Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2023/69 E. 2023/240 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/69
KARAR NO: 2023/240
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/10/2022
NUMARASI: 2022/350 Esas – 2022/729 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasına Bağlı Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/02/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 17/05/2020 tarihinde sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen bir aracın, davacının sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araca çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında, davacının yaralanarak malul kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere 3.500,00 TL iş göremezlik, 500,00 TL geçici iş göremezlik, 500,00 TL bakıcı gideri, 500,00 TL tedavi masrafları olmak üzere toplam 5.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 29/01/2021 tarihli başvurusu üzerine yapılan değerlendirme neticesinde, … plakalı motosikletiyle alkollü olarak seyir halindeyken aracın hakimiyetini kaybettiği, başkaca kimseye kusur atfedilemeyeceği gerekçesiyle davacının başvurusunun reddedildiğini, ayrıca davacının Sigorta Tahkim Komisyonu’na yaptığı başvurununda; maddi vakıayı ispat edemediği gerekçesi ile reddedildiğini, bu karara itirazın ise İtiraz Hakem Heyetince reddedildiğini, davacının bu davada ileri sürdüğü talepleri yönünden bu suretle kesin hüküm bulunduğunu, dava konusu uyuşmazlığa ilişkin kesin hüküm bulunduğundan davacı bakımından dava açma şartlarının gerçekleşmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini, talep ve beyan etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; “dava konusu uyuşmazlık ile, tarafları, sebebi ve konusu aynı uyuşmazlığın Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti’nin 31/05/2021-2021.E.103334 başvuru tarih ve sayılı 11/10/2021 – K-2021/146556 karar tarih ve sayılı kararı ile esastan çözümlendiği ve yine İtiraz Hakem Heyeti’nin 31/05/2021 2021.E.103334 başvuru tarih ve sayılı ve 11/10/2021 K-2021/146556 karar tarih ve sayılı kararı ile kesinleştiği, bu sebeple aynı uyuşmazlık hakkında kesin hüküm bulunduğu tahkim kararlarının da bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği, bu sebeple bu davanın daha önce kesin hükme bağlanmış olması nedeniyle dava şartı eksikliğinin bulunduğu, eksikliğin giderilmesinin mümkün olmadığı, dava şartı eksikliğinin yargılamanın her aşamasında dikkate alınabileceği” görüşünden hareketle; davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-i ve 115/1-2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından; Sigorta Tahkim Komisyonu’nun, başvurunun kapsamlı incelemeyi gerektirdiği için istemlerini reddettiği, dosyada mevcut Kaza Analizi ve Bilirkişi Eğitmeni … tarafından düzenlenen bilimsel mütalaa raporunda, faili meçhul araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu yönünde tespit bulunduğu, ancak ilk derece mahkemesince bu raporun gözetilmediği, ayrıca trafik kazasının ispatı için Tahkim Komisyonu’nun görev sınırlarını aşacak şekilde tanık, keşif, bilirkişi ve sair delillerin toplanmasının gerekmesi nedeniyle, söz konusu kazaya ilişkin hukuk mahkemeleri tarafindan inceleme yapılmasına engel teşkil edecek nitelikte bir Sigorta Tahkim Komisyonu kararı ve raporu bulunmadığı, eldeki dava için kesin hüküm mahiyetinde bir karar bulunmaması nedeniyle verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek, istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Eldeki dava; trafik kazasına bağlı cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Tahkim kararlarının, genel mahkemelerde görülen davalar bakımından kesin hüküm niteliği taşıyıp taşımadığı ve taşımakta ise kesin hüküm neden ve şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun öncelikle incelenmesi gerekmektedir. Bilindiği gibi kesin hüküm, ilişkin olduğu konuda uyuşmazlığı ortadan kaldırır. Bu yüzdendir ki açılan bir dava hakkında kesin hüküm bulunmaması bir yargılama koşulu olup, mahkemece re’sen gözetilmesini gerektirir.(HMK.m.303) Bu açıklama ışığında somut olaya dönüldüğünde; davacının, eldeki davanın açılmasından önce Sigortacılık Kanunu’nun kendisine tanıdığı seçimlik hakkını kullanarak, kendisi yönünden ihtiyari çözüm yolu olan Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde davalı sigorta aleyhine fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla kalıcı iş göremezlik zararı için 5.000,00-TL maddi tazminat isteğine ilişkin başvuruda bulunduğu, davacının bu başvurusunun, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakemince verilen 11/10/2021 gün ve 2021.E.103334- K.2021/146556 sayılı kararla, başvuru sahibinin maddi vakıayı ispat edememesi nedeniyle itiraz yolu açık olmak üzere reddine karar verildiği, bu karara karşı davacı vekilince itiraz edilmesi üzerine, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti’nin 20/10/2021 tarih ve 2021.i.40064-569 karar sayılı kararı ile, davacının; kendisine faili meçhul bir aracın çarptığı iddiasının doğruluğunu ve aksi ispatlanana kadar geçerli resmi belge niteliğindeki kaza tespit tutanağının aksini ispatlayamadığı gerekçesiyle kesin olarak reddine karar verildiği, anlaşılmıştır. Açıklamalardan sonra somut olaya gelince; davacının Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde ki başvurusunun, trafik kazasına bağlı yaralanması nedeniyle oluşan kalıcı iş göremezlik zararına ilişkin olup, geçici iş göremezlik, bakıcı gideri ve tedavi masraflarına ilişkin Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde başvurusunun ve talebinin olmadığı, bu nedenle de kesinleşmiş olsa dahi tahkim kararının; geçici iş göremezlik, bakıcı gideri ve tedavi masrafları yönünden eldeki dava için kesin hüküm oluşturmayacağı, hal böyle olunca da ilk derece mahkemesince yargılamaya devam edilerek, toplanan ve toplanacak delillere göre, davacının; geçici iş göremezlik, bakıcı gideri ve tedavi masrafları talebine ilişkin olumlu yada olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve tahkim kararının eldeki dava için kesin hüküm oluşturacağı düşüncesiyle, davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Bundan ayrı; her ne kadar kalıcı iş göremezlik talebi yönünden ilk derece mahkemesince, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının görülmekte olan dava için kesin hüküm oluşturduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının usulüne uygun kesinleştirilip kesinleştirilmediği araştırılmadan eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi, bu yönüyle de hatalı olmuştur. Bu durumda ilk derece mahkemesince yapılacak iş, her ne kadar kesin olarak verilmiş ise de, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının usulüne uygun kesinleştirilip kesinleştirilmediğinin araştırılması, sonucuna göre tahkim kararının kalıcı iş göremezlik talebi yönünden eldeki dava için kesin hüküm oluşturacağı sonucuna varılır ise, davacının geçici iş göremezlik, bakıcı gideri ve tedavi masrafları istemine ilişkin bir karar verilmesi, aksi taktirde derdestlik dava koşulu üzerinde de durularak davacının tüm talepleri hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmesinden ibarettir. Sonuç olarak; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının açıklanan nedenlerle HMK’nın 353/1-a/4-6.maddesi hükmü gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Açıklanan nedenlerle;1/Bilgileri karar başlığında yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK’nın 353/1-a/4-6. maddesi hükmü uyarınca kaldırılmasına,2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine, 3/İstinaf karar ve ilam harcı alınmış olduğundan, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,4/Duruşma yapılmadığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,5/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.16/02/2023