Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2023/273 E. 2023/1126 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/273
KARAR NO: 2023/1126
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/06/2022
NUMARASI: 2021/737 Esas – 2022/416 Karar
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/06/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 20/03/2016 tarihinde davalı … yönetimindeki … plakalı aracın yaptığı trafik kazasında davacıların murisi …’ın öldüğünü, kazada sürücü …’in alkollü olduğunu, sosyal medya hesaplarına göre hızlı araç kullandığını, davalılardan …Hiz Ltd Şti’nin aracın işleteni, davalılardan … Sigorta A.Ş’nin kazaya sebep olan aracın ZMM sigortacısı, diğer davalı … AŞ’nin kasko sigortacısı olduğunu, davalıların desteğin ölümünden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını beyanla, müvekkili … için 15.000,00-TL’nin 21/04/2016 tarihinden itibaren, davalı şirketten ise 20/03/2016 kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini, davacı … için 15.000,00-TL destekten yoksun tazminatının avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini, talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 28/02/2018 tarihli talep arttırım dilekçesi ile; taleplerini müvekkili … için 274.755,14-TL, müvekkili … için ise 87.242,21-TL olarak arttırmıştır. Davalı … Hizmetleri Limited Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kaza yapan aracın sahibi olduğunu, ancak işleteni olmadığını, müvekkilinin aracı 15/08/2014 tarihinde Araç Kiralama Sözleşmesi ile dava dışı … İnş. Ltd. Şti’ne 36 aylık uzun süreli kiraya verdiğini, kira sözleşmesinin 15/08/2017 tarihinde bittiğini, bu nedenle müvekkili açısından husumet yokluğundan davanın reddinin gerektiğini beyan etmiştir.Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği … plakalı aracın dava konusu 20/03/2016 kaza tarihini kapsayan geçerli trafik politçesinin müvekkili sigorta şirketi nezdinde bulunmadığını, bu nedenle öncelikle husumet yönünden davanın reddine karar verilmesini, talep etmiştir. Davalılar … ve … Sigorta A.Ş davaya cevap vermemiştir.Açılmış olan dava üzerine ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesinde; -Davacı …’ın Destekten Yoksun Kalma Tazminat davasının kabulü ile; 274.755,14-TL maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş açısından 03/05/2016 tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş.açısından 04/05/2016 tarihinden ve her iki davalı için verilen toplam bedelin Poliçe limiti ile sorumlu olmak üzere diğer davalılar … Hiz. Ltd. Şti ve … açısından bedelin tümünden ve 20/03/2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine; -Davacı …’ın destekten yoksun kalma tazminat davasının kabulü ile; 87.242,21.tl. maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş. açısından 03/05/2016 tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş. açısından 04/05/2016 tarihinden ve her iki davalı için verilen toplam bedelin poliçe limiti ile sorumlu olmak üzere diğer davalılar … Hiz. Ltd. Şti ve … açısından bedelin tümünden ve 20/03/2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir. Verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş vekili ile davalı … Hizmeti Limited Şirketi vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine dairemizin 03/011/2021 tarih ve 2019/1153 esas 2021/1656 karar sayılı ilamı ile; “Kazaya karışan ve davalı sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, davalılardan … Limited Şirketi adına kayıtlı olduğu ve bu hususun tarafların kabulünde olduğu anlaşılmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” denilmektedir.2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, işleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır.Somut olayda, davalı araç maliki aracın uzun süreli kiralama sözleşmesi ile dava dışı … İnş. Ltd. Şti’ne uzun süreli kiraya verdiğini savunmuş ve buna ilişkin olarak da 15/08/2014 günlü (… Turizm Ticaret A.