Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2023/211 E. 2023/1297 K. 17.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/211
KARAR NO: 2023/1297
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/09/2022
NUMARASI: 2014/929 Esas – 2022/711Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklı Maddi Ve Manevi Tazminat Talebi)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/07/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23.03.2014 tarihinde, davalılardan …’ya ait, davalı …’nın sevk ve idaresindeki, davalı sigorta şirketine ZMM poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın, davacılardan …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın şeridine geçerek çarpması sonucunda meydana gelen trafik kazasında, davacı …, …’ın hayati tehlike geçirecek derecede, … ise hem omzundan, hem de burnundan kemik kırılması şeklinde yaralandıklarını, kazanın meydana gelmesinde asli ve tek kusurlunun davalı … olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik; davacı … için 1.000,00 TL si tedavi giderleri, 1.000,00 TL si maluliyet zararı olmak üzere toplam 2.000,00 TL, davacı … için 1.000,00 TL si tedavi giderleri, 1.000,00 TL si maluliyet zararı olmak üzere toplam 2.000,00 TL ve davacı … için 1.000,00 TL si tedavi giderleri, 1.000,00 TL si maluliyet zararı olmak üzere toplam 2.000,00 TL maddi tazminatın ( belirsiz alacağın) tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline; davacı …’nın hem kendisi hem de çocuğunun yaşadığı elem ve acı nedeni ile 150.000,00-TL, davacılardan …’nın hem eşi hem de çocuğun hayati tehlike geçirecek ve yüzlerinde sabit iz kalacak şekilde yaralanmasından duyduğu elem ve acı nedeni ile 100.000,00- TL, davacılardan … için hayati tehlike geçirecek ve yüzünde sabit iz kalacak şekilde yaralanmış olması nedeni ile 100.000,00- TL, davacılardan …’un yaralanması nedeni ile 30.000,00- TL, davacı …’un çocuğu …’in yaralanması nedeni ile 20.000,00- TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketi dışındaki davalılardan kazanın meydana geldiği tarih olan 23.03.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi İle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiş; 07.03.2022 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini davacı … için toplam 11.083,34-TL, davacı … için 204.273,05-TL, davacı … için 65.946,92 TL olarak artırmıştır. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili her ne kadar dava konusu kazanın oluşumunda asli kusurlu olsa da, davacıların da araç içinde almaları gereken emniyet ve güvenlik tedbirlerini almayarak kaza sonucunda oluşan bedensel zararların artmasına neden olduklarını, trafik kaza tespit tutanağına göre arka koltukta annesinin kucağında oturan 2010 doğumlu davacı …’nın ise normalde çocuk bağlama sistemlerine uygun bir koltukta (çocuk koltuğunda) oturması gerektiğini, arka koltukta oturan davacı …’nın ise emniyet kemeri takması gerektiğini, davacıların emniyet kemeri takmadıkları ve küçük … boyuna ve kilosuna uygun bir çocuk koltuğunda oturmadığı için araç içinde savrularak her ikisinin de baş ve yüzlerinden yaralandıklarını, davacıların araç içinde emniyet kemeri takmadan seyretmeleri kendilerinin ciddi şekilde yaralanmalarında etkin rol oynadığını, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.Davalı … Sigorta Anonim Şirketi (eski unvanı … Sigorta A.Ş.), cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”…Yapılan yargılama sonucu; 23.03.2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında muris …’ya ait … plakalı aracın sürücüsü olan davalılardan …’nın %100 oranında kusurlu olduğu, … plakalı aracın sürücü …’nın kusursuz olduğu, davalılardan … Sigorta Aş’nin … plakalı aracın ZMMS şirketi olduğu; davacılardan …’nın dosya içerisine sunulan 14.12.2017 tarihli Adli Tıp Genel Kurulu raporu uyarınca Çalışma Güce ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği kapsamında sürekli olarak maluliyet tayinine yer olmadığı, iş göremezlik süresinin kaza tarihinden itibaren 12 aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği,Adli Tıp İkinci Üst Kurulunun 01.02.2018 tarihli raporunda ise davacılardan …’nın Çalışma Güce ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği kapsamında E cetveline göre %6,3 meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iş göremezlik süresinin kaza tarihinden itibaren 3 ay olduğunun ve kaza nedeniyle ilk bakışta fark edilebilir nitelikte