Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2023/555 E. 2023/1109 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/555
KARAR NO: 2023/1109
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/04/2022
NUMARASI: 2022/161 Esas – 2022/339 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/06/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 19/03/2015 tarihinde, müvekkillerinin murisi …’ın yolcu olarak bulunduğu, davalı …’ın sürücüsü, davalı …’ın işleteni olduğu ve davalı … Sigorta AŞ’ye ZMM poliçsesi ile sigortalı … plakalı araç ile davalı …’in sürücüsü, davalı …’in işleteni olduğu, davalı … Sigorta AŞ’ye ZMM poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın çarpışması sonucunda meydana gelen kazada davacıların murisi …’ın vefat ettiğini, tüm davalıların kaza nedeniyle kusurlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20,00-TL maddi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 23.11.2020 tarihli dilekçesi ile talebini davacı … için 191.679,46 TL, davacı … için 45.324,96-TL olarak ıslah etmiştir. Davalılardan … Sigorta AŞ vekilinin cevap dilekçesinde özetle;müvekkilinin temerrüde düşmediğini ve dava açılmasına sebebiyet vermediğini, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limiti ile sınırlı olduğunu beyan ederek, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”.. 22/09/2020 tarihli ATK arporuana göre davalı sürücü (… plaka sayılı araç sürücüsü) …’ın %75 (Yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu, Davalı sürücü (… plaka sayılı araç sürücüsü) …’in %25 (Yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğu, Davacı yolcu (… plaka sayılı araçtaki yolcu) …’ın olayın oluşumunda ve kendi yaralanmasında kusursuz olduğu; davacı vekilinin 16/03/2021 tarihli celse beyanları, alınan bilirkişi heyet raporu dikkate alındığında davacıların destekten yoksun kalma tazminat taleplerinin yerinde olduğu, dava tarihi itibariyle sigorta şirketlerine başvuru zorunlu olmaması, davalı sigorta şirketlerinin dava açılmadan önce temerrüte düşürülmemesi sebebiyle davalı sigorta şirketlerinin dava tarihi itibariyle temerrüte düştüğü, diğer davalıların haksız fiil tarihi olan kaza tarihi itibariyle temerrüte düştüğü, zarara sebebiyet veren aracın ticari olması sebebiyle davacının ticari faiz talebinin yerinde olduğu, somut dosyada, davalılar beyanları, ceza dosyası kapsamında alınan tanık beyanları ve bilirkişi heyet raporu dikkate alındığın davalı … plakalı araç sürücüsü …’ın ücret karşılığında müteveffa … ve diğer kişilere canlı hayvan taşıdığı, davalı sürücü …’ın söz konusu bu taşıma işleminden çıkar sağladığı anlaşılmakla eldeki dava da hatır taşıması söz edilemeyeceğinden davalıların hatır taşıması itirazlarına itibar edilmediği, davalılar tarafından dava konusu kaza sebebiyle oluşan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği ileri sürülmüş ise de; mütevaffa …’ın … plakalı araçta yolcu konumunda olması ve kazanın oluşumunda atfı kabil kusurun bulunmaması sebebiyle davalıların müterafik kusur itirazlarına itibar edilmediği”, gerekçesiyle,Davanın KISMEN KABULÜNE; 1-Davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile, davacı eş … için 191.679,46-TL, davacı anne … için 45.394,26-TL ( tahsis şerhi ile 45.324,26-TL )destekten yoksun kalma tazminatının davalılar destekten yoksun kalma tazminatının davalılar …, …, …, … yönünden kaza tarihi olan 19/03/2015 tarihinden, davalı sigorta şirketleri yönünden (davalı sigorta şirketleri yönünden poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydıyla) 13/11/2015 dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, 2-Davacıların hastane ve defin masraflarına yönelik taleplerinin FERAGAT SEBEBİYLE REDDİNE, karar verilmiştir. Karara karşı davalılar … ve … vekili , davalı …, davalı … Sigorta AŞ vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı asil …’in istinaf talebi yerel mahkemece eksik harç yatırılmadığından 14.04.2022 tarihli ek karar ile reddedilmiş, iş bu ek karar usulüne uygun şekilde davalı …’e tebliğ edilmesine rağmen davalı … tarafından istinaf edilmediğinden, …’in istinaf talebi incelenmemiştir. İstinaf nedenleri: Davalılar … ve … vekili, müvekkillerinin çiftçilikle iştigal ettiğini, hükmedilen kararın icrasının müvekkilleri açısından telafisi güç zararlara yol açacağını, olayda hatır taşıması bulunduğunu, ticari faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, müteveffanın