kazanın oluşuna ilişkin koşullara uygun, gerekçeli ve denetime elverişli olması nedeniyle hükme esas alınarak, davalı … Sigorta AŞ nezdinde sigortalı … plaka sayılı motosiklet sürücüsü …’ın % 60 oranında, davalı … Sigorta AŞ nezdinde sigortalı … plaka sayılı araç sürücüsü …’un % 40 oranında kusurlu kabul edilmesinde bir hata bulunmamasına, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda geçici iş göremezlik dönem zararına ilişkin bir belirleme olmaması ve tespit edilen tazminatın sürekli iş göremezlik zararına ilişkin olması nedeniyle bu husustaki istinaf başvurusunun yerinde olmamasına, temlik eden veya temlik alan ile uzlaşıldığına ilişkin her hangi bir bilgi ve belge ile bu hususta her hangi bir ispatın dosya kapsamında bulunmamasına, ayrıca olaya ilişkin kovuşturma yapılmasına yer olmadığına ilişkin kararın zarar gören ile zarar sorumluları arasındaki uzlaşmaya dayanmamasına göre, istinaf edenlerin avukatlarının açıklanan hususlara temas eden istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir. (2)Ancak; davanın açılması ile birlikte davalıların temerrütünün gerçekleştiği, bu nedenle hüküm altına alınan tazminatlara dava tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiği gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirmeyle somut olay yönünden temerrüt ile ilgisi bulunmayan ve fakat dairemizin daha önceki kararın kaldırılmasına ilişkin ilamında işaret edildiği, sigorta şirketlerine başvuru dava koşulunun sağlanmasına ilişkin bulunan başvuru tarihinin (davanın devamında sigorta şirketlerine başvuru tarihinin) faizin başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi doğru olmamıştır. Hal böyle olunca da davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. (3)Bundan ayrı; görülmekte olan davada davacı vekili tarafından, 13/12/2017 tarihli ıslah dilekçesinde, bilirkişi raporuyla belirlenen toplam 65.938,79-TL’ni, trafik kazasının oluşumundaki kusur oranlarına göre, 39.563,27 TL sinin … Sigorta AŞ’den, 26.375,52 TL sinin ise davalı … Sigorta AŞ’den tahsiline karar verilmesi talebine rağmen, davacının ıslah dilekçesindeki istemi aşılmak suretiyle ve gerekçesi de denetime imkan verecek şekilde açıklanmadan belirlenen tazminatın eşit şekilde davalılardan tahsiline karar verilmesi de hatalıdır. Bu durumda davalı … Sigorta Aş vekilinin bu hususa temas eden istinaf başvurusu yerinde bulunmuştur. Sonuç olarak; yukarıda (1) nolu maddede açıklanan hususlardaki davalıların vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü gereğince reddine, yukarıda (2) nolu maddede açıklanan hususta davacı vekilinin, (3) nolu maddede açıklanan hususta davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ancak istinaf başvurularının kabulünü gerektiren hususlardaki yanılgılı uygulamaların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK’nın 353/1-b/2.maddesi hükmü gereğince; 26.375,52 TL nin davalı … Sigorta AŞ’den, aleyhe istinaf başvurusu bulunmaması ve davalı yararına usuli kazanılmış hak nedeniyle 32.969,39 TL nin davalı … Sigorta AŞ’den dava tarihinde itibaren yasal faiziyle tahsili ile temlik alan davacıya verilmesi suretiyle yeniden hüküm tesisi gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1/Başlıkta bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE, temlik alan davacı vekili ile davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/2 madde hükmü gereğince KISMEN KABULÜNE, a/İstinaf yasa yoluna başvuran … Sigorta A.Ş tarafından yatırılması gereken 2.252,14-TL harçtan peşin olarak yatırılan 1.127,00-TL harcın düşümü ile 1.125,14-TL nispi istinaf ve karar ve ilam harcının istinaf eden … Sigorta A.Ş’den tahsiline Hazineye gelir kaydına, -İstinaf yasa yoluna başvuran temlik alan davacı ile davalı … Sigorta A.Ş tarafından peşin olarak yatırılan nispi istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendilerine İADESİNE, b/İstinaf edenler tarafından, istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin ise takdiren kendi üzerilerinde bırakılmasına, c/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 2/İstinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/12/2022 gün ve 2020/674 Esas – 2022/1044 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b/2 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, Davanın KISMEN KABULÜ İLE; a/26.375,52-TL’nin davalı … Sigorta A.Ş’den, aleyhe istinaf başvurusu bulunmaması ve davalı yararına usulü kazanılmış hak nedeniyle 32.969,39-TL’nin davalı … Sigorta A.Ş’den dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsili ile temlik alan davacı …’A VERİLMESİNE, b/Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 4,053,85-TL nispi karar harcından, 29,20-TL peşin harç ve 221,80-TL ıslah harcı toplamı 251,00-TL harcın mahsubu ile noksan kalan 3.802,85-‬ TL harcın (davalı … Sigorta A.Ş 2.127,14‬-TL, davalı … Sigorta A.Ş 1.675,71‬-TL harçtan sorumlu olmak üzere) davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, c/Temlik alan davacı … lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.495,19-TL nispi vekalet ücretinin (davalı … Sigorta A.Ş 5.275,10 TL, davalı … Sigorta A.Ş 4.220,09-TL’den sorumlu olmak üzere) davalılardan tahsili ile temlik alan davacı …’a verilmesine, d/Temlik alan davacı … tarafından yapılan toplam 2.582,50-TL yargılama gideri ile 29,20-TL peşin harç, 29,20-TL başvurma harcı ve 221,80-TL ıslah harcı toplamı 2.862,7‬0-TL’nin (davalı … Sigorta A.Ş 1.690,10-TL, davalı … Sigorta A.Ş 1.172,60-TL’den sorumlu olmak üzere) davalılardan tahsili ile temlik alan davacı …’a verilmesine, e/Davalı … A.Ş tarafından yapılan yargılama giderlerinin bu davalı üzerinde bırakılmasına, f/Bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 07/06/2023