yüzde sabit iz niteliğinde yaralanma olduğunun mütalaa edildiği; Adli Tıp Genel Kurumunun 14.12.2017 tarihli raporunda davacılardan …’un Çalışma Güce ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği kapsamında E cetveline göre %2,1 oranında meslekte kazanma gücünden kaybettiği, geçici iş göremezlik süresinin olay tarihinden itibaren 3 ay olduğunun belirtildiği; Yerleşik Yargıtay İçtihatları uyarınca asgari ücret üzerinden yapılan hesaplama sonucu TRH-2010 Yaşam Tablosuna göre yapılan hesaplama uyarınca davacı …’nın geçici iş göremezlik zararının 11.083,34 TL olduğu, davacılardan …a’nın daimi iş göremezlik zararının 204.273,05 TL olduğu, davacı …’un daimi iş göremezlik zararının 65.946,92-TL olduğu; davacı tarafça tedavi masrafı olarak 25.000,00 TL’nin tahsili de talep edilmiş ise de dava tarihinin 29.04.2014 olması, trafik kazasından kaynaklı tedavi tarihinin ise 13.05.2017 olması, her davanın açıldığı tarihteki mevcut şartlara göre değerlendirilmesi nedeniyle tedavi masrafının reddine karar verildiği; davacılar vekili tarafından SGK hakkında “dahili davalı” sıfatıyla dava açılmış ise de HMK’da “dahili davalı” şeklinde taraf sıfatı olmadığından SGK hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Manevi tazminat yönünden ise; davacılardan …’nın kendisinin yaralanması ve oğlu …’ın yaralanma derecesi, iyileşme süreleri göz önüne alınarak; davacılardan …’nın eşi …’in ve oğlu …’ın yaralanma dereceleri, iyileşme süreleri; davacı …’in kendisinin yaralanma derecesi, iyileşme süresi ve yüzendeki sabit iz; davacılardan …’nin oğlu …’nın yaralanma derecesi, iyileşme süresi; ve davacılardan …’nın kendisinin yaralanma derecesi, iyileşme süresi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve trafik kazası meydana geliş şekli ile tarafların kusur oranı göz önüne alınarak açılan maneni tazminatın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulduğu ” gerekçesiyle, A) İş Göremezlik Tazminatı Yönünden Açılan Davanın KISMEN KABULÜ İLE 1-Davacı … için; 11.083,34 TL Geçici İş Göremezlik Tazminatının davalı sürücü …’dan sürücü ve müteveffa işleten …’nın mirasçısı sıfatıyla için kaza tarihi olan 23.03.2014 tarihinden, … plakı aracın ZMMS şirketi olan … Sigorta A.Ş.den dava tarihi olan 29.04.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 2- Davacı … için ;204.273,05 TL Daimi İş Göremezlik Tazminatın davalı sürücü …’dan sürücü ve müteveffa işleten …’nın mirasçısı sıfatıyla kaza tarihi olan 23.03.2014 tarihinden , … plakı aracın ZMMS şirketi olan … Sigorta A.Ş.den dava tarihi olan 29.04.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 3- Davacı … için ;65.946,92 TL Daimi İş Göremezlik Tazminatının davalı sürücü …’dan sürücü ve müteveffa işleten …’nın mirasçısı sıfatıyla için kaza tarihi olan 23.03.2014 tarihinden , … plakı aracın ZMMS şirketi olan … Sigorta A.Ş.den dava tarihi olan 29.04.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
FAZLAYA İLİŞKİN İSTEMLERİN REDDİNE, B) Manevi Tazminatı Yönünden Açılan Davanın KISMEN KABULÜ İLE 1-Davacı … için; kendisi için takdiren 20.000,00TL ,velayeten oğlu … için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 25.000,00 TL Manevi Tazminatın sürücü ve müteveffa işleten …’nın mirasçısı sıfatıyla için davalı …’dan kaza tarihi olan 23.03.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine 2-Davacı … için; eşi … ve oğlu … için ayrı ayrı takdiren 5.000,00 TL toplam 10.000,00TL Manevi Tazminatın sürücü ve müteveffa işleten …’nın mirasçısı sıfatıyla için davalı …’dan kaza tarihi olan 23.03.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine 3-Davacı … için; yaralanma derecesi göz önüne alınarak takdiren 40.000,00TL Manevi Tazminatın sürücü ve müteveffa işleten …’nın mirasçısı sıfatıyla için davalı …’dan kaza tarihi olan 23.03.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine 4-Davacı … için; kazada yaralanan oğlu …’nın yaralanma decesi göz önüne alınarak takdiren 10.000,00 TLL Manevi Tazminatın sürücü ve müteveffa işleten …’nın mirasçısı sıfatıyla için davalı …’dan kaza tarihi olan 23.03.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine 5-Davacı … İçin;yaralanma derecesi göz önüne alınarak takdiren 25.000,00TL Manevi Tazminatın sürücü ve müteveffa işleten …’nın mirasçısı sıfatıyla için davalı …’dan kaza tarihi olan 23.03.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine
