Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2023/610 E. 2023/1085 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/610
KARAR NO: 2023/1085
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/12/2022
NUMARASI: 2018/321 Esas – 2022/1078 Karar
DAVANIN KONUSU: Cismani Zarar Nedeniyle Açılan Maddi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/06/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesi ile; 18.12.2016 tarihinde …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile seyir halinde iken karşıdan gelen araca çarpmamak için sağa manevra yapması sonucu savrularak aracının sağ ön kısmı ile sağda park halinde bulunan … plakalı aracın arka kısmına çarpması ile oluşan trafik kazasında …’in aracında yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralandığını, Denizli Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen rapora göre müvekkilinin işitme ve görmesinde %35 oranında kayıp olduğunu, müvekkilinin yolcu olduğu …’in sevk ve idaresindeki aracın zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırılmamış olması nedeniyle müvekkilinin zararının karşılanması için davalıya yaptıkları başvuru neticesinde 03.01.2018 tarihinde yapılan 154.214,00-TL ödemenin yetersiz olduğunu ileri sürerek müvekkilinin zararının bilirkişi vasıtası ile tespiti ile eksik kalan tazminat miktarının olay tarihindeki sigorta limiti aşılmamak üzere temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında sunduğu 19/10/2022 tarihli dilekçesi ile; 155.786,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının başvuru şartını yerine getirmediğini, davacının alacağının ödendiğini, imzalanan ibraname nedeniyle başka hak ve alacağının bulunmadığını, davacının hak talebinde bulunabilmesi için ödenen bedel ile zararı arasında fahiş fark bulunması gerektiğini, geçici iş göremezlik zararının teminat kapsamında olmadığını, davacının yolcu olması nedeniyle hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, davacıya ödenilen kısmın güncellenerek hesaplanacak tazminattan düşülmesi gerektiğini, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini, avans faizi talep edilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; ATK İkinci Üst Kurulu tarafından düzenlenen raporda, davacının Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre kişinin tüm vücut engellilik oranının %45 (yüzdekırkbeş), Erişkinler için Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre kişinin tüm vücut engellilik oranının %44 (yüzdekırkdört) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 12 (oniki) aya kadar uzayabileceği görüş ve kanaatinin bildirildiği, ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen rapora göre davacının yolcu olarak bulunduğu sürücü …’in kusursuz, plakası belirsiz araç sürücüsünün hatalı davranışının %100 (yüzde yüz) oranında etken olduğu kanaatine varıldığı, alınan aktüer bilirkişi raporu ile ödeme tarihindeki verilere göre davacının zararının 522.311,08-TL olduğu ve yapılan ödemenin yetersiz olduğu, davacının bakiye zararının, davalı tarafça yapılan ödemenin güncellenerek tenzili sonrasında 985.583,01-TL olduğu, davacının ödenmeyen zararının kaza tarihindeki bakiye sorumluluk limitinin üzerinde olması nedeniyle, davalının bakiye teminat limiti ile sorumlu tutulması gerektiği gerekçesi ile; “Davanın kabulü ile 155.786,00 TL’nin ödeme tarihi olan 03/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekilinin istinaf nedenleri; davacı tarafça, davadan önce kazaya sebep olduğunu ileri sürdüğü araç nedeniyle müvekkili kuruma başvuru yapılmadığı, davanın usulden reddi gerektiği, davacı tarafça plakası tespit edilemeyen aracın varlığının ve kazaya kusuru ile sebebiyet verdiğinin ispatı gerektiği ancak kazanın oluş şekline ilişkin herhangi bir kamera kaydı, tanık beyanı bulunmadığı, tazminat hesaplamasında askerlik süresinin dikkate alınmadığı, davacının emniyet kemeri takmaması nedeni ile müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği, müvekkili şirket tarafından araç sürücüsü …’in kusuru nedeni ile ödeme yapıldığı, mahkemece alınan bilirkişi raporunda ise adı geçenin kusurunun bulunmadığının tespit edilmesi nedeni ile çelişkinin giderilmesi gerektiği, tazminat hesaplaması yapılırken %1,65 teknik faiz uygulanması gerektiği, müvekkili şirket temerrüde düşürülmediği için dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve özellikle, davacının kazaya karışan … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunması nedeni ile kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmamasına ve zararının tamamının giderilmesini müteselsil sorumluların biri, bir kaçı veya tamamından isteyebilecek olması karşısında davalının, müteselsil sorumlu olan kazaya karışan ve zorunlu trafik sigortası bulunmayan … plaka sayılı araç sürücüsü ile plakası tespit edilemeyen araç sürücüsüne atfedilecek kusur nedeniyle zararın tamamından sorumlu olmasına, ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi nedeniyle bakiye ömür süresini TRH 2010 yaşam tablosuna göre belirleyen ve teknik faiz uygulanmaksızın progressif rant yöntemi kullanılarak tazminat hesabı yapan aktüer bilirkişi raporunun hükme esas alınmasına, dava tarihinden evvel dava konusu kaza nedeniyle kısmi ödeme yapan davalı yönünden kısmi ödeme tarihinde temerrüdün oluşmasına göre yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin HMK m. 353/1-b/1 gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1/Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE, 2/İstinaf eden davalıdan alınması gereken 10.641.74-TL harçtan peşin yatırılan 2.660,44‬-TL harcın düşümü ile bakiye 7.981,3‬0-TL istinaf ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4/İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 08/06/2023