Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2023/274 E. 2023/164 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/274
KARAR NO: 2023/164
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/09/2022
NUMARASI: 2020/637Esas – 2022/604Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazası Nedeniyle Zarar Görenlere Ödenen Tazminatın Diğer Müteselsil
Borçlulardan Rücuen Tahsili için Başlatılan İcra Takibine İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/02/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olan aracın karıştığı trafik kazası neticesinde, İstanbul 6. İş Mahkemesi’nin 2012/215 Esas sayılı dosyasında verilen kararla davalılarla birlikte müvekkilinin de müştereken ve müteselsilen tazminat ödemeye mahkum edildiğini, ilamın Gaziosmanpaşa …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine konulduğunu, müvekkilinin; haciz işlemlerine maruz kalmamak için icra dosyasına toplam 100.611,42-TL ödemek zorunda kalındığını, tarafların birbirleri arasındaki rücu ilişkisi çerçevesinde davalıların kusurlarına isabet eden ve müvekkilince ödenen 75.458,56-TL’nin, işlemiş 669,82-TL faiziyle birlikte davalılardan tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalıların kötü niyetle itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, davalıların itirazlarının iptaline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, 2019/567 esas 2019/1002 karar sayılı ve 13/12/2019 günlü kararla, davanın işlemden kaldırıldığı 18/07/2019 tarihinden itibaren 3 aylık yasal süre içerisinde yenilenmemiş olması gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemizce alınan 2020/1473 esas 2020/3435 karar sayılı ve 01/10/2020 tarihli kararla, “28/02/2018 günlü duruşmada davacı vekilinin mazeretinin kabulü ile duruşmanın 18/07/2018 tarihine bırakıldığı, ancak davacı vekiline duruşma gününün usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği, dolayısıyla davacı vekilinin yeni duruşma gününden haberdar olmadığı kabul edilerek, yeni bir duruşma günü belirlenip, bu duruşma gününün davacı tarafa bildirilmesi ve ondan sonra oluşacak duruma göre işlem yapılması gerekirken, usulüne uygun bir tebligat varmış gibi kabul edilerek, 18/07/2018 günlü duruşma oturumunda dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi ve bu usulsüz işlemden kaldırma kararından hareketle, daha sonra davanın açılmamış sayılmasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu” görüşünden hareketle, ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a/5.maddesi hükmü gereğince kaldırılmasına karar verilmiş, dairemizin bu kararı gereğince yeniden yapılan yargılama neticesinde ilk derece mahkemesince; 10/05/2022 tarihli duruşmada dosyanın işlemden kaldırıldığı ve yasal 3 aylık sürede davanın yenilenmediği gerekçesiyle HMK’nın 150/5.maddesi hükmü gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, verilen bu karara karşı davacı vekili tarafından; duruşma gününün usul ve yasaya uygun olarak tebliğ edilmemesine rağmen dosyanın işlemden kaldırılmasına ve 3 aylık süre içerisinde yenilenmemesi nedeniyle de davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek, istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Eldeki dava; trafik kazası nedeniyle zarar görenlere davacı ZMM sigortacısı tarafından ödenen tazminatın, diğer müteselsil borçlulardan rücuen tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.Dosyada yapılan incelemede; İcra olunan 22/03/2022 tarihli duruşmaya davacı vekilinin mazeret bildirerek katılmadığı, mahkemece alınan 3 no lu ara kararla, davacı vekilinin mazeretinin kabulü ile duruşma gün ve saatini UYAP’tan öğrenmesine karar verilerek duruşmanın 10/05/2022 günü 11:40’a bırakılmasına karar verildiği, müteakip 10/05/2022 tarihli duruşmada, davacı vekilinin bir önceki celse ibraz ettiği 16/03/2022 tarihli mazeret dilekçesinin 22/03/2022 tarihli duruşmada kabul edilerek ve davacı vekilince duruşma zaptının kendisine tebliği talebinde bulunulmadığı nazara alınarak duruşma gün ve saatini UYAP üzerinden öğrenmesine karar verildiği, celse arasında ibraz edilen bilirkişi raporunun e-tebliğ ile davacı