düzenli geliri bulunmadığını, yüksek gelire göre hesaplama yapılmasının doğru olmadığını belirterek kaldırılmasını istemiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili, kaza tespit tutanağı ile ceza dosyasındaki kusur durumunun uyumlu olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirkete atfedilen kusura göre değil de %100 kusur esasına göre diğer davalılarla birlikte sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, aktüerya hesabında müteveffa …’ın sadece eş ve annesi için pay ayrılmasının hatalı olduğunu, nüfus kaysının getirtilerek babası sağ ise onun için ve reşit olmayan çocukları için ve varsa üniversite öğrenimi gören çocukları için 25 yaş ikmaline kadar, üniversite öğrenimi görmeyen kız çocukları içinse 22 yaş ikmaline kadar pay ayrılması gerektiğini, düzenli bir geliri olmayan müteveffanın TÜİK verilerine göre asgari ücretin 1,35 katı üzerinden gelir elde ettiğinin kabulünün hatalı olduğunu, tazminat hesabında PMF yaşam tablosunun kullanılmasının da doğru olmadığını, TRH 2010 yaşam tablosu ve %1,8 teknik faize göre hesaplama yapılması gerektiğini, ıslah dilekçesinin müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, avans faizine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı …, hükme esas alınan kusur raporunun hatalı olduğunu, ceza dosyasındaki kusur raporu ve kaza tespit tutanağı ile çeliştiğini, çelişki giderilmeden karar verildiğini, tüm kusurun sürücü …’da olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Somut olaya ilişkin kesinleşen ceza dosyasında hükme esas alınan ATK kusur raporunda sanık sürücü …’ın asli ve tam kusurlu olduğu kabul edilerek karar verilmiş, eldeki dosyada alınan 19.09.2020 tarihli 2 bilirkişi tarafından hazırlanan raporda ise davalı sürücü …’ın %75, davalı sürücü …’in %25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Her ne kadar aktüer hesabı %100 davalı taraf kusuru ( yolcu destek …’ın kazanın meydana gelmesinde kusursuz oluşu) göz önüne alınarak yapıldığından, sonuç itibari ile hesaplamada bir hata bulunmadığı düşünülebilir ise de, tüm kusurun … plakalı araç sürücüsü …’da olduğunun anlaşılması halinde, kazaya karışan … plakalı aracın sürücüsü davalı …’in kusursuz olması sonucu doğacağından ve bu halde iş bu aracın işleteni davalı …’in ve ZMM sigortacısı davalı … Sigorta AŞ’nin sorumsuzluğu söz konusu olacağından; ceza dosyası ile hukuk dosyası arasında kusur hususunda mevcut olan söz konusu çelişki giderilmeden yerel mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu durumda yerel mahkemece yapılacak iş, İTÜ’de yada Karayolları Genel Müdürlüğü’nde görevli 3 kişilik bilirkişi heyetinden, kaza tespit tutanağı, krokisi, ceza dosyası ( Kütahya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2016/ 136 Esas, 2016/ 307 Karar sayılı dosyası), ATK kusur raporu ve 19.09.2020 tarihli kusur raporu rapor irdelenmek suretiyle, tarafların kusur durumlarının belirlenmesi, ceza dosyasında alınan ATK kusur raporu ile eldeki dosyada alınan 19.09.2020 tarihli rapor arasındaki kusur konusunda çelişkinin giderilmesi için açıklayıcı, ayrıntılı, taraf ve yargı denetimine açık rapor aldırılması, işin esası ile ilgili deliller toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir.(Bknz. Yargıtay 17. HD’nin 2016/14680 Esas, 2019/2383 Karar sayılı ilamı) Açıklanan nedenlerle, davalı …’in istinaf itirazlarının tümden, davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK 353/1.a.6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın yukarıda yapılan açıklamalar ışığında yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine; kararın kaldırma sebep ve şekline göre davalı … Sigorta AŞ vekilinin sair ve davalılar … ve … vekilinin tüm istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe Uyarınca, 1/ Davalı …’in istinaf itirazlarının tümden, davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf itirazlarının kısmen KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, -Kararın kaldırma sebep ve şekline göre davalı … Sigorta AŞ vekilinin sair ve davalılar … ve … vekilinin tüm istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 3/İstinaf yasa yoluna başvuran taraflarca peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendilerine ayrı ayrı İADESİNE, 4/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5/İstinaf yasa yoluna başvuran taraflarca istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 22/06/2023