Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2023/381 E. 2023/422 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/381
KARAR NO: 2023/422
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/09/2018
NUMARASI: 2015/232 Esas – 2018/904 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasına Bağlı Ölüm Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/03/2023
Taraflar arasında görülen maddi ve manevi tazminat talepli davada; yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonucunda verilen kararın, Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin 09/12/2021 gün ve 2021/15199 Esas – 2021/10071 Karar sayılı ilamı ile bozulması üzerine; HMK.m.373/3 hükmü gereğince duruşmalı olarak yapılan inceleme sonucunda dosya incelendi gereği düşünüldü;
K A R A R Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 20/10/2012 tarihinde davacıların murisi … yönetimindeki … plakalı minibüsün, İstanbul Esenler Atışalanı … mevkiinde yolun kıyısında hatalı park eden … plakalı kamyona çarptığını ve kaza yapan …’nın ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığını, sonrasında 24/10/2012 tarihinde vefat ettiğini, … plakalı kamyonun park yasağı levhasının olduğu yere trafik kurallarına aykırı bir şekilde park edildiğini, davacıların …’nın vefatıyla onun desteğinden yoksun kaldıklarını, aynı zamanda büyük acı ve üzüntü duyduklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla destekten yoksun kalan eş … için 6.000,00-TL, her bir çocuk için 1.000,00-TL olmak üzere toplam 10.000,00-TL maddi tazminat ve 3.000,00-TL cenaze ve defin masrafı ile davacı eş … için 50.000,00-TL, her bir çocuk için ayrı ayrı 30.000,00-TL olmak üzere toplam 170.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan (davalı sigorta şirket sadece maddi tazminattan sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 23/09/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı eş … yönünden maddi tazminat talebini 77.257,00-TL’ye yükseltmiştir. Davalılar … San. Tic. Ltd. Şti. ve … vekili cevap dilekçesi ile; meydana gelen kazada müvekkili şirketin ve diğer davalı olan araç sürücüsü …’ın herhangi bir kusuru olmadığını, park halindeki araca arkadan çarpılması nedeniyle her iki müvekkilinin olayda kusuru olmadığı için açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A. Ş. vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili sigorta şirketinin … plakalı aracı 07/07/2012 tarihinden başlayarak bir yıl süreyle trafik poliçesi ile sigortalandığını, bu poliçeden doğan sorumluluğun azami 225.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda sorumluluğun azami olarak açıklanan miktar çerçevesinde ve azami limit ile sınırlı olacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; kazanın meydana gelmesinde davacıların murisi …’nın % 70, davalı …’ın % 30 oranında kusurlu oldukları kabul edilerek, temin edilen bilirkişi rapor ve ek raporu doğrultusunda; -Davacılar vekilinin davalılar aleyhine açmış olduğu maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, 66.262,54 TL maddi tazminatın ve 300,00 TL cenaze giderinin davalılardan dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacılar …ya verilmesine, maddi tazminata ilişkin davacılar vekilinin fazlaya ilişkin talebinin reddine, -Davacılar vekilinin diğer davacılar …, … ve … hakkında açmış olduğu maddi tazminat davasının REDDİNE, -Davacılar vekilinin açmış olduğu manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, 10.000 TL manevi tazminatın davacılardan …ya, 5.000 TL manevi tazminatın davacılardan …ya, 5.000 TL manevi tazminatın …ya, 5.000 TL manevi tazminatın davacılardan …ya davalılar … ve … Ltd Şti nden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak verilmesine, -Davacılar vekilinin manevi tazminatta fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili, davalılar … San. Tic. Ltd. Şti. ve … vekili ile davalı … Sigorta A. Ş. vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine: Dairemizce yapılan istinaf incelemesi neticesinde; “dava; trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır. (1)İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenine, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, hükme esas