Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2023/714 E. 2023/841 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/714
KARAR NO: 2023/841
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/01/2022
NUMARASI: 2020/386 Esas – 2022/2 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/05/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … A.Ş adına kayıtlı olan ve davalı … Sigorta A.Ş nezdinde de kasko sigortalı bulunan … plaka sayılı araç sürücüsünün kusuru neticesinde meydana gelen 08/05/2020 günlü çift taraflı trafik kazasında … plaka sayılı karşı araçta yolculuk etmekte bulunan …’in hayatını kaybettiğini; …’in vekil edenlerinden …’in oğlu, …’in eşi, … ve …’in babaları, … ve …’ın ise kardeşleri olduğunu beyanla, davacı eş için 200.000,00-TL, davacı anne için 150.000,00-TL, davacı çocukların her biri için ayrı ayrı 150.000,00-TL ve davacı kardeşlerin her biri için ayrı ayrı 100.000,00-TL olmak üzere toplam 850.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte (davalı sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe limiti olan 25.000,00-TL ile sınırlı olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar ise vekilleri vasıtasıyla verdikleri cevap dilekçelerinde özetle; davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı dikkate alınarak, dava dışı sürücü …’un sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araçla, dava dışı …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın çarpışmasıyla meydana gelen 08/05/2020 günlü trafik kazasında, … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunan …’in hayatını kaybettiği, kazanın oluşumunda dava dışı … plaka sayılı araç sürücüsü …’un %70 oranında, … plaka sayılı araç sürücüsü …’in ise %30 oranında kusurlu bulunduğunun ATK Trafik İhtisas Dairesi’nce düzenlenen 15/09/2021 günlü kusur raporuyla belirlendiği, müteveffanın kaza sırasında … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunması nedeniyle kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru olmadığı, bu durumda müteselsil sorumluluk ilkeleri uyarınca, oluşan manevi zararın giderilmesinde tüm zarar sorumlularının birlikte sorumlu oldukları, kusur durum ve oranının zarar sorumlularının kendi içi ilişkilerini ilgilendiren bir durum bulunduğu, ancak somut uyuşmazlıkta; müteveffa …’in yolcu olarak bulunduğu … plaka sayılı aracın sürücüsü …’un müteveffa ile birlikte alkol aldıkları, davacılar murisinin alkollü sürücünün kullandığı araca bindiği, bu esnada emniyet kemeri takmadığı yönündeki beyanının, Babaeski C.Başsavcılığı’nın 2020/688 E sayılı soruşturma dosyası kapsamında alınan ve müteveffanın kanında 298 mg/dL,göz sıvısında 322mg/dL etanol bulunduğu yönündeki otopsi raporuyla doğrulanması karşısında, alkollü sürücünün kullandığı araca kendi isteği ile binmesi, emniyet kemerini takmaması ve dava dışı sürücü …’un meydana gelen trafik kazasında %70 oranında kusurlu olması nedeniyle, manevi tazminat miktarı belirlenirken, müteveffanın müterafik kusurlu olduğunun gözetilmesi gerektiği bu durumda davacıların manevi tazminata ilişkin taleplerinin kısmen kabulünün uygun olacağı, ayrıca davalı … Sigorta’nın poliçe limiti kapsamında sorumlu olduğu miktarın 25.000,00-TL olduğu ve temerrüt tarihinin de 20/02/2022 bulunduğunun tespit edildiği, uygulanması gereken faiz cinsinin de yasal faiz olması gerektiği benimsenerek; -Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE -Davacı anne … 20.000,00TL -Davacı eş … 40.000,00TL -Davacı çocuklar … ve … ayrı ayrı 35.000,00TL -Davacı kardeşler … ve … için ayrı ayrı 10.000 TL olmak üzere toplam 150.000,00TL manevi tazminatın; 25.000,00-TL’sinin davalılardan … Sigorta Şirketi Yönünden temerrüt tarihi olan 20.07.2020 tarihinden, davalı … A.Ş yönünden 08.05.2020 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsiline, bakiye 125.000,00 TL’nin davalı … A.