Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2023/376 E. 2023/1117 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/376
KARAR NO: 2023/1117
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/07/2022
NUMARASI: 2017/1020 2022/559
DAVANIN KONUSU: Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/06/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 22/12/2013 tarihinde davalı …’in sevk ve idaresindeki askeri aracın hakimiyetini kaybetmesi sonucu müvekkilleri … ve …’a ve yanlarında bulunan …’a çarpması ile meydana gelen trafik kazası neticesinde müvekkilleri … ve …’nin uzun süre yoğun bakım tedavisi ve yataklı tedavi gördüğünü, …’ın ise vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’in asli ve tam kusurlu olduğunu, müvekkillerinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müvekkillerinin zararı ile ilgili olarak … Sigorta A.Ş’nin ödeme yaptığını, tazminat miktarı belirlenebilir olduğunda sigorta şirketi tarafından yapılacak ödemenin düşüleceğini, kaza neticesinde müvekkillerinin iş göremezliği oluştuğunu, müvekkillerinin kardeş ve akrabaları olan …’ın vefatı ve kendi tedavi süreçleri nedeniyle manevi olarak dava zarara uğradıklarını ileri sürerek fazlaya dair hak ve talepleri saklı kalmak kaydıyla (belirsiz alacak) şimdilik müvekkilleri … ve … için ayrı ayrı 1.000,00-TL olmak üzere toplam 2.000,00-TL maddi, … lehine 100.000,00-TL, … lehine 100.000,00-TL, … lehine 50.000,00-TL, … lehine 50.000,00-TL olmak üzere toplam 300.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan (manevi tazminat yönünden davalı sigorta şirketi haricindeki) tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında 28/03/2022 tarihinde sunduğu dilekçesi ile; davacı … için 7.056,04-TL geçici, 160.142,68-TL sürekli iş göremezlik tazminatının, davalı … için 2.235,35-TL geçici iş göremezlik tazminatının 22.12.2013 tarihinden itibaren işleyecek temerrüd faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Milli Savunma Bakanlığı vekili cevap dilekçesi ile; idari yargının görevli olduğunu, Ankara mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkili Bakanlığın husumeti bulunmadığını, askeri araç sürücüsünün kusurunun ispatı gerektiğini, manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş (Eski Ünvanı … Sigorta A.Ş) vekili cevap dilekçesi ile; kaza nedeniyle davacı …’a 16/12/2014’de 76.838,12-TL ödeme yapıldığını, davacı …’ın tedavisinin devam etmesi nedeniyle maluliyeti bulunup bulunmayacağının belirli olmadığını, davacı Medine’nin zararı bakımından ödeme yapılan 2014 verileri dikkate alınarak hesaplama yapılması ve karşılanmayan zararının bulunup bulunmadığının tespiti gerektiğini, ödeme ile zarar arasında fahiş fark yok ise davanın KTK m.111 gereğince reddi gerektiğini, açık orantısızlık halinde ise yapılan ödemenin güncellenerek düşülmesi gerektiğini kaza tarihinden itibaren faiz isteminin yersiz olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; ceza yargılamasının sonucunun beklenmesi gerektiğini, müvekkilinin kullandığı askeri aracın hızının yasal sınırlar dahilinde olmasına rağmen yolun çamurlu ve kaygan olması nedeni ile kazanın meydana geldiğini, müvekkilinin kusuru bulunmadığını, sigorta şirketi tarafından ödeme yapılması nedeni ile davanın reddi gerektiğini, istenilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu ve ancak dava tarihinden itibaren faiz istenebileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; kazaya ilişkin ceza yargılaması sırasında Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 13.06.2014 tarihli rapor ile; kazanın meydana gelmesinde davacıların kusurunun bulunmadığı, davalı sürücü …’in tamamen kusurlu olduğunun belirlendiği, ceza dosyasında alınan rapor olayın oluş şekline uygun gerekçeli ve denetlenebilir olması nedeniyle hükme esas alındığı, bu nedenle ayrıca bir kusur raporu alınmasına gerek görülmediği, davacı …’ın sürekli maluliyetinin bulunmadığı, 3 ay süre boyunca geçici maluliyetinin bulunduğu, davalı …’ın ise % 17 oranında sürekli maluliyetinin bulunduğu ve 9 ay süre ile geçici iş göremezliğinin bulunduğu, tazminat hesabının TRH-2010 yaşam tablosu kullanılarak progresif rant yöntemine göre hesaplama yapılması gerektiği, davacı …’ın sürekli maluliyetinin bulunmadığından sürekli maluliyete yönelik talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, geçici iş