alınan 12/03/2018 tarihli bilirkişi ek raporunun olaya, oluşa ve Yargıtay uygulamalarına uygun denetlenebilir gerekçeler içermesine, bu raporun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, dosya kapsamında temin edilen 15/11/2013 tarihli bilirkişi raporu, 13/06/2014 tarihli ATK Trafik İhtisas Dairesi Raporu, 04/01/2016 tarihli bilirkişi heyeti raporu, 20/06/2016 tarihli bilirkişi heyeti raporu ve 22/05/2017 tarihli bilirkişi heyeti raporu ile kazanın meydana gelmesinde davacılar murisi …’nın % 70, davalı …’ın % 30 oranında kusurlu olduklarının tespit edilmesine, söz konusu raporların kazayı tüm yönleriyle irdeleyen, birbirlerini teyit eder nitelikte raporlar niteliğinde bulunmasına ve hükme esas alınmalarında bir isabetsizlik bulunmamasına, davalı … adına düzenlenen idari para cezasının iptaline yönelik mahkeme kararı gerekçesi dikkate alındığında idari para cezasının iptaline karar verilmiş olmasının davalı …’ın söz konusu kaza nedeniyle kusursuz olduğu anlamına gelmeyeceğinin açık bulunmasına, davalı …’ın aracını yol kenarına kurallara uygun şekilde park etmemesi ve kazanın meydana gelmesinde % 30 oranında kusurlu olması nedeniyle davalı tarafa ait aracın işletilme halinde olduğunun kabulünün gerekmesine(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 20/10/2016 tarih ve 2014/10514 E., 2016/9138 K. Sayılı kararı) ve davalı sürücünün kazada kusurunun bulunması nedeniyle de davalı sigorta şirketinin kaza nedeniyle sorumlu bulunmasına göre; davacılar vekili, davalılar … San. Tic. Ltd. Şti. ve … vekili ile davalı … Sigorta A. Ş. vekilinin bu yöndeki istinaf taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir. (2)6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır.Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir.Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. davaya konu olayda; olay tarihi, olayın gelişim şekli, kusur durumu, davacıların eş ve babalarını kaybetmeleri nedeniyle yaşamış olduğu acı ve üzüntü, tarafların, dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, kaza tarihindeki paranın alım gücü ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda davacı lehine takdir edilen manevi tazminat miktarı az olup, davacı lehine daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmakla, davacılar vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin kısmen kabulüne, davalılar … san. tic. ltd. şti. ve … vekilinin istinaf talebinin reddine, hmk 353/1-b/2 maddesi gereğince mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, davacı … lehine 15.000,00-tl, davacılar …, … ve … lehine ayrı ayrı 10.000,00’er tl manevi tazminat takdir edilmesi suretiyle yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle verilen 02/07/2020 gün 2019/632 E., 2020/2953K sayılı kararla; davacılar vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne ve kısmen reddine, davalılar … Malzemeleri San. Tic. Ltd. Şti. ve … vekili ile davalı … Sigorta A. Ş. vekili tarafından yapılan istinaf başvurularının reddine, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kısmen kabulü ile davacı … için 66.262,54 TL maddi tazminatın ve 300,00 TL cenaze giderinin tahsiline, davacılar vekilinin fazlaya ilişkin talebinin reddine, diğer davacılar …, … ve … yönünden açılmış olan maddi tazminat davasının reddine, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile davacı … için 15.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL ve davacı … için 10.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiş, bu karara karşı davacılar vekili tarafından temyiz yasa yoluna başvurulması üzerine davacıların temyiz talebinin; dairemizin kararının kesin nitelikte olduğu gerekçesi reddine karar verilmiş, verilen bu ek karara karşı davacılar vekili tarafından temyiz yasa yoluna başvurulması sonucunda; Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin 09/12/2021 tarih ve 2021/15199E., 2021/10071K. sayılı ilamı ile; “Davacılar vekilinin ek kararın temyizine yönelik itirazlarının incelenmesinde; 1-Davacılar vekilince dava dilekçesi ve ıslah dilekçesi ile fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğu ve diğer taraftan davacıların esasa yönelik temyiz taleplerinin de desteğe izafe edilen