FAZLAYA İLİŞKİN İSTEMLERİN REDDİNE, C) SGK hakkında açılan davanın dahili davası olması HMK’da dahili davalı diye bir taraf sıfatının olmadığının tespiti ile HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA, karar verilmiş; davacılar vekili, davalı … vekili, davalı SGK vekili, davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf nedenleri: davacılar vekili, hükme esas alınan aktüerya raporunda, TRH 2010 tablosuna göre kazazedelerin bakiye ömürleri kaza tarihine göre belirlenmesi gerekirken bakiye ömürlerin rapor tarihine göre belirlenmesinin hatalı olduğunu, … ve … bakımından asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması hatalı olduğunu, yine iş bu davacı için askerlik süresi dahil edilmeden hesaplama yapılarak davacının uğradığı gerçek zarar kapsamının belirlenmesi gerektiğini, yerel mahkemece, davacıların her biri lehine ayrı ayrı hükmedilen manevi ve manevi tazminat miktarının toplamı üzerinden tek bir vekalet ücretine hükmedildiğini, oysa her bir davacı için ayrı ayrı ve maddi ve manevi tazminatlar yönünden de ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı sigorta şirketi vekili; maluliyet raporlarının kaza tarihinde geçerli olan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği esas alınarak rapor düzenlenmesi gerektiğini, davacı …’nın kaza tarihi itibariyle 3 yaş 10 aylık olduğu arka koltukta annesinin kucağında oturmakta olduğunu, bu nedenle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.Dahili davalı SGK vekili, davacı tarafça dava açılmadan önce müvekkili kuruma başvurulmadığından müvekkili kurum hakkında açılan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiğini, ayrıca davaya bakmaya iş mahkemesinin görevli olduğunu, kazadan 3 yıl sonra davacı tarafça SGK ile anlaması olmayan özel hastanede yapılan tedaviye ilişkin masrafların müvekkili kurumdan talep edildiğini, müvekkili kurumun dahili dava edilmesi hatalı olması mahkemenin kabulü ise de bu hususta infazda tereddüt yaratacak şekilde karar verildiğini, müvekkili kurum lehine vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmemesinin de hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı … vekili, davacı …’ kaza tarihinde 4 yaşlarında, diğer davacı … ise 7 yaşında olup, kaza sırasında aracın arka koltuğunda bu iki çocuk haricinde 4 yaşındaki … ile yetişkin … ve … olmak üzere 5 kişi, ön koltuklarda ise şoför mahallinde davacı …, yan koltukta ise … ve kucağında 6 yaşındaki …’un bulunduğu kaza tespit tutanağı ve ifade tutanakları ile sabit olduğunu, normalde şoför dahil en fazla 5 kişinin yolculuk etmesi gereken araçta 8 kişi bulunduğunu, davacıların istiap haddini aşar şekilde seyahat ettiklerini, diğer taraftan Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin sürücülerin ve yolcuların koruyucu tertibat kullanma mecburiyetine yönelik 150.madde hükmüne göre araçtaki çocukların yaşları gereği arka koltukta ve çocuk bağlama sistemine uygun bir şekilde seyahat etmesi gerektiğini, yerel mahkemece bu nedenle müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken yapılmamasının doğru olmadığını, yerel mahkemece takdir edilen manevi tazminatların çok yüksek olduğunu, kazada yaralanmayıp sadece yakınları yaralanan kişiler için tazminata hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına da, her bir davacının açtığı ve ret edilen tazminat miktarına göre ayrı ayrı ret vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken tek bir vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, davacı … ev hanımı olup onun için hesaplanan geçici iş göremezlik tazminatının AGİ hariç net asgari ücret üzerinden hesap edilmesi gerektiğini, tazminat hesaplarının PMF ‘ye göre yapılması gerekirken TRH yaşam tablosuna göre yapılmasının da doğru olmadığını, maluliyet raporlarının kaza tarihinde geçerli olan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği esas alınarak rapor düzenlenmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 1-)Kazada yaralanan davacı …’nin kaza tarihinde herhangi bir işte çalışmadığı, ev hanımı olduğu dosya kapsamı ile sabittir. Mahkemece, hükme esas alınan aktüer ek raporunda davacı … için asgari ücret düzeyinde gelir elde edeceği kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Söz konusu zararın hesaplanması sırasında esas alınan asgari ücret, bir çalışmanın karşılığı değil ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı ev hanımı olan destekten dolayı uğranılan zararın hesaplanması sırasında dikkate alınamayacağı