Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2023/73 E. 2023/971 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/73
KARAR NO: 2023/971
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/10/2022
NUMARASI: 2021/540 Esas -2022/764 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasına Bağlı Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/05/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 11/06/2017 günü davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı … plakalı aracın, sürücüsü …’nin karşı şeride girerek karşı yönden gelen … plakalı metrobüsle çarpışması sonucu meydana gelen kazada yaşamını yitirdiğini, kazanın şerit ihlali yapan müteveffanın kendi kusuru sonucu olduğunu, davalı sigorta şirketine gerekli tüm evraklarla başvurularak tazminat ödenmesi istenilmiş ise de, sürücünün kusurundan dolayı vefat ettiğinden bahisle tazminat ödemesinin yapılmadığını, Yargıtay içtihatları gereği çift yanlı kazalarda işleten veya sürücü yakınlarının mal zararları dışında can zararları söz konusu olduğunda ZMSS’den tazminat alabileceklerini, işleten veya sürücü tam kusurlu olsa bile onların kusurunun destekten yoksun kalanlara yansıtılamayacağını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili olan murisin eşi için 5.000,00-TL ve kızı için 5.000,00-TL olmak üzere şimdilik 10.000,00-TL tazminatın temerrüt tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya karışan aracın müvekkili şirket nezdinde ZMSS ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olup sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu belirterek, usul ve yasaya aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “davacıların desteği …’nin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile 11.06.2017 tarihinde (davacılar vekilinin iddiasına göre) %100 kusurlu olarak dava dışı … plakalı metrobüsle çarpışması neticesinde vefat ettiği, dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre de …’nin tam kusurlu olduğu, … numaralı poliçenin 06/01/2017 başlangıç tarihli olduğu, genel şartların A.6. maddesi (d) bendinde destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat kapsamı dışında tutulması nedeniyle kendi ölümüne neden olan sürücünün tam kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında olmadığı (Yüksek Yargıtay 17. HD 2016/14573-2017/6035 E-K sayılı ilamı)” gerekçesi ile; davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 08/07/2021 tarih ve 2019/2680 esas 2021/1177 karar nolu ilamı ile; “dava konusu kazada her ne kadar davacılar vekili kaza tespit tutanağına göre desteğin tam kusurlu olduğuna dayanmış ise de; meydana gelen kazada işletenin veya destek dışındaki şahısların kusurlarının bulunup bulunmadığının tespiti ile işletenin veya ZMMS sigortacısının sorumluğunun bulunup bulunmadığının belirlenmediği, bu haliyle davacıların delillerinin toplanmadığı” görüşünden hareketle; davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulü ile kararın HMK 353/1-a/6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilerek dosya ilk derece mahkemesine iade edilmiştir. İlk derece mahkemesince yeniden esasa kaydedilen dava dosyasında yapılan yargılama sonunda; “davanın 11/06/2017 tarihli trafik kazası nedeniyle müteveffanın desteğinden yoksun kaldığını iddia eden davacıların, müteveffanın ZMMS sigortacısına karşı ZMMS poliçesine dayalı açtığı destekten yoksun kalma tazminatının ödenmesine ilişkin eda davası olduğu, yasa ve genel şart hükümleri ve yargısal içtihatlar dikkate alındığında davacıların (bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere) kazanın gerçekleşmesinde tam kusurlu olan destekleri müteveffanın ZMMS sigortacısından destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyekleri, zira tazminatın anılan yasa ve genel şart hükümleri ve yargı içtihatları dikkate alındığında teminat dışında kaldığı” gerekçesi ile; davanın REDDİNE karar verilmiş, verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekilinin istinaf sebepleri; 09/10/2020 tarihinde Anayasa Mahkemesi’nce Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. maddesinin (i) bendi iptal edilmiş olduğu göz önüne alındığında müvekkillerinin destekten yoksun kalma maddi tazminat talep edebileceklerinin kabul edilmesi gerekirken, tazminat taleplerinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkindir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma maddi tazminatı istemine ilişkindir.Dosyada yapılan incelemede; vefat eden …’nin sevk ve idaresindeki aracın davalı sigorta şirketi nezdinde 06/01/2017 başlangıç, 06/01/2018 bitiş tarihli ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu, kazanın 11/06/2017 tarihinde meydana geldiği, mahkemece dairemizin kaldırma kararı sonrası alınan bilirkişi raporunda kazanın meydana gelmesinde destek sürücünün %100 kusurlu olduğunun tespit edildiği, anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; desteğin tam kusuru ile gerçekleşen trafik kazasında, destekten yoksun kalan davacıların üçüncü kişi konumunda olup olmadığı, destek sürücü/işletenin kusurunun davacılara yansıtılıp yansıtılamayacağı, yani davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunup bulunmadığına ilişkindir. 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları; yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibariyle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Genel şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepler bakımından sigortacının sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe kapsamında ve sigorta limitleri dahilinde üçüncü kişilerin uğradıkları zararları tazmin etmekte sınırlıdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. maddesinin (a) ve (c) bentleri, Trafik Sigortası Genel Şartları A.1 ve A.3 maddesi, A.5 maddesinin (ç) bendi ve yine A.6 maddesinin (c) ve (d) bentleri birlikte değerlendirildiğinde; bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen ölüm olayına bağlı olarak destekten yoksun kalma halinde, destekten yoksun kalınan zararın ZMM sorumluluk kapsamında olması için ölenin üçüncü kişi olması ve desteğin kusursuz bulunması gerekmektedir. Somut olayda; davacıların desteği …’nin sürücüsü olduğu araç ile tam kusurlu olduğu trafik kazasında öldüğü, anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre düzenlenen ve başlangıç tarihi 06/01/2017 olan poliçe şartlarına göre belirlenecektir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.3 maddesine ve A.5 maddesinin (ç) bendine göre; ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla meydana gelen destek zararları, destekten yoksun kalma teminatı kapsamındadır. Sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında, mutlaka ölen kişinin üçüncü kişi olması gerekir. Somut olayda müteveffa destek araç sürücüsü olduğundan üçüncü kişi olarak kabul edilemez Bundan ayrı yine genel şartların A.6 maddesi (d) bendinde; destekten yoksun kalan hak sahibinin sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat kapsamında değildir. Kaldı ki 6704 sayılı yasa ile değişik 2918 sayılı KTK’nın 92.maddesine eklenen (g) bendinde “Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri” ve (h) bendinde de “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ZMM Sigortası kapsamı dışında olduğunu bildirmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin Resmi Gazete’de yayınlanarak 09/10/2020 tarihinde yürürlüğe giren 17/07/2020 gün ve 2019/40 E., 2020/40 sayılı kararında da söz konusu bu ek maddelerle ilgili olarak herhangi bir iptal kararı verilmemiş, aksine bu yönde ki iptal talebi reddedilmiştir. Hal böyle olunca mahkemece; davacı tarafın destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin taleplerinin poliçenin teminatı kapsamında olmaması nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, usul ve yasaya uygun bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca,1/Karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca esastan reddine, 2/İstinaf eden davacılardan ayrı ayrı alınması gereken 179,90’ar-TL harçtan davacı … tarafından peşin yatırılan 80,70-TL harcın düşümü ile 99,20-TL istinaf ilam harcın istinaf eden … nden,179,90-TL harcın ise istinaf eden davacı …’nden tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4/İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından yapılan giderlerin kendi üzerilerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 361. madde hükmü uyarınca tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 25/05/2023