Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2023/727 E. 2023/697 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/727
KARAR NO: 2023/697
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/07/2022
NUMARASI: 2022/411 Esas – 2022/570 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/04/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili Asliye Hukuk Mahkemesine hitaben sunduğu dava dilekçesinde özetle; vekil edeni şirket nezdinde Kasko Sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın, davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı bulunan … plaka sayılı araç sürücüsünün tam kusuru neticesinde meydana gelen 09/08/2021 günlü trafik kazası neticesinde hasarlandığını, müvekkil şirket tarafından hasarlı aracın tamiri için gerekli 16.013,48-TL onarım bedelinin (hasar bedeli) sigortalı adına ödenerek sigortalının haklarına halef olunduğunu, bu nedenle yapılan ödemenin davalı sigorta şirketinden rücuen tahsili amacıyla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, ancak bu takibin itiraz üzerine durduğunu belirterek haksız itirazın iptaliyle birlikte, davalı borçlunun %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiştir. İstanbul Anadolu 17. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucunda; 28/04/2022 gün ve 2022/160 E.-2022/121 sayılı kararla; mahkemenin görevsizliğine karar verilerek dosyanın İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi ve bu kararın yasa yoluna başvurulmaksızın 31/05/2022 tarihinde kesinleşmesi üzerine görülmekte olan dava dosyası İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/411 esasına kayıtlanmıştır. Ticaret mahkemesince; 19/12/2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğüne giren 7155 Sayılı Kanunun 20. maddesi ile 6102 Sayılı TTK’ya eklenen 5/A maddesi gereğince ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmasından önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak düzenlendiği, davacı tarafın Asliye Hukuk Mahkemesi’ne dava açarken arabuluculuğa başvurmadığı, dosyanın görevsiz mahkemeden mahkemelerine geldiği esnada da arabuluculuğa başvurulmadığı, davacı tarafa arabuluculuk yönünden muhtıra çıkartıldıktan sonra 08/07/2022 tarihinden sonra arabuluculuğa başvuruda bulunulduğu, 7155 sayılı kanunun 20.maddesiyle 6102 sayılı TTK’nun 5.maddesine eklenen 5/A maddesi gereğince ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvuru yapılması gerektiği, bu hususun dava şartı olduğu, söz konusu davadaki talep para alacağını içerdiğinden arabuluculuk dava şartına tabi olduğu, söz konusu eksikliğin tamamlanabilir dava şartı niteliği taşımadığı, mahkemelerine dava açıldıktan sonra arabuluculuğa başvurulduğu anlaşıldığı şeklindeki gerekçeyle görülmekte olan davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir.Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf nedenleri; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, usul ekonomisine de uygun düşmediği, hak arama özgürlüğünü kısıtlar mahiyet taşıdığı, emsal nitelikteki Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/3187 Esas – 2021/762 Karar sayılı içtihatı gözetilerek İstanbul BAM 14. Hukuk Dairesi’nce verilen 2021/321 Esas – 2021/797 Karar sayılı ilamın değerlendirilmediği, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerektiğine yöneliktir. Dava; trafik kazasına bağlı olarak oluşan araç hasar bedelini kasko sigorta poliçesi kapsamında ödeyen sigortacının halifiyet kuralları gereğince yaptığı ödemenin rücuen tahsili amacıyla başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/3187 Esas – 2021/762 Karar sayılı ilamında da işaret edildiği üzere; 07.06.2012 tarih ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile bazı hukuki uyuşmazlıklar yönünden, bir yandan tarafların iradeleriyle kendi çözümlerini üretebilmeleri ve daha hızlı sonuç elde edilebilmeleri, öte yandan da mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yine mahkemeler aracı kılınarak bazı tür hukuk uyuşmazlıklarında alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak “Arabuluculuk” müessesesi benimsenmiştir.Hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculuk yöntemi ile çözülmesi ihtiyari olmakla birlikte, 6325 sayılı Kanun’da 06.12.2018 tarihli ve 7155 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle, mahkemelerin iş yükünün azaltılması için bazı tür uyuşmazlıklar için mahkemeye başvurmadan önce bir dava şartı olarak “zorunlu arabuluculuk” şartı getirilmiştir. Bu bağlamda aynı kanun ile 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi ile getirilen düzenlemede, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması bir dava şartı olarak kabul edilmiştir.6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesine göre, ilgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabul edilmiş olması durumunda, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiyenin gönderilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Yine mahkemece gönderilen ihtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi ayrıca arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.Dava açılmadan önce arabulucuya hiç başvurulmamış olması dava şartı yokluğu sebebiyle davanın reddini gerektiren bir husus olup, arabulucuya başvurulmuş olmakla birlikte anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkemece verilen kesin süre içerisinde sunulmamış olması ise davanın usulden reddi yaptırımına bağlanmıştır.Somut olayda davacı vekili tarafından 28/04/2022 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesi’ne dava açılmış ve İstanbul Anadolu 17. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/160 Esasına kayıtlanan davada dava dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmeden evrak üzerinden yapılan inceleme neticesinde Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiş ve bu kararın istinaf yasa yoluna başvuru konusu yapılmaksızın 31/05/2022 tarihinde kesinleşmesi üzerine düzenlenen 08/06/2022 günlü tevzi formu ile dosyanın İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderildiği, dosyanın gönderildiği İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce (tensip zaptı düzenlenmemiştir) 06/08/2022 günlü muhtıra düzenlenerek davacı vekiline 11/07/2022 tarihinde tebliğ edilmiş ve davacı vekili tarafından 08/07/2022 günlü arabuluculuk başvuru formunun dosyaya sunulduğu ancak arabuluculuk süresinin henüz sonuçlanmadığının bildirildiği görülmüştür. Hal böyle olunca davanın görevsiz mahkemede 28/04/2022 tarihinde açıldığı, davacı tarafın dava açmadan önce arabuluculuk başvurusu yapmadığı, bu başvuruyu daha sonra dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi ve görevli mahkemede esas numarası almasından sonra yaptığı, yapılan bu başvurunun da karar tarihinden önce sonuçlanmadığı gözetildiğinde, davacının yasal olarak dava şartı haline getirilen arabuluculuğa başvuru gereğini görevsiz mahkemede açılan davadan önce yerine getirmediği gibi dosyanın görevli mahkemeye intikalinden önce de bu yöndeki eksikliği ikmal etmediği, bu durumda Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin başka bir durum ve olaya ilişkin istisnai nitelik taşıyan 2020/3187 Esas – 2021/762 Karar sayılı ilamın ve dairemizin emsal nitelikteki 2022/2252 Esas-2022/ 1958 Karar sayılı istisnai başka bir olaya ilişkin ve muhtıranın tebliğini müteakip esas hakkında karar verilmesinden önce arabuluculuk tutanağının sunulmuş olması haline münhasır ilamın eldeki davada uygulanmasının mümkün olmadığı, dolayısı ile ilk derece mahkemesinin gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesiyle çıkan sonuç ve oluşturulan hükümde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde olmadığı sonucuna varılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf eden davacıdan alınması gereken 179,90-TL harç peşin olarak alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.27/04/2023