Ş ‘ten haksız fiil tarihi olan 08.05.2020 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacılara verilmesine, FAZLAYA İLİŞKİN İSTEMLERİN REDDİNE, karar verilmiştir.Karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf nedenleri; hükme esas alınan ve ATK Trafik İhtisas Dairesi’nce düzenlenen 15/09/2021 günlü kusur raporunda kazanın oluşumunda … plaka sayılı araç sürücüsü …’in %70 oranında, dava dışı … plaka sayılı araç sürücüsü …’un ise %30 oranında kusurlu olduğu belirtildiği halde mahkemece dosya kapsamıyla örtüşmeyen fahiş hataya dayalı değerlendirme sonucunda kusur durumunu terse çevirerek yazılı biçim ve şekilde manevi tazminatlara hükmedilmesinin isabetsiz olup, hakkaniyetten uzak bulunduğu, ayrıca kazaya sebebiyet veren aracın ticari nitelikli bir araç olduğu gözetildiğinde, avans faizi yerine yasal faiz uygulanmasının da doğru olmadığı, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerektiğine yöneliktir. Dava; trafik kazası neticesinde meydana gelen ölüm olayına dayanılarak açılmış manevi tazminat isteğine ilişkindir. 1-6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı, adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Dava konusu olayda müteveffanın kazaya karışan ve dava dışı bırakılan … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunduğu, bu nedenle de kazanın oluşumunda herhangi bir kusurun olamayacağı ancak içinde bulunduğu araç sürücüsünün alkollü olduğunu bilerek araca bindiği, ayrıca kaza anında emniyet kemerinin takılı olmadığı, bu nedenle de zararın artmasına sebebiyet verdiği, dolayısıyla müterafik kusurlu sayılarak hüküm altına alınacak tazminat miktarlarının belirlenmesinde bu durum gözetilmesi gerektiğine ilişkin değerlendirmede herhangi bir isabetsizlik mevcut değil ise de, dosyada mevcut olan ve ATK Trafik İhtisas Dairesi’nce düzenlendiği anlaşılan 15/09/2021 günlü kusur raporunda kazanın oluşumunda davalı … adına kayıtlı bulunan ve davalı … Sigorta A.Ş nezdinde de kasko (İMM+Kasko) sigortalı olan … plaka sayılı araç sürücüsü …’in %70 oranında, müteveffanın içinde yolcu olarak bulunduğu … plaka sayılı araç sürücüsünün ise %30 ornanında kusurlu olduğu açıkça belirtilmiş olup, mahkemece bu raporun hükme esas alındığı görülmüştür. İlk derece mahkemesince söz konusu bu rapor hükme esas alınmasına rağmen gerekçeli kararda kazanın oluşumunda … plaka sayılı araç sürücüsü …’in %30 oranında, … plaka sayılı araç sürücüsünün ise %70 oranında kusurlu sayılması ve müteveffanın %70 oranında kusurlu olan ve alkollü bir biçimde araç sevk eden kişinin kullandığı araca bindiği yönündeki tespit ve değerlendirme dosya kapsamıyla örtüşmediğinden, hatalıdır. Hal böyle olunca zararlandırıcı eylemin tarihi, olayın meydana geliş şekli, müteveffa müterafik kusurlu olsa dahi kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru olmayışı, kazanın meydana gelmesinde ağırlıklı kusurun davalı … A.Ş’ye ait ticari araç sürücüsünde bulunuşu, ölümün karşılaşılabilecek en ağır sonuç oluşu, ölenle davacıların yakınlıkları, ölümün yaşam boyu üzerlerinde bırakacakları etki, kaza tarihindeki paranın alım gücü, tarafların dosyaya yansıyan sosyo ekonomik durumları dikkate alındığında; ölümle sonuçlanan taksirli eylem nedeniyle davacılar yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarları yukarıda açıklanan ilkelere ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanmasına ilişkin kurala göre yetersiz olup, davacılar yararına daha fazla manevi tazminata hükmedilmesi gerekmektedir, 2-Davacılar vekilinin, faiz cinsine ilişkin istinaf itirazlarına gelince, Müteselsil sorumluluk ilkelerine dayanılarak açılmış olan eldeki dava, kazaya karışan … plaka sayılı aracın maliki/işleteni olan şirkete ve bu aracın kasko sigortacısı