kusur oranı ve tazminattan yapılan kusur indirim oranına yönelik olduğu anlaşılmakla temyiz edilen karar kesinlik sınırının altında kalmadığından davacılar vekilinin temyizin kabulü ile ek kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Davacılar vekilinin esasa yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi; 2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalmaya dayalı maddi, manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacılar vekili, desteğin meydana gelen kazada öldüğünü açıklayıp kazaya karışan karşı aracın işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı aleyhine tazminat talepli olarak eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, meydana gelen kazada desteğin ve davalı karşı aracın kusuruna ilişkin raporlar alınmış, neticede desteğin %70 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek bu oranda tazminatlardan indirim yapılarak yazılı şekilde karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince de aynı kusur oranı kabul edilerek karar verilmiştir. Varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Kaza tespit tutanağına göre kaza, 20.10.2012 günü, saat 03:20’de meskun mahalde, ölen sürücünün idaresindeki araç ile, tünel içinden çıkıp virajı aldıktan sonra caddeye katılmak istediği sırada aracının ön kısımları ile yolun sol tarafında park yasağı levhasının önünde park halindeki davalı kamyonun arka kısımlarına çarpması ve desteğin araç içinde sıkışarak ölmesi şeklinde gerçekleşmiş, buna göre ölen sürücü hızını yol şartlarına ayarlamama kuralını, davalı araç sürücüsü ise taşıt yolu üzerinde park etmenin yasak olduğu yerlere park etme kuralını ihlal ettiğinden kusurlu bulunmuştur.Mahkemece desteğin ve davalı sürücüsünün kusurunun tespitine yönelik olarak çok sayıda bilirkişi raporu alınmıştır. Alınan tüm raporlarda desteğin hızını meskun mahal ve yol şartlarına ayarlamaması ve bu nedenle %70 oranında kusurlu olduğu, davalı sürücüsünün de park yasağı olan yere park etmesi nedeniyle %30 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş, mahkemece de anılan kusur oranları esas alınarak karar verilmiştir. BK.53.(TBK.74) maddesinde haksız eylemin “kusur” öğesi konusunda hukuk hakimine tanınan yetkiler iki bölüm olup, birincisi “kusur bulunup bulunmadığına”, ikincisi ise “kusurun derecesini ve zararın tutarını belirlemeye” ilişkindir. Maddenin ilk cümlesine göre “kusurun varlığını” araştırmada yetkileri sınırlı olan hukuk hakimi, maddenin ikinci cümlesine göre “kusurun derecesini ve zarar tutarını belirlemede” tam bağımsız kılınmıştır. HMK 266 madde (HUMK 275 md.) hükmüne göre kusur oranlarının belirlenmesi teknik değil hukuki bir konudur. Elde edilen teknik bulgulara göre hakim bu oranı belirlemede ihlal edilen kuralları gözönüne almalıdır.Dosya kapsamında çok sayıda kusur raporunun bulunduğu ve tüm teknik verilerin kusur bilirkişilerince tespit edildiği gözetildiğinde olayın oluş şekline göre tarafların kusur oranının tespiti yetkisi hakime aittir. Somut olayda kazanın oluş şekli, kazanın olduğu saat, desteğin seyrettiği yolun tünel çıkışı olması, davalı araç sürücüsünün tarafından tünel çıkışına, sol şeride ve park yapılmaz levhasının tam olarak bulunduğu noktaya park ettiği hususları ve tüm raporlarda da aynı şekilde tespit edildiği üzere sadece hızlı olduğu gözetildiğinde desteğe izafe edilen kusur oranı fazla olup, meydana gelen olayda desteğe izafe edilecek kusur oranı en fazla %30’dur. Buna göre mahkemece desteğin kusur oranı %30 olarak, davalı araç sürücüsünün kusur oranı da %70 olarak kabul edilerek sonucuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle, dairemizin yukarıda özetlenen kararının bozulmasına karar verilmiş, dosyanın dairemize iade edilmesi üzerine duruşma açılarak taraflara Yargıtay bozma ilamı ekli, duruşma günü ve saatini bildirir meşruhatlı duruşma davetiyesi gönderilmiştir.Davalı … Sigorta A.