Ş ve dava dışı … Oto İnş. Ltd. Şti. arasında imzalanan) … kiralama sözleşmesini ibraz etmiştir. İbraz edilen sözleşmeye göre; kira süresi 36 ay olup dava konusu trafik kazası, kiralama sözleşmesine ilişkin dönem içinde 20/03/2016 tarihinde gerçekleşmiş ise de; davalı … Hiz. Ltd. Şti. bu sözleşmenin tarafı olmadığı gibi aracın kiralandığı iddia edilen … Oto İnş. Ltd. Şti’nin defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu verilen raporda davalı … Hiz. Ltd. Şti. adına düzenlenmiş fatura ve ödeme belgesi bulunmadığının tespit edildiği, anlaşılmıştır. Hal böyle olunca da, işleten sıfatının devam ettiğinden bu husus değerlendirilmek suretiyle mahkemece davalı araç maliki … Hiz. Ltd. Şti.nin işleten olduğuna ilişkin belirleme ve değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından bu hususta ki istinaf isteminin reddi gerekmiştir. Ancak; mahkemece tanık beyanları ve emsal ücret araştırması sonucu murisin asgari ücretin üstünde gelir elde ettiğine göre hesaplanan tazminat üzerinden hüküm kurulmuş ise de; bu hususta yeterli araştırma yapılmadığı, trafik kazası sonucu vefat eden …’ın son çalıştığı … Şirketinden ücret bordrolarının getirtilmediği, at yetiştirdiği belirtildiğinden Jokey Kulübünden kazandığı yarışlar ve aldığı ikramiyeler olup olmadığının araştırılmadığı, mevcut ise bu gelirlerin tazminatların belirlenmesinde göz önüne alınıp alınmayacağının tartışılmadığı ve ayrıca davacıların SGK’dan rücuya tabi ücret alıp almadıklarının araştırılmadan hüküm kurulduğu anlaşıldığından, davalı … Sigorta A.Ş vekili ile davalı … Hizmeti Limited Şirketi vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf sebeplerinin kabulü ile HMK.nun 353/1-a/6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen hususlarda işlem yapılmak üzere ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmişti.” gerekçesi ile; kararın kaldırılmasına karar verilerek dosya mahkemesine iade edilmiştir. İlk derece mahkemesince kaldırma kararı üzerine yeniden esasa kaydedilen dava dosyasında yapılan yargılama sonunda; “Mahkememizce BAM kararı doğrultusunda yapılan araştırmada, davacıların SGK’dan rücuya tabi ücret almadıkları, muris …’ın son çalıştığı … Şirketinden ücret bordrolarına göre asgari ücret ile çalıştığı ve … Kulubünden gelen yazı cevabında murisin at yetiştiricisi olduğu ve 01.01.2006-10.12.2021 tarihleri (15 yıl) arasında toplam 17.691,45 TL gelir elde ettiği (Aylık 17.691,45/15/12=98,28 TL) görülmüştür. At yetiştiriciliğinden elde edilen gelir muristen sonrada elde edilebilecek bir gelir olması ve davacıların bu yönden zararı olmaması nedeni ile bu gelir hesaplamada dikkate alınmamıştır. Bilirkişi heyeti raporlarında seçenekli hesap yapmış olup, 1. Seçenekte BAM kararından önceki hükme esas alınan hesap raporundaki veriler aynen esas alınarak hesaplama yapılmış, 2. Seçenekte ise BAM kararından önceki hükme esas alınan hesap raporundaki veriler aynen esas alınarak değişen güncel asgari ücrete göre hesaplama yapılmıştır.Mahkememizce verilen ilk hükmü davacı taraf istinaf etmemiştir. Bu nedenle tazminata esas alınan gelir, işlemiş/işleyecek dönem tarihleri, toplam hüküm altına alınan tazminat miktarı gibi veriler davalılar lehine usuli kazanılmış hak olduğu gözetilmiştir. Davalı taraf usulü kazanılmış haklar nedeni ile raporda 1. seçeneğin hükme esas alınması gerektiğini savunmuştur. İlk hükümde hükme esas alınan gelir emsal araştırması ile bulunan 4.750,00 TL dir. Bu miktar asgari ücretin 4.750,00/1.300,99= 3.65 katı olduğu gibi hükme esas alınan hesaplama tarihindeki güncel asgari ücretten yüksektir. Bu nedenle ancak 4.750,00 TL üzeri kazanç durumu davalılar lehine usulü kazanılmış hak oluşturacağından 2. seçenekte yapılan hesaplama hükme esas alınmıştır. BAM kararı sonrası alınan raporda 2. seçenekte toplam 471.097,87 TL zarar hesaplanmış ise de ilk hükümde davacı … için davalılar lehine oluşan usulü kazanılmış hak gözetilerek ilk kararda hükmedilen 274.755,14 TL yönünden dava kabul edilmiştir. Davacı … için ilk hükümde 87.242,21 TL maddi tazminat hesaplanmış ise de BAM kararı sonrası alınan raporda 49.359,55 TL hesaplanmış olup bu miktar hüküm altına alınmıştır. Hükmün 2 numaralı bendinin ikinci satırında “…” ifadesi yazılacağı yerde sehven “Mapfree” ifadesi yazılmış olup, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişkiye sebebiyet vermemek için bu maddi hata tashih kararı ile düzeltilmiştir.” gerekçesi ile;1-) Davacı …’ ın destekten yoksun kalma tazminat davasının KABULÜ İLE; 274.755,14 TL maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş. açısından 03/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte (Poliçe limiti ile sorumlu olduğu 310.