Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2023/613 E. 2023/965 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/613
KARAR NO: 2023/965
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/12/2022
NUMARASI: 2022/62 Esas – 2022/1046 Karar
DAVANIN KONUSU: Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/05/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili 31/10/2014 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı …’nın malik ve sürücüsü, diğer davalının zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın 11/09/2014 tarihinde davacıların miras bırakanı yaya …’ya çarpması sonucu …’nın vefat ettiğini, meydana gelen trafik kazasında …’nın ağır kusurunun bulunduğunu, müteveffa …’nın emekli din görevlisi olduğunu, emekliliğini müteakip 17/08/2013 tarihinde Fransa’da … Dayanışma Derneği bünyesinde aylık net 800 Euro maaş ile çalışmaya başladığını, müvekkilinin eşi ile yurt dışında beraber yaşamakta olduğunu ve beraber gidip geldiğini, müteveffa …’nın cenaze masraflarının toplam 5.000,00 TL tuttuğunu belirterek, manevi tazminat yönünden … için 100.000,00 TL, … için 70.000,00 TL, … için 70.000,00 TL, … için 70.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline, maddi tazminat yönünden … için şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, defin masrafları yönünden; 5.000,00 TL defin masraflarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda;
1-MADDİ TAZMİNAT TALEBİNİN KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, 145.861,04 TL maddi tazminatın davalı … yönünden kaza tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’ya verilmesine, cenaze ve defin giderlerine ilişkin talebin reddine, 2-MANEVİ TAZMİNAT TALEBİNİN KISMEN KABULÜ İLE, 1-Davacı … için takdiren 20.000,00 TL, davalılar …, … ve …’nın her biri için takdiren 10.000,00 TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.Verilen karara karşı davalı … vekili ile … Sigorta A.Ş vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 23/12/2021 tarih ve 2020/1383 esas 2021/2100 nolu kararı ile; “Dosya kapsamından; hükme esas alınan hesap bilirkişisinin raporunda sağ olan anne ve babaya destek payının ayrılıp ayrılmayacağının ve genel olarak bu hususun tartışılmadığı, davalı … vekilinin itirazlarına rağmen bu konudaki delillerin toplanmadığı ve değerlendirilme yapılmadığı anlaşılmış, diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin davalı vekilinin bu konudaki istinaf sebeplerinin kabulü gerekmiştir” gerekçesi ile; kararın HMK.nun 353/1-a/6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilerek dosya mahkemesine iade edilmiştir.İlk derece mahkemesince yeniden esasa kaydedilen dava dosyasında kaldırma kararı doğrultusunda yapılan yargılama sonunda;”Müteveffanın ölümünden önce Fransa’da belgelenen geliri ile birlikte 800,00 Euro maaş ile çalıştığı, bu gelir durumuna göre müteveffanın asgari ücreti 2.5523 katı düzeyinde gelir sahibi olduğu, bu doğrultuda kaldırma kararında yer verilen “sağ olan anne ve babaya destek payının ayrılması” hususu, %1,8 teknik faiz uygulanmadan ve Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen TRH 2010 yaşam tablosuna göre yapılan hesaba göre Davacı …’nın desteği olan eşinin hayatını kaybetmesi nedeni ile talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının bedelinin 295.808,55 TL olduğu Mahkememizce kabul edilmiştir. Davacı tarafın kaldırma kararı öncesinde ıslah ile 145.861,04 TL talepte bulunduğu nazara alınarak taleple bağlı kalınarak davacının maddi tazminat davasının bu miktar üzerinden kısmen kabulü gerekmiştir. Davacı …’nın cenaze ve defin masrafları yönünden dosyaya sunulmuş bir bilgi ya da belge mevcut olmadığından bu hususa ilişkin maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir” gerekçesi ile; 1-Davacı tarafın maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; -145.861,04 TL maddi tazminatın davalı … yönünden kaza tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’ya verilmesine, cenaze ve defin giderlerine ilişkin talebin reddine, 2-Davacı tarafın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; -Davacı … için takdiren 30.000,00 TL, davalılar …, … ve …’nın her biri için takdiren 20.000,00 TL olmak üzere toplam 90.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş, verilen karar davalı … Sigorta A.