göremezlik zararının 2.235,35 TL olarak hesaplandığı, bu zararın karşılanması gerektiği, davacı … yönünden; davalı sigorta şirketi tarafından davadan önce 16.12.2014 tarihinde 76.838,12 TL ödeme yapıldığı, yapılan ödemenin hangi zarar kalemine istinaden yapıldığının belirtilmediği, yapılan ödemenin geçici ve sürekli iş göremezlik toplam zararına istinaden yapıldığının kabulüyle ödeme tarihindeki veriler dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre zararının % 97,81 oranında karşılandığı anlaşılmakla, davacı … yönünden geçici ve sürekli iş göremezlik zarar talebinin reddi gerektiği, manevi tazminat açısından ise; davacılar … ve …’ın kazada bizzat yaralanmış olduğu, maluliyet oranları, geçici iş göremez kaldıkları süre, kazada kusursuz oluşları, çektikleri elem ve üzüntü, tarafların ekonomik ve sosyal durumları gözetilerek davacı … yönünden 12.000,00-TL, davacı … yönünden 2.500,00-TL, davacı …, davacı …’ın eşi olması nedeniyle manevi açıdan yıprandığı anlaşıldığından 2.500,00-TL, davacı …’ın da eşi …’ın yaralanması sonucu manevi olarak yıpranması nedeniyle taktiren 1.000,00-TL manevi tazminata hükmetmek gerektiği gerekçesi ile; “Davanın KISMEN KABULÜNE, 1-a)Davacı … yönünden maddi tazminat talebinin reddine,b)Davacı … için 12.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22/12/2013 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve Milli Savunma Bakanlığı’ndan müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacıya verilmesine, bakiye talebin reddine, 2-a) Davacı … yönünden 2.235,35 TL geçici iş göremezlik zararının davalılar … ve Milli Savunma Bakanlığı yönünden kaza tarihi olan 22/12/2013 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta AŞ (eski unvan; … Sigorta AŞ)’den temerrüt tarihi olan 30/09/2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacıya verilmesine, bakiye maddi tazminat talebinin reddine, b)Davacı … için 2.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22/12/2013 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve Milli Savunma Bakanlığı’ndan müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacıya verilmesine, bakiye talebin reddine, 3-Davacı … için 2.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22/12/2013 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve Milli Savunma Bakanlığı’ndan müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacıya verilmesine, bakiye talebin reddine, 4-Davacı … için 1.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22/12/2013 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve Milli Savunma Bakanlığı’ndan müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacıya verilmesine, bakiye talebin reddine” karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili, davalı Bakanlık vekili ve davalı … vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekilinin istinaf nedenleri; davacı … yönünden dava tarihinden evvel davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin güncellenerek gerçek zarardan mahsup edilmesi suretiyle tazminata hükmedilmesi gerekirken ödeme tarihindeki veriler dikkate alınarak zararının karşılandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, tüm müvekkilleri yönünden takdir edilen manevi tazminat miktarının düşük olduğu hususlarına ilişkindir. Davalı Milli Savunma Bakanlığı vekilinin istinaf nedenleri; müvekkili Bakanlık aleyhine manevi tazminata hükmedilmesinin hatalı ve manevi tazminat miktarının fahiş olduğu gibi tazminatın miktarının yargı organlarınca belirlenmesi nedeni ile faiz işletilmesine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, maddi tazminatın koşullarının oluşmadığı hususlarına ilişkindir.Davalı … vekilinin istinaf nedenleri; dava dilekçesinin müvekkiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmemesi nedeni ile cevap dilekçesi sunamadıkları ve tanıklarını bildiremedikleri, savunma haklarının kısıtlandığı, davacı tarafça maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini gerektirir zararın ispatlanamadığı, manevi tazminat miktarının fazla olduğu, müvekkilinin ehliyetnamesinde gözü ile ilgili problemi bulunduğu yazılı olmasına rağmen askerlik görevini ifa etmesi nedeni ile üstleri tarafından verilen emri yerine getirmek zorunda kaldığı, amirin emrinin ifa edilmiş olmasının sorumluluğu ortadan kaldıran sebep olduğu, kazaya karışan aracın lastiklerinde problem