Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2023/189 E. 2023/93 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/189
KARAR NO: 2023/93
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/11/2022
NUMARASI: 2022/81 Esas – 2022/917 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasına Bağlı Ölüm Nedeniyle Maddi-Manevi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/02/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Görülmekte olan dava; trafik kazasına bağlı ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma maddi tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, a-davacı …’nun maddi tazminat talebinin reddine, b-davacı …’nin maddi tazminat talebinin ıslah olunan şekli ile kabulüne ve 2.879,37 TL’nin davalı sigorta şirketi yönünden 01/12/2012, diğer davalı yönündsen ise 01/09/2011 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlitke davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, c-davacılar …, … ve …’nin manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile; 5.000,00’er TL’den toplam 15.000,00 TL’nin 01/09/2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, ilk derece mahkemesinin 2013/275 esas, 2016/915 karar sayılı ve 27/12/2016 günlü kararına karşın davacılar vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine dairemizce yapılan istinaf incelemesi neticesinde verilen 2019/4771 esas, 2021/2204 karar sayılı ve 30/12/2021 tarihli kararla ve “mahkemece davacı … yararına 08/06/2005 tarihinde hükmedilen yoksulluk nafakasının, ölenin sağlığında eylemli olarak ödenip ödenmediği, yani ölenin boşandığı eşe fiilen destek olup olmadığı konusunda tarafların gösterecekleri deliller toplanıp değerlendirilmeden, daha da önemlisi davacı tarafa bu konudaki iddiasını kanıtlaması bakımından imkan ve mehil verilmeden ” yoksulluk nafakasının evlenme veya herhangi bir şekilde gelirin olması durumunda ortadan kalkacağı göz önüne alındığında, adı geçen davacının maddi tazminat talebinin yerinde olmadığı şeklindeki varsayımsal bir gerekçe ile davacı …’nun destek tazminatına ilişkin talebinin reddine karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu” gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin kararının HMK.m.353/1-a/6.maddesi kapsamında kaldırılmasına karar verilmiş, açıklanan dairemizin bu kaldırma/gönderme kararı gereğince ilk derece mahkemesince yeniden yapılan yargılama neticesinde, davacı … tarafından açılan destekten yoksun kalma maddi tazminatı istemli davada, vefat edenin desteğinin usulüne uygun ispat edilemediği, davacı …’nin maddi tazminat isteminin ıslah talebine göre kabulünün gerektiği ve taraflar yararına manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği görüşünden hareketle; a-davacı …’nun maddi tazminat talebinin reddine, b-davacı …’nin maddi tazminat talebinin ıslah olunan şekli ile kabulüne ve 2.879,37 TL’nin davalı sigorta şirketi yönünden 01/12/2012, diğer davalı yönündsen ise 01/09/2011 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlitke davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, c-davacılar …, … ve …’nin manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile; 5.000,00’er TL’den toplam 15.000,00 TL’nin 01/09/2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davalı … vekili tarafından; davacıların tazminat istemlerinde samimi olmadıkları, müvekkilinin tazminatları ödeyecek ekonomik gücünün bulunmadığı, yasal hükümlere ve yargısal içtihatlara aykırı olarak tazminatların yüksek belirlendiği belirtilerek, yasal süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. (1)29906 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6773 sayılı kanunun 41.maddesi ile değişik HMK’nın 341/2.madde hükmü uyarınca miktar ve değeri 3.000,00-TL’yi geçmeyen mal varlığına ilişkin davalarda ilk derece mahkemesince verilen karar kesin olup, hüküm tarihi olan 2022 yılı itibariyle kesinlik sınırı 8.000,00-TL’ye çıkartılmıştır. HMK’nın 346/1.maddesi hükmü uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının miktarı itibariyle kesin olduğu durumlarda usulden red kararının yerel mahkemesince verilmesi gerekli ise de, temyiz merciine de aynı yetkinin tanındığı 01/06/1990 gün ve 1989/03-1990/04 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı da gözetilmek suretiyle, davalı … vekilinin maddi tazminat yönünden istinaf dilekçesinin ve isteminin; HMK’nın 346/1 ve 352. maddeleri gereğince ilk derece mahkemesinin kararının, davacı … yararına hükmedilen maddi tazminat miktarının istinaf eden davalı yönünden kesin olması nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. (2)6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı, adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda zararlandırıcı eylemin tarihi, olayın meydana geliş şekli, davalı sürücünün asli kusurlu (% 75) olması, ölümün karşılaşılabilecek en ağır sonuç olması, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında, ölüm ile sonuçlanan taksirli eylem nedeniyle hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının yukarıda açıklanan ilkelere ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanmasına ilişkin kurala göre fazla olmadığından, hüküm altına alınan manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1/Bilgileri karar başlığında yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davalı … vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda (1) no lu maddede açıklanan nedenle HMK’nın 346/1 ve 352. maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE, (2) nolu maddede açıklanan nedenlerle HMK’nın 353/1-b/1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2/İstinaf yasa yoluna başvuran davalıdan alınması gereken 1.221,34-TL istinaf karar ve ilam harcından, istinaf başvurusu sırasında alınan toplam 386,03-TL harcın mahsubu ile bakiye 835,31-TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 4/İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a maddesi hükmü gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.02/02/2023