Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2023/426 E. 2023/493 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/426
KARAR NO: 2023/493
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/10/2022
NUMARASI: 2022/212 Esas – 2022/702 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/03/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM Sigorta Poliçesi bulunan … plakalı aracın kaza tutanağında belirtildiği gibi 28/06/2021 günü sebep olduğu kaza sonucunda müvekkili … adına kayıtlı … plakalı aracın hasarlandığını, kazada … A.Ş nezdinde ZMMS poliçesi bulunan … plakalı aracın %100 oranında kusurlu bulunduğunu, davalı sigorta şirketinin müvekkiline 5.038,64 TL ödemede bulunduğunu, müvekkilinin aracında ortaya çıkan zararın sigorta şirketinin ödeme yaptığı 5.038,64 TL’den daha fazla olduğunu, müvekkilinin aracında 11.204.53 TL hasar tespit edildiğini belirterek, müvekkilinin aracında meydana gelen hasardan kaynaklı olarak eksik hasar bakiyesine mahsuben talep edilebilir tazminat bedelinin mahkemece yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile tespit edileceği baz alınarak, (HMK.nun 107. maddesi gereği belirsiz alacak davası) fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin aracında meydana gelen hasardan kaynaklı şimdilik 100 TL eksik bakiye alacağının davalı şirketin temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak müvekkiline ödenmesine, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin aracında meydana gelen hasardan kaynaklı şimdilik 100 TL değer kaybı tazminatının davalı şirketin temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak müvekkiline ödenmesine, müvekkilinin aracında meydana gelen gerçek hasarın tespiti için ekspere ödenen 350,00 TL ücretin yargılama giderinden sayılarak sigorta şirketi üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: STK 2021.E.173739 sayılı dosya ile STK 2021.E.172738 sayılı dosyalarının tarafları, dava sebepleri ve her iki davanın da taleplerinin aynı olduğunu, kesin hüküm itirazında bulunduklarını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin dava aleyhe sonuçlansa dahi dava açılmasına sebebiyet vermemiş olmaları nedeniyle karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Tüm dosya kapsamına göre tarafları, dava konusu ve dava sebebi aynı olan kesinleşmiş kararın, sonradan açılan dava için kesin hüküm teşkil edeceği, gerek maddi, gerek şekli anlamda kesin hüküm dava şartlarından olmakla hakim tarafından kendiliğinden gözetileceği, somut olayda, davacı tarafından işbu davanın açılmasından önce davalı sigorta şirketine başvurulduğu, davalı sigorta şirketince ödeme yapılmaması üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurulduğu, başvurunun Sigorta Tahkim Komisyonunca verilen 20212/34671 sayılı karar sayılı kararla karar verilmesine yer olmadığı kararı ve hasar bedeli yönünden ise 2022/32639 karar sayılı kararla talebin reddine karar verildiği, kararların kesin nitelikte olduğu, Sigorta Tahkim Komisyonunun ilgili kararların tarafları, konusu ve sebepleri aynı olduğundan bu dosyada kesin hüküm teşkil ettiği anlaşıldığından davanın kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiş”tir gerekçesi ile; Davanın Kesin Hüküm nedeniyle Usulden Reddine karar verilmiş, verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekilinin istinaf başvuru sebepleri; Sigorta Tahkim K’omisyonuna başvuru dilekçesinde, müvekkilinin aracında meydana gelen hasardan kaynaklı olarak eksik bakiye alacağına mahsuben fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100,00 TL tazminat talebinde bulunulduğu, STK’ da görevli hakem adeta HMK usul kurallarını hiçe sayarak davanın esasına girmeksizin müvekkilimizin aracında meydana gelen hasarın tespiti için dosyayı alanında uzman bilirkişiye tevdi etmeden başvurumuzu ret ettiğini, dolayısıyla ilk derece mahkemesinin STK kararını kesin hüküm kabul etmesinin müvekkilinin adil yargılanma hakkının ihlali anlamı taşıdığı, müvekkilinin aracında meydana gelen değer kaybı ödeme yapılan miktardan çok daha fazla iken, bilirkişiye dosyayı tevdi etmeden, yargılama yapmadan konusuz kaldığına hükmetmesinin kanunlara, yargıtay içtihatlarına ve anayasaya aykırı olduğu, ilk derece mahkemesinin de hakkı yerine getirmekten kaçınarak davanın usulden reddine karar vermesinin, müvekkilinin hak arama özgürlünü ve adil yargılanma hakkını ihlal ettiği, hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan hasar tazminatı, araçta meydana gelen değer kaybı bedeli ile ekspertiz ücreti istemine ilişkindir. Bilindiği gibi kesin hüküm, ilişkin olduğu konuda uyuşmazlığı ortadan kaldırır. Bu yüzdendir ki açılan bir dava hakkında kesin hüküm bulunmaması bir yargılama koşulu olup, mahkemece re’sen gözetilmesini gerektirir.(HMK.m.303) Bu açıklama ışığında somut olaya dönüldüğünde; davacının, eldeki davanın açılmasından önce Sigortacılık Kanunu’nun kendisine tanıdığı seçimlik hakkını kullanarak, kendisi yönünden ihtiyari çözüm yolu olan Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde davalı sigorta aleyhine fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla hasar bedeli ve ekspertiz ücreti istemi, ayrıca araçta oluşan değer kaybı bedelinin tahsili istemine ilişkin başvurularda bulunduğu, davacının bakiye hasar bedeli ve ekspertiz ücreti ile ilgili başvurusu üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakemince verilen 08/02/2022 gün ve 2021.E.173739- K.2022/32639 sayılı kararla, “başvuru sahibinin bakiye hasar bedeli ile ilgili iddiayı ispata yarar ve yeterli ve gerekli bilgi ve belge sunulmadan soyut bir iddia olarak ileri sürdüğü, ispatlanamayan başvurunun kesin olarak reddine karar verildiği, bu karara karşı kendisine tebliğe rağmen davacı vekilince itiraz edilmediği, davacı vekilinin değer kaybı ile ilgili başvurusu üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakemince verilen 10/02/2022 gün ve 2021.E.172738- K.2022/34671 sayılı kararla, “28/06/2021 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle başvuru sahibine ait araçta meydana gelen değer kaybı iddiasıyla yapılan başvuru sonrası sigorta şirketinin 2.580,77 TL ödeme yaptığı ve başvuruyu kabul ettiği anlaşılmakla, kabul edilen, ödenen ve konusuz kalan başvuru hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, bu karara karşı da kendisine tebliğ edilmesine rağmen itiraz edilmediği, 24/03/2022 tarihli dilekçe ile eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Davacının sigorta tahkim komisyonunca verilen kararın kesinleşmesinden sonra aynı konuda, aynı dava nedenlerine dayanılarak, aynı davalıya karşı artık genel yargı yoluna başvuralamayacağının açık bulunması karşısında, yerel mahkemece yazılı biçim ve şekilde davanın reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön tespit edilemediğinden, davacı vekilinin bu husustaki istinaf itirazının HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca,1/Karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca esastan reddine, 2/İstinaf eden davacıdan alınması gereken 179,90-TL harçtan peşin yatırılan 80,70-TL harcın düşümü ile 99,20-TL istinaf ilam harcının istinaf eden davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 361. madde hükmü uyarınca tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 16/03/2023