Ş vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf sebepleri; davaya konu kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsüne (%20) ve dava dışı yolun işletilmesinden sorumlu olan kurum/kuruluşa (%20) atfedilen toplam %40 kusur oranı üzerinden müvekkili şirket aleyhine kurulan hükmün hatalı olduğu, sigortalı araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığı, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamı, sigortalı araç sürücüsüne ve sigortalı araç işletenine izafe edilen kusur ile sınırlı olup yolun işletilmesinden sorumlu olan kurum/kuruluşlara atfedilen kusurun müvekkili şirkete sirayet edemeyeceğini, davacı tarafın dava dilekçesinde yol işletmesinin sorumluluğuna ilişkin hiçbir iddia ve talep bulunmazken Mahkemece talebi aşar mahiyette hüküm kurulmasının yasaya ve usule aykırılık teşkil etmekle beraber “Taleple Bağlılık İlkesi”ne de aykırılık arz ettiği, müteveffanın resmi gelir kayıtlarını içeren SGK kayıtlarının esas alınması gerekirken hiç bir resmiyeti bulunmayan ve işveren tarafından tek yanlı olarak düzenlenen maaş yazısına göre hesap yapılmasının son derece hatalı olduğu, hesaplamanın TRH 2010 ulusal mortalite tablosunda yer alan veriler ve %1,8 teknik faize göre yapılması gerektiği, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacı tarafça mahkeme tarafından 02.10.2019 tarihli bilirkişi hesap raporuna itiraz edilmemiş, istinaf kanun yoluna başvurulmamış olup, bu karar “usuli kazanılmış hak” oluşturmakla birlikte müvekkili şirket aleyhine 31.01.2020 tarihli kararda belirtilenden daha fazlasına hükmedilmesinin usule ve yasaya aykırı olduğu, istinaf bozma kararından önce verilen 31.01.2020 tarihli ilamında “Davanın kısmen kabulü ile 145.861,04-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince 17.806,80-TL vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine” karar verildiği, mahkemece son kararda “145.861,04-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiş ise de vekalet ücreti yönünden bu husus gözetilmeksizin davalılar aleyhine 22.879,16-TL vekalet ücretine karar verilmesinin hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. Davalı … vekilinin istinaf sebepleri; müvekkilinin kazada kusuru bulunmadığı, dava dışı idarenin kusur oranı eklenerek %40 kusur oranı üzerinden kurulan hükmün hukuka aykırı olduğu, ölenin gelirinin yüksek hesaplandığı, dosyada mevcut Adli Tıp Kurumundan alınmış raporlar ile İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi öğretim elemanlarından oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinin hazırladığı 07.05.2019 tarihli rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi gerekirken bu yapılmadan karar verilmesinin hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir., Davalı …’nın malik ve sürücüsü, diğer davalının ZMM sigortacısı olduğu aracın 11/09/2014 tarihinde davacıların miras bırakanı yaya …’ya çarpması sonucu …’nın vefat ettiği, davacıların destekte yoksun kaldıkları, bu nedenle destekten yoksun kalma tazminatı, defin masrafları ve manevi tazminat istemiyle bu davayı açtıkları anlaşılmıştır. Davacıların uğradığı zarar tek bir olaydan kaynaklanmakta olup, 2918 sayılı KTK’nın 88 ve TBK’nın 162 ve devamı madde hükümlerine göre; sigortacı dahil haksız eyleme karışan zarar sorumlularından her biri teselsül hükümleri uyarınca tam tazminatla yükümlüdürler. Kusursuz veya bir miktar kusurlu olan davacı taraf, kendi kusuru dışında kalan kusur sorumlularının tamamına veya birkaçına ya da sadece birine karşı dava açarak kendi kusuru dışında kalan zararın tamamının giderilmesini isteyebilir. Kusur durumu ve oranı, zarar sorumlulularının iç ilişkilerini ilgilendiren bir husus olup, rücuda dikkate alınabilecek bir durumdur. Davacı taraf, yasanın verdiği müteselsil talep hakkından açıkça vazgeçmedikçe, zarar sorumlusu olan davalıların zararın tamamından sorumlu olacakları açık olup, mahkemece bu görüş ve gerekçelerle verilen kararda da bir isabetsizlik bulunmadığından, davalılar … vekili ile … Sigorta A.Ş vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazları yerinde bulunmamaktadır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, kusura ve hesap raporuna ilişkin dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, dosya kapsamından alınan kusur raporundaki belirleme ve değerlendirmelerin dosyaya, oluşa uygun, denetlenebilir gerekçeler içermesi karşısında hükme esas alınmasında herhangi bir yanılgı tespit edilememesine, desteğin gelirinin dosyaya sunulan belgeler dikkate alınarak belirlenmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamasına, maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmasına, vekalet ücretinin hesaplanmasında bir hata bulunmamasına göre, davalı … vekili ile davalı … Sigorta A.Ş vekilinin tüm istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1/Karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davalı … Sigorta A.Ş vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca ayrı ayrı esastan reddine, 2/İstinaf eden davalılardan alınması gereken 9.963,77-TL harçtan peşin yatırılan 6.518,92‬-TL harcın düşümü ile 3.444,85‬-TL istinaf ilam harcının istinaf eden davalılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4/İstinaf yasa yoluna başvuran davalılar tarafından yapılan giderlerin kendi üzerilerinde bırakılmasına,HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 25/05/2023