bulunan sigorta şirketine yöneltilmiş olup, davacılar; hüküm altına alınacak manevi tazminatlar bakımından avans faizine hükmedilmesini istemiştir. Kazaya karıştığı belirlenen … plaka sayılı aracın, ticari amaçla kullanılan bir araç (çekici) olduğu ve kazanın da ticari faaliyet sırasında meydana geldiği konusunda herhangi bir duraksama bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece talep gibi avans faizine hükmedilmesi gerekirken, yasal faize hükmedilmiş olması da isabetsizdir. Ancak, az yukarıda bentler halinde açıklanan hususlardaki yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.m.3531-b/2 hükmü uyarınca davacılar yararına kaldırılmasına ve istinaf yasa yoluna başvuru konusu yapılmayan hususlar nedeniyle taraflar yararına oluşan usuli kazanılmış haklar ile harcın da kamu düzeninden olduğu gözetilerek davacı eş için 75.00,00-TL, davacı anne için 40.000,00-TL, davacı çocukların her biri için ayrı ayrı 50.000,00-TL ve davacı kardeşlerin her biri için de ayrı ayrı 20.000,00-TL olmak üzere toplam 255.000,00-TL manevi tazminata avans faiziyle birlikte hükmedilmek suretiyle yeniden esas hakkında karar tesis edilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1-İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/01/2022 tarih ve 2020/386 Esas 2022/2 Karar sayılı kararına karşı davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜNE, a-)İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından yatırılan maktu istinaf karar ve ilam harçları talepleri halinde davacılara iadesine, b-)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, c-)İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan diğer yargılama giderlerinin ise takdiren üzerlerinde bırakılmasına, 2-)İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/01/2022 tarih ve 2020/386 Esas – 2022/2 Karar sayılı kararının HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE, a-)Davacı anne … için 40.000,00TL, b-)Davacı eş … için 75.000,00TL, c-)Davacı çocuklar … ve … için ayrı ayrı 50.000,00TL, d-)Davacı kardeşler … ve … için ayrı ayrı 20.000 TL olmak üzere toplam 255.000,00TL manevi tazminatın; 25.000,00-TL’sinin davalılardan … Sigorta Şirketi Yönünden temerrüt tarihi olan 20.07.2020 tarihinden, davalı … A.Ş yönünden 08.05.2020 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsiline, bakiye 230.000,00 TL’nin davalı … A.Ş ‘ten haksız fiil tarihi olan 08.05.2020 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili ile davacılara verilmesine, FAZLAYA İLİŞKİN İSTEMLERİN REDDİNE, e-)Karar harcı 17.419,05-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.903,18 TL harcın mahsubu ile bakiye 14.515,87-TL karar ve ilam harcının ( davalı … sigorta şirketinin sorumluluğu 1.707,75 TL ile sınırlı olmak kaydıyla) davalılardan müteselsilen tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine, f-)Davacı tarafça yatırılan 2.903,18-TL peşin harcın( davalı … sigorta şirketinin sorumluluğu 1.707,75-TL ile sınırlı olmak kaydıyla )davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, g-)Davacı tarafından tarafından yapılan 62,20-TL ilk masraf, 204,50-TL tebligat ve müzekkere gideri, 700,00 TL-ATK ücreti olmak üzere toplam 966,70-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 290,01-TL’sinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı taraf üzerinde bırakılmasına, h-)Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 38.700,00- TL nispi vekalet ücretinin( davalı HDI sigortanın sorumluluk miktarı 9.200,00-TL ile sınırlı olmak kaydıyla) davalılardan müştereken tahsili ile davacıya verilmesine, ı-)Davalı … A.Ş tarafı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 38.700,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine, j-)Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.11/05/2023