bulunduğu ve bu hususun üstlerine iletilmesine rağmen herhangi bir önlem alınmadığı, bu hususların kazaya etkisinin irdelenmediği, reddedilen maddi ve manevi tazminat yönünden müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğu hususlarına ilişkindir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Davacılar vekilince; davalıların sürücüsü, maliki ve trafik sigortacısı olduğu aracın karıştığı trafik kazası neticesinde müvekkilleri … ve …’ın iş göremezlik zararı bulunduğu ileri sürülerek … ve … için ayrı ayrı 1.000,00-‘er TL olmak üzere 2.000,00-TL maddi ve 100.000,00’er TL manevi ve davacılar … ve … için 50.000,00’er TL manevi olmak üzere toplam 300.000,00-TL manevi tazminatın tahsili için eldeki dava açılmış, yargılama aşamasında maddi tazminat istemi davacı … için 167.198,72-TL’ye davacı … için 2.235,35-TL’ye çıkartılmıştır. 6545 sayılı Kanun’un 45’inci maddesi ile değiştirilen 5235 sayılı Kanunun 5’inci maddesinin 3’üncü fıkrasında, asliye ticaret mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemelerde bir başkan ile yeteri kadar üye bulunacağı, konusu parayla ölçülebilen uyuşmazlıklarda dava değerinin beş yüz bin Türk lirasının üzerinde olan dava ve işler ile dava değerine bakılmaksızın bazı uyuşmazlıklara asliye ticaret mahkemesinin heyet hâlinde inceleme yapıp, karar vermesi gerektiği hüküm altına alınmıştır. 5235 sayılı Yasa’nın 5’inci maddesinin 3’üncü fıkrasındaki heyet hâlinde incelemeye ilişkin parasal sınır, 22.07.2020 tarih ve 7251 sayılı Kanun’un 54’üncü maddesiyle, “üç yüz bin” Türk Lirası dan, “beş yüz bin” Türk Lirasına yükseltilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, davanın açıldığı 16/10/2015 tarihi itibariyle dava değeri 302.000,00-TL olup bu değer üzerinden harç yatırıldığı, davaya heyet halinde bakılırken 30/09/2020 tarihli duruşmada “28/07/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 7251 Sayılı Yasa’nın 54.maddesi ile değişik 5235 Sayılı Kanunun 5.maddesi 3.fıkrasında öngörülen parasal sınır 500.000,00 TL olarak değiştirildiğinden usul hükümleri derhal uygulanması gereken hükümler olduğundan dava değeri itibariyle bundan sonra yargılamanın tek hakim tarafından yürütülmesine” karar verildiği ve ara karara binaen yargılamaya tek hakimle devam olunarak yazılı şekilde karar verildiği görülmüştür.Oysa ki, az yukarıda belirtilen 7251 sayılı Yasa, 28.07.2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir. Davanın açıldığı tarih itibariyle, dava değeri üç yüz bin Türk Lirası miktarın üzerinde olduğundan, uyuşmazlıkla ilgili, ticaret mahkemesinin heyet hâlinde yargılamaya devamla karar verilmesi gerekirken, tek hakim tarafından davaya bakılması suretiyle sonuçlandırılması doğru olmamıştır. Bu husus tabii hakim ilkesine aykırı bulunmuştur. (Bkz. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 27/06/2022 tarihli 2022/3143 – 3619 E-K sayılı ilamı) Açıklanan nedenle istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Dairece verilen kaldırma gerekçesi ve şekline göre davacılar vekili, davalı Bakanlık vekili ile davalı … vekilinin işin esasına yönelik istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1-Davacılar vekili, davalı Bakanlık vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının yukarıda açıklanan nedenle KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/07/2022 tarih ve 2017/1020 Esas 2022/559 Karar sayılı kararının HMK.m.353/1-a/4 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem, araştırma ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar ve davalı … tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harçlarının talepleri halinde kendilerine İADESİNE, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı Bakanlık harçtan muaf olduğundan istinaf karar harcı hususunda karar verilmesine YER OLMADIĞINA, 5-İstinaf incelemesinin dosya üzerinden yapılması nedeniyle, avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar, davalı Bakanlık ve davalı … tarafından, istinaf aşamasında yapılan diğer yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek müteakip kararda dikkate alınmasına, 7-Dairece verilen kaldırma gerekçesi ve şekline göre davacılar vekili, davalı Bakanlık vekili ile davalı … vekilinin işin esasına yönelik istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a madde hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/06/2023