vekiline tebliğ edildiği ve burada duruşma gün ve saatinin davacıya bildirilmiş olduğu, bu şekilde duruşma günü ve saatinden haberdar olan davacının mazeret bildirmediği ve duruşmaya da katılmadığı belirtilerek dosyanın işlemden kaldırılmasına, 12/09/2022 tarihli kararla da davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmış olup, esasen (duruşma günü ve saatinden ek raporun tebliği ile davacı vekilinin haberdar olduğu hariç olmak üzere) bu hususlarda taraflar arasında bir uyuşmazlıkta bulunmamaktadır.Uyuşmazlık; başka bir amaçla yapılan tebligatla (somut olayda duruşma günü ve saati bilgisini içeren tebligatla) duruşma günü ve saatinden davacı vekilinin haberdar olması durumunda, dosyanın işlemden kaldırılmasına ve müteakip davanın açılmamış sayılmasına karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.6100 Sayılı HMK’nın 150. maddesine göre;(1)Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.(2)Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez.(3)Duruşma gününün belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hâllerde gün tespit ettirilmemişse, son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle dosya işlemden kaldırılır.(4)Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçeyle başvurusu üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, duruşma gün, saat ve yeri ile birlikte taraflara tebliğ edilir. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenileme talebinde bulunulursa, yeniden harç alınır, bu harç yenileyen tarafça ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, eski davanın devamı sayılır.(5)İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır. (6) İşlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi hâlde dava açılmamış sayılır.(7)Hangi sebeple olursa olsun açılmamış sayılan davadaki talep dahi vaki olmamış sayılır.” şeklinde düzenlenme yer almaktadır.Tüm bu açıklamalar kapsamında somut olaya bakıldığında, davacı vekili 23/02/2023 tarihli duruşma için mazeret dilekçesi göndermiştir. Mahkemece; davacı vekilinin mazereti kabul edilerek, duruşmanın 10/05/2022 tarihine bırakılmasına karar verilmiştir. 10/05/2022 tarihli celsede ise davacı vekilinin duruşmaya katılmaması üzerine, HMK’nın 150/1.maddesi gereğince, dava yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, sonrasında karar tarihinden itibaren üç (3) aylık süre geçmiş olmasına rağmen, davacı tarafın davasını yenilemediği anlaşıldığından, HMK’nın 150/1, 5.maddeleri gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de varılan sonuç ve verilen karar doğru olmamıştır.Tebligat Yasası ve ilgili mevzuatta duruşma gününün UYAP’tan öğrenilmesi usulünün uygulanabileceğine yönelik bir düzenleme bulunmadığı gibi talep edilmemiş olsa bile davacı vekiline usulüne uygun davetiye ile duruşma gün ve saatini bildirir tebligat da yapılmadığından (ilk derece mahkemesince daha önce verilen aynı mahiyetteki kararın kaldırılmasına ilişkin dairemizin kararında açıkça vurgulandığı üzere) davacı vekiline yeniden duruşma günü bildirilerek yargılamaya devam edilmesi, usulüne uygun tebliğe rağmen gelmez ise dosyanın işlemden kaldırılması gerekirken, mazereti kabul edilen ve yasal zorunluluğa rağmen duruşma günü ve saatinden usulüne uygun davetiye ile haberdar edilmeyen davacı vekilinin, başka bir amaçla yapılan tebligatla duruşma günü ve saatinden haberdar olduğu varsayımından hareketle 10/05/2022 tarihli celseye katılmaması nedeniyle takipsiz bırakılan davanın üç ay içinde yenilenmediği gerekçesiyle HMK’nın 150. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir. (Yargıtay HGK, 17.01.2018 tarihli ve 2017/14-1760 Esas, 2018/43 Karar) Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a/5.maddesi hükmü gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/Gerekçe Uyarınca, 1-Bilgileri karar başlığında yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK.m. 353/1-a/5.maddesi uyarınca kaldırılmasına, 2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde iadesine, 4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, HMK.m.353/1-a hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.09/02/2023