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere) diğer davalı … Hiz. Ltd. Şti açısından bedelin tümünden ve 20/03/2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 2-) Davacı …’ın destekten yoksun kalma tazminat davasının kısmen KABULÜ İLE; 49.359,55 maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş. açısından 03/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte (Poliçe limiti ile sorumlu olmak üzere) diğer davalı … Kongre ve Aracılık Hiz. Ltd. Şti açısından bedelin tümünden ve 20/03/2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine 3-) Mahkememizin 22.11.2018 tarihli, 2016/488 Esas, 2018/1252 karar sayılı kararı davalılar … Sigorta A.Ş. ve … tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşmekle bu davalılar hakkında yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, verilen karar davacılar vekili ile davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından süresinde istinaf edilmiştir. Davacılar vekilinin istinaf sebepleri; At yetiştiriciliği gelirinin muristen sonra elde edilecek bir gelir olmadığı, tıpkı jokeylik gibi bir meslek olduğu, at yetiştiriciliği bir ticari işletme olmayıp, devredilmesi mümkün olmadığından murisin at yetiştiriciliği gelirinin kazanç durumuna ilave edilmesi gerektiği, bu nedenle mahkemenin emsal ücrete ilişkin kararının hatalı olduğu, mahkemece ilk kararın istinaf edilmemesi nedeni ile davalı lehine usuli müktesep hak oluştuğuna ilişkin gerekçe öne sürülmüş ise de, istinaf mahkemesinin bozma kararına bakıldığında davalılar lehine usuli müktesep hak oluşturulacak bir hükmün söz konusu olmadığına ilişkindir, Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf sebepleri; Davacının, müvekkili şirkete usulüne uygun olarak müracaat etmediği, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı ve hukuka aykırı olduğu, davacı yan tarafından İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi kararına itiraz edilmemiş olup taraflarınca istinafa taşınan dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararı sonrasında bozulduğu, BAM kararı sonrası değişen asgari ücrete göre yapılmış tazminat hesaplamasının hükme esas alınmasının usuli kazanılmış hakkın ihlaline neden olacağı, taraflarınca yapılan itirazlar doğrultusunda BAM kararı sonrası ilk hükümde asgari ücret verilerine göre yapılan hesaplamanın hükme esas alınması gerektiği, müteveffanın anne ve babasının hayatta olup olmadığı araştırılmaksızın payların ayrıştırılmasının yapıldığı, müteveffanın vefatı sebebi ile bu davada davacı olmadığı halde destekten yoksun kalan kimseler varsa komisyon tarafından re’sen tespit edilmesi gerektiği, müteveffa karşı araçta yolcu konumunda olup koruyucu tedbirler kapsamında takılması zorunlu emniyet kemerini takıp takmadığının dosyada mübrez evraklardan tespit edilemediği, bu hususun araştırılması gerekirken araştırılmamasının hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. 20/03/2016 tarihinde davalılardan … Hiz. Ltd. Şti’nin işleteni, … Sigorta A.Ş’nin ZMM sigortacısı, davalı … Genel Sigorta AŞ’nin kasko sigortacısı olduğu, davalı …’in sevk ve yönetimindeki … plakalı aracın sürücü … sevk ve yönetimindeke … plakalı araca çarpması sonucu bu araçta yolcu olarak bulunan davacıların murisi …’ın öldüğü, murisin eşi olan davacı … ve kızı …’ın destekten yoksun kaldıkları iddiasıyla eldeki davayı açtıkları anlaşılmıştır. Davalı … Sigorta A.