Ş vekili, usulüne uygun davetiyeye rağmen duruşmaya katılmamıştır.Davacılar vekili 14/03/2023 tarihinde yapılan duruşmaya katılarak, Yargıtay bozma ilamına uyulmasını ve bozma doğrultusunda işlem ve yargılama yapılmasını talep ettiklerini bildirmiş; duruşmaya katılan diğer davalılar vekili ise, bozma ilamına katılmadıklarını beyanla, dosyada mevcut bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.Yargıtay bozma ilamı, dairemizin bozmaya konu kararı ve duruşmaya katılan taraf vekillerinin beyanları doğrultusunda yapılan değerlendirme sonucunda;Dava; trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüm olayına dayanılarak açılmış maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkin olup, temel uyuşmazlık ölümle sonuçlanan trafik kazasının oluşumunda taraf kusur durum ve oranlarının ne olduğuna yöneliktir.Somut olayda; 20.10.2012 günü saat 03.20 sıralarında davacıların desteği (sürücü) …’nın sevk ve idaresindeki otobüs ile Esenler Atışalanındaki tünelden çıkıp katılım yolunu takiben Yüzyıl Köprü istikametine doğru seyretmek üzere … Caddesine katılmak istediği sırada, yolun solunda park yasağı levhası bulunmasına rağmen kaplama içerisinde tehlike arz edecek şekilde park edilmiş olan davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki kamyonun arkasına çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazası sonucunda hayatını kaybetmiştir. Bozmaya konu dairemiz kararında da işaret edildiği üzere; dosya kapsamında sırasıyla temin edilen 15/11/2013 tarihli trafik polis memurunca düzenlenen 15/11/2013 günlü bilirkişi raporunda, 13/06/2014 tarihli ATK Trafik İhtisas Dairesi bilirkişi raporunda, 04/01/2016 tarihli İTÜ makine yüksek mühendisi öğretim üyelerince düzenlenen bilirkişi heyet raporunda, 20/06/2016 tarihli İTÜ İnşaat Fakültesi, Karayolu ve Trafik öğretim üyelerince düzenlenen bilirkişi heyet raporunda ve 22/05/2017 tarihli ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesi bilirkişi raporunda; kazanın oluş şekli, mevcut yol koşulları, ihlal edilen trafik kuralları gözetilerek kazayı tüm yönleriyle irdeler biçimde belirleme ve değerlendirme yapıldığı, kazanın meydana gelmesinde taraf kusur durum ve oranlarının ne olduğu konusunda da gerekçeleri yazılmak suretiyle bir sonuca varıldığı ve varılan tüm sonuçların birbirini teyit ettiği görülmüştür.Konusunda uzman kişilerce düzenlendiği anlaşılan söz konusu bilirkişi raporları dosyaya oluşa uygun denetlenebilir gerekçeler içermeleri nedeniyle ilk derece mahkemesince hükme esas alınmış ve dairemizce de bu kabul şeklinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı sonucuna varılmıştır.Her ne kadar Yüksek Yargıtay 4. Hukuk Dairesi çoğunluğu tarafından; kazanın oluşumunda müteveffa araç sürücüsünün %30 oranında, davalı …’ın ise %70 oranında kusurlu sayılması gerektiği yönünde görüş bildirilerek bozma sevk edilmiş ise de; … Caddesine katılmak üzere bağlantı yoluna doğru tünelden çıkış yaparak bağlantı yolunda araç sevk eden müteveffanın; kaza mahallinin meskun mahal olduğunu, yolun sol tarafında kaldırım bulunduğunu dikkate alarak hızını ve sürüş alanını buna göre ayarlaması gerekirken, bu zorunluluğa öncelikle riayet etmediği; ayrıca yolun mevcut durumunu ve kaldırım yanında park halinde bulunan aracı far ışığı mesafesinde görme imkanına sahip olduğu halde, kazayı önlemek için hiç bir önlem almadığı , fren tedbirine dahi başvurmadığı, yolun tamamını kapatmayan park halindeki aracın yanından geçme gayreti içine de girmediği (-yani kazanın; sürücünün yanlış park halinde olan aracın yanından geçme gayreti sırasında gerçekleşmediği, kaldırım yanında park halinde bulunan aracı far ışığı mesafesinde görme imkanına sahip olduğu halde hiç bir önlem almayarak, fren tedbirine dahi başvurmayarak araca tam olarak arakadan çarpıtığı, tam olarak arkadan çarpma ile kastedilenin ise; trafikte aynı yönde seyreden bir aracın diğerine arkadan çarpması, trafik ışığında duran bir araca duramayarak başka bir aracın çarpması vb olmadığı, somut olayda olduğu gibi yanlış park eden aracın yanından geçme gayreti sırasında kazanın gerçekleşmemesinin kasdedildiği-) gözetildiğinde; kazanın meydana gelmesinde tali değil, ağırlıklı kusurlu olduğu, dosya kapsamında temin edilen ve birbirini teyit eden kusur bilirkişi raporlarındaki belirleme ve değerlendirmeler ile kazanın oluşumunda taraf kusur oranlarının ne olduğuna ilişkin tespitlerin doğru bulunduğu benimsendiğinden; bozma ilamındaki kusura ilişkin değerlendirmelere katılmak mümkün olmamış ve