Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2023/476 E. 2023/837 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/476
KARAR NO: 2023/837
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/11/2022
NUMARASI: 2022/64 Esas – 2022/770 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/05/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 14/12/2015 tarihinde, müvekkillerinin murisi …’ın yolcu olarak bulunduğu, dava dışı … idaresindeki tescilsiz motosiklet ile dava dışı …’in sürücüsü olduğu, davalıya ZMM poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın çarpışması sonucunda meydana gelen trafik kazası sonucunda …’ın vefat ettiğini, kazada …’in asli kusurlu olduğunu, müvekkillerine davalı tarafça bir miktar ödeme yapıldığını, ancak bu ödemenin yetersiz olduğunu ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davacı anne ve baba için ayrı ayrı 5.000,00- ‘er TL olmak üzere toplam 10.00,00-TL maddi tazminatın (belirsiz alacağın) sigortaya başvuru tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 13.06.2022 tarihli dilekçe ile talebini davacılar için toplam 228.640-TL olarak artırmıştır.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle,desteğinin yolcu olarak bulunduğu motosiklet sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, müvekkili şirket tarafından davacılara toplam 61.360,00-TL ödeme yapıldığını, davacının tüm zararları karşılandığından davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”….davalı sigorta şirketi tarafından dava tarihinden önce 18/08/2016 tarihinde anneye 36.404,42 TL ve babaya 24.955,86 TL ödeme yapıldığı, ödeme tarihindeki verilere göre annenin maddi zararının 70.780,43 TL ve babanın maddi zararının ise 54.936,64 TL olarak belirlendiği, yapılan ödeme ile davacıların maddi zararının karşılanmadığı, bu durumda yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre ödemenin, ödeme tarihinden rapor tarihine kadar işlemiş yasal faizi ile güncellenerek güncel tutarın hesaplanan tazminattan indirilmesi gerektiği nazara alınarak davalı tarafından davacı hak sahiplerine yapılan ödemenin, ödeme tarihinden rapor tarihine kadar işlemiş faizi ve asıl ödemenin ilavesi ile hak sahiplerinin maddi zararının ödeme tenzil edildikten sonra geriye kalan zorunlu trafik sigorta poliçesindeki bakiye limiti aşması nedeniyle (290.000,00 – 61.360,00)= 228.640,00 TL.lık bakiye limit ile sınırlı olarak her bir davacının davalıdan talep edilebilir destek zararının davacı anne … için 129.861,98 TL ve davacı baba … için 98.778,02 TL olarak hesaplandığı, bu kapsamda davacıların TBK’nın 53.maddesi kapsamında destek yoksun kalma tazminatı talep şartlarının oluştuğu anlaşıldığından dava ve ıslah dilekçesine göre davanın kabulü gerektiği ” gerekçesiyle, Davanın kabulü ile, Davacı … için 129.861,98-TL destekten yoksun kalma tazminatı ve … için 98.778,02-TL destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere toplam 228.640,00-TL tazminatın ödeme tarihi olan 18/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve sigorta poliçesi ile sınırlı tutulmak kaydıyla davalıdan alınarak davacılara verilmesine, karar verilmiştir.Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf nedenleri: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın ibranamenin düzenlendiği tarihinden itibaren 2 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, hak düşürücü süre yönünden KTK 111. madde gereğince reddi gerektiğini, kararın hukuk ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kaldırılmasını istemiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle, 17.08.2016 tarihli ibraname kayıtsız şartsız olmayıp ihtirazi kayıt içerdiğinden KTK 111. maddesindeki 2 yıllık hak düşürücü sürenin eldeki davada uygulanmasının söz konusu olmamasına (Bkz. Yargıtay 17.HD’nin 2014/15257 Esas, 2015/11804 Karar sayılı ilamı); Dairemizin 30.12.2021 tarih ve 2019/2086 Esas, 2021/2175 Karar sayılı ilamı gereğince davanın esasına girilip, bilirkişi raporu ve bedel artırım dilekçesi doğrultusunda yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe Uyarınca, 1/Karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca esastan reddine, 2/İstinaf eden davalıdan alınması gereken 15.618,40-TL harçtan peşin yatırılan 3.904,60-TL harcın düşümü ile 11.713,80-TL istinaf ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4/İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 11/05/2023