ş vekili; davadan önce müvekkili sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığı, eksik belge olduğundan başvuru şartının yerine gelmediği iddia edilmiş ise de; KTK’nın 97.madde hükmü uyarınca, dava şartı haline getirilen husus dava açılmadan önce sigorta şirketine yazılı başvuruda bulunulması gereğidir. Anılan maddede, başvurunun yazılı olması dışında herhangi bir şart belirtilmediği gibi, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Trafik Sigortası Genel Şartlarının C.7.maddesinde 02/08/2016 tarihinde yapılan “Zarar görenin zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigortacıya yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigortacının başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, hak sahibi sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinde, kazanın meydana geldiği yer mahkemesinde ya da zarar görenin ikametgahının bulunduğu mahkemede dava açılabileceği gibi uyuşmazlığın çözümü için Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurulabilir.” şeklindeki değişiklikte de başvurunun geçerli sayılabilmesi için yazılı olması koşulu dışında herhangi bir ekleme yapılmadığı açıktır. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının B.2.maddesinin 3.paragrafında yapılan ve 02/08/2016 tarihinden itibaren geçerli olan değişiklik ise, yani tazminat ödemelerinde istenilecek belgelerin hangi belgeler olduğuna ilişkin değişiklik ise; esasen KTK’nın 99.maddesi hükmüne bağlı olarak getirilmiş bir düzenleme niteliğinde olup, dava şartı koşulu bakımından getirilmiş bir düzenleme niteliğinde bulunmadığından ve aksine düşünce halinde dahi genel şartlarda yapılan ve 02/08/2016 tarihinden sonra geçerli bulunan bu değişikliğin, kaza tarihinden ve poliçenin düzenlenme tarihinden sonra olduğu gözetildiğinde de somut olaya uygulanabilir bir nitelik taşımayacağının açık olması karşısında, görülmekte olan dava bakımından dava şartı koşulunun gerçekleşmiş bulunduğu sabittir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmasına, kaldırma kararı gereğince miras bırakanın geliri ile ilgili belgeler dikkate alınarak ve davacıya ait SGK kayıtlarına göre belirlenen gelirin baz alınmasıyla tazminat miktarının belirlenmiş olmasında bir yanılgı mevcut olmamasına, at yetiştiricisi olarak elde edilen kazançlar fiili, fikri ve bedeni bir çalışmaya dayanmadığından ve Jokey Kulübünden gelen cevaptan, müteveffanın ölümünden sonra da davacılara miras yolu ile intikal eden at yetiştiriciliğinden kaynaklı kazançları olduğundan, … Kulübü tarafından müteveffanın kazandığı yarışlar ve ikramiyelere ilişkin gelirlerin destek zararı hesabında dikkate alınmamasının doğru olmasına, her ne kadar davalı tarafça müterafik kusur indirimi yapılması talep edilmiş ise de; kaza tutanağında emniyet kemerinin kullanılıp kullanılmadığı hususu belirsiz olup, davalı tarafça da bu yönde ispata yarar delili sunulmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılmamasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekili ile davalı … Sigorta A.Şvekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine kaar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe Uyarınca, 1/Karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacılar vekili ve davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca esastan reddine, 2/İstinaf eden davacılardan ayrı ayrı alınması gereken 179,90’ar-TL harçtan davacı … tarafından yatırılan 80,70-TL harcın düşümü ile kalan 99,20-TL harcın davacı …’dan, 179,90-TL harcın da istinaf eden davacı …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına, -İstinaf eden davalı … Sigorta şirketi vekilinden alınması gereken 18.768,52 harçtan peşin olarak yatırılan 5.535,70-TL harcın düşümü ile kalan 13.232,82-TL harcın davalı … Sigorta’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4/İstinaf yasa yoluna başvuran taraflar tarafından yapılan giderlerin kendi üzerilerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda davacı … yönünden kesin, davacı … yönünden HMK.m.361 hükmü uyarınca tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 22/06/2023