Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2023/219 E. 2023/309 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/219
KARAR NO: 2023/309
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/11/2022
NUMARASI: 2017/1269 Esas – 2022/950 Karar
DAVANIN KONUSU: Rücuen Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/02/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket nezdinde ZMMS sigortalı … plaka sayılı aracın 28.03.2014 tarihinde dava dışı sürücü …’in alkollü olarak sevk ve idaresinde iken maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, kazanın oluşumunda, … plakalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kaza sonrası Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından hazırlanan alkol raporunda sigortalı araç sürücüsünün 40,1 Md/dl alkollü olduğunun tespit edildiğini, kazada hasara uğrayan … plakalı araç için, müvekkili şirkete yapılan başvuru neticesinde 7.200,22-TL hasar tazminatı ödendiğini, hasar tazminatlarını ödeyen müvekkili şirketin ödenen bedelin rücuen tahsili için davalı aleyhine başlatılan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafça haksız olarak itiraz edildiğinden bahisle itirazın iptali ile davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince; rücu hallerinin mevcut olduğunu ispat yükünün sigortacıya ait olduğu, davacıya sigortalı araç sürücüsünün kaza mahallinde kaza anında vefat ettiği, 09/08/2021 tarihli ATK 5.İhtisas Kurulu’nun raporuna göre “Kişinin kazadan kısa bir süre sonra ölmesi nedeniyle kazada maruz kaldığı ağır travma nedeniyle metabolizma faaliyetlerinin ileri düzeyde azalacağı ve ölümü sonrasında da alkol metabolizması da dahil olmak üzere tüm metabolizma faaliyetleri de sona ereceğinden, ölümü sonrasında herhangi bir anda alınacak kan numunesinde saptanan alkol düzeyinin kişinin kaza anındaki alkol düzeyini yansıtacağı, araç sürücüsü …’den 28/03/2014 tarihinde saat 06:50’de alınan kan numunesinin analizinin Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde plazmada çalışılarak 40,1 mg/dl olarak bulunduğu, Serum ve plazmanın tam kana göre daha fazla su içerdiği ve alkolün de suya afinitesinin daha fazla olması nedeniyle serum ve plazmadaki alkol miktarı tam kan alkol miktarına göre daha fazla olacağı dikkate alınıp serum veya plazmadaki alkol konsantrasyonu/tam kandaki alkol konsantrasyonu=1,14 oranı kabul edilerek yapılan hesaplamada …’in kanındaki alkol düzeyinin ortalama olarak 35,17 mg/dl = 0,35 (sıfırvirgülotuzbeş) promil olacağı” tespit edildiğinden tazminatın sigortalıya rücu edilebilmesi şartlarının sigorta şirketi tarafından ispat edilemediği gerekçesi ile; “Sübut bulunmayan davanın REDDİNE” karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf nedenleri; dosya kapsamına alınan bilirkişi raporu ile ATK raporu arasında çelişki bulunduğu, ATK raporu arasında çelişki bulunduğu, çelişkinin ATK 5. Adli Tıp İhtisas Dairesi’nce düzenlenen 06/04/2022 tarihli rapor ile de giderilemediği, çelişki giderilmeksizin karar verilmesinin hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazası nedeniyle ödenen hasar bedelinin sigortalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle dosya kapsamında yer alan 27/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiğinin aksine kaza tespit tutanağında kazaya karışan her iki araç sürücüsünün kaza mahallinde vefat ettiğinin belirtilmiş olmasına, kaza anından sonra olay mahalline gelen polis memurlarınca saat 05:15’de düzenlenen tutanak ve Cumhuriyet Savcısının huzuru ile kaza günü saat 10:30’da düzenlenen ölü muayene tutanağı içeriğinde davacıya sigortalı araç sürücüsünün kaza mahallinde vefat ettiğinin tespit edilmesine, ATK 5. Adli Tıp İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporların hükme esas alınmasına göre yazılı şekilde ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf talebinin HMK m. 353/1-b/1 gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK. m. 353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf eden davacıdan alınması gereken 179,90-TL harçtan peşin yatırılan 80,70-TL harcın düşümü ile 99,20-TL istinaf ilam harcının istinaf eden davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.23/02/2023