açıktır. Buna göre; kazada yaralanan davacı …’nın ev hanımı olması göz önüne alınarak, zarara ilişkin gelirinin AGİ’siz net asgari ücret üzerinden yapılması ve aktif-pasif devre ayrımı yapılmaksızın tüm hesap süresi pasif devre kabul edilerek AGİ’siz net asgari ücret üzerinden hesap yapılarak sonuca ulaşılması gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. ( Bknz. Yargıtay 17. HD’nin 2016/15183 Esas,2019/7030 Karar sayılı ilamı) Bu halde yerel mahkemece yapılacak iş, diğer husular aynı kalmak üzere, yeni bir hesaplama yapılmaksızın, davacı …’in aktif dönem zarar hesabında da ( pasif dönem zarar hesabında olduğu gibi) AGİ hariç asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmak üzere, aynı bilirkişiden ek rapor alınarak, kazanılmış haklara halel gelmemek kaydıyla sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir. 2-)Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin sürücülerin ve yolcuların koruyucu tertibat kullanma mecburiyetine yönelik 150. madde hükmünde “M1, M1G, N1, N1G, N2 ve N3 sınıfı araçlarda 150 cm’den kısa ve 36 kg’ın altındaki çocukların taşınması sırasında çocukların ağırlığına uygun bu Yönetmeliğin ekinde yer alan (1) sayılı cetvelde yer alan çocuk bağlama sistemlerinin kullanılması zorunludur. Ancak, 135 cm’den uzun çocuklar çocuk bağlama sistemleri yerine ön koltukta oturmamak şartıyla diğer koltuklardaki emniyet kemerlerini kullanabilirler.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Somut olayda; davacılar çift taraflı kaza neticesinde kazaya karışan kusursuz araçta bulunan çocuklardan … ve …’nın yaralanmaları nedeniyle maddi tazminat talebinde bulunmuş olup, davacı çocuk …’un arka koltukta …’un kucağında, davacı çocuk …’nın ise yine arka koltukta …’nın kucağında olduğu esnada kazanın meydana geldiği, davacı …’nın kalvikulada kemik kırığı oluşacak şekilde ve davacı …’in de yüzde sabit iz ve sinüste kırık oluşacak şekilde yaralandıkları anlaşılmaktadır. Bu durumda yerel mahkemece, BK.nun 44. maddesi uyarınca iş bu davacılar için hesaplanan tazminatlardan uygun bir indirim (Yargıtay yerleşik içtihatları gereğince %20 oranında) yapılması gerekirken, bu hususun karar yerinde değerlendirilmeyerek göz ardı edilmesi uygun görülmemiştir. (Bkz Yargıtay 17HD’nin 2016/16809 Esas,2019/8135 Karar sayılı ilamı) 3-) a /İhtiyari dava arkadaşı olan davacılar …, … ve …’un her birinin yaralanması nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuş olması, her birinin davasının diğerinden bağımsız olması ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden ayrı ayrı ve yine her bir davacı yönünden kabul edilen maddi ve manevi tazminatlar için ayrı ayrı duruşma vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yerel mahkemece, yazılı şekilde tek duruşma vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.( Yargıtay 4. HD’nin 2021/15277 Esas, 2022/4707 Karar sayılı ilamı) b / Davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı söz konusu olduğuna göre; hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca, her bir davacı aleyhine olmak üzere vekil ile temsil edilen davalı taraf yararına da ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yerel mahkemece davalı taraf yararına tek vekalet ücretine hükmedilmesi de hatalı olmuştur. (Bkz. Yargıtay 4. HD’nin 2018/1915 Esas,2019/5912 Karar sayılı ilamı) Açıklanan nedenlerle, davacılar vekili, davalı … vekili, davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kısmen kabulü ile kararın HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına; kararın kaldırma sebep ve şekline göre, dahili davalı SGK Başkanlığı vekilinin tüm, davacılar vekili, davalı sigorta şirketi vekili ve davalı … vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1/ Davacılar vekili, davalı … vekili, davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurularının yukarıda açıklanan nedenlerle ayrı ayrı KISMEN KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, -Kararın kaldırma sebep ve şekline göre, dahili davalı SGK Başkanlığı vekilinin tüm, davacılar vekili, davalı sigorta şirketi vekili ve davalı … vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına 3/İstinaf yasa yoluna başvuranlar tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendilerine ayrı ayrı İADESİNE, 4/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5/İstinaf yasa yoluna başvuranlar tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 17/07/2023