önceki kararda ısrar edilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde karar verilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca,1-Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/15199 Esas – 2021/10071 Karar sayılı ve 09/12/2021 tarihli kararı karşısında, dairemizce daha önce verilen 2019/632 Esas – 2020/2953 Karar sayılı ve 02/07/2020 tarihli karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan, önceki kararda ısrar edilmesine, 2-Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/09/2018 tarih ve 2015/232 E., 2018/904 K. sayılı kararına karşı davacılar vekili tarafından yapılan istinaf talebinin yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle REDDİNE, (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle KISMEN KABULÜNE, karara karşı davalılar … San. Tic. Ltd. Şti. ve … vekili ile davalı … Sigorta A. Ş. vekili tarafından yapılan istinaf talebinin yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde gösterilen nedenlerle REDDİNE, a/Davacılar tarafından yatırılan 35,90-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendilerine İADESİNE, b/Davalılardan alınması gerekli 6.254,64-TL harçtan davalılar tarafından yatırılan toplam 3.127,36-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.127,28-TL harcın (davalı … Sigorta A. Ş. 2.985,18-TL’den sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına, c/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, d/İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan giderlerin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına, 3-Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/09/2018 tarih ve 2015/232 E., 2018/904 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, a/Davacılar vekilinin davalılar aleyhine açmış olduğu maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, 66.262,54-TL maddi tazminatın ve 300,00-TL cenaze giderinin davalılardan dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacılar …’ya verilmesine, maddi tazminata ilişkin davacılar vekilinin fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE, b/Davacılardan … lehine takdir edilen maddi tazminat yönünden 7.671,88.-TL vekalet ücreti ile haklı çıkılan orana göre davacının yaptığı 3.228,48.-TL yargılama giderinin davalılardan alınıp davacılara verilmesine,c/Davacılar vekilinin diğer davacılar …, … ve … yönünden açmış olduğu maddi tazminat davasının REDDİNE, d/Davalılar lehine takdir edilen maddi tazminat yönünden 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacılardan …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davalılara verilmesine, e/Davalılardan …’ın yapmış olduğu 740,40-TL yargılama giderinin davacılardan …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davalılardan …’a verilmesine, f/Davacılar vekilinin açmış olduğu manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, davacı … için takdir edilen 15.000,00-TL, davacı … için takdir edilen 10.000,00-TL, davacı … için takdir edilen 10.000,00-TL ve davacı … için takdir erilen 10.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … San. Tic. Ltd. Şti. ve …’dan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, g/Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 6.650,00-TL vekâlet ücretinin davalılar … San. Tic. Ltd. Şti. ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, h/Davalılar … San. Tic. Ltd. Şti. ve … kendilerin vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihi AAÜT 10/2 maddesi gereğince belirlenen 6.650,00-TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalılar … San. Tic. Ltd. Şti. ve …’a verilmesine, ı/Alınması gerekli 7.624,00-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 0,20-TL harç ile 244,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 244,20.-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.379,98-TL harcın (davalı … Sigorta A. Ş.’nin 4.548,88-TL’den sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına, 4-HMK 333. md. uyarınca davacılar ve davalılar tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine, Yapılan açık yargılamada davacılar vekili ile davalı … ve … İnşaat şirketi vekilinin katılımı ile temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/03/2023