Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2023/1698 E. 2023/1473 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1698
KARAR NO: 2023/1473
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/05/2023 Tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2023/421 Esas
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/09/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin ara kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalının maliki olduğu aracın sürücüsünün, tamamen kusuru ile müvekkiline ait araca arkadan çarpması ile meydana gelen kaza neticesinde müvekkilinin aracında maddi hasar, değer kaybı ve kazanç kaybı oluştuğunu ileri sürerek araçtaki hasar, değer kaybı ve kazanç kaybından kaynaklı zararına karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile (belirsiz alacak) şimdilik 1.500,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini ve öncelikle davalı şirketin gayrimenkul, menkul ve 3.kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep ve dava etmiştir.İlk derece mahkemesince 03/05/2023 tarihli ara karar ile; yaklaşık ispat şartının oluşmadığı gerekçesi ile ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davacı vekilinin istinaf nedenleri; aranması gereken yaklaşık ispatın kesin ispat olmadığı, davalıya ait aracın sigortacısı tarafından bir kısım tazminat dahi ödendiği ancak müvekkilinin zararının sigorta teminatından fazla olduğu, savcılık aşamasında alınan bilirkişi raporu ile davalıya ait araç sürücüsünün tamamen kusurlu olduğunun belirlendiği, bu hususların yaklaşık ispat şartını karşıladığı, dava sonunda tazminata hükmedilmesinin ihtimal dahilinde olduğu hususlarına ilişkindir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.İİK’nın 257.maddesinde “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarının ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” denmektedir.Dava konusu zarar haksız eylemden kaynaklandığından, tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. (6098 sayılı TBK. m.117). Buradaki “muacceliyet” kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır.Davacı vekili tarafından ihtiyati haciz isteminde bulunulmuş olup; alacakların kaza tarihinde muaccel hale geldiği, dava dilekçesine ek olarak sunulan bilgi ve belgelerden aracın hasara uğradığı ve düzenlenen bilirkişi raporuna göre de kazanın gerçekleşmesinde davalıya ait araç sürücüsünün kusurlu olduğu, bu suretle yaklaşık ispat koşulunun da gerçekleştiği değerlendirildiğinde, ihtiyati haciz istemine ilişkin koşulların somut olayda gerçekleştiği hususunda tereddüt bulunmamaktadır.Ne var ki; geçici hukuki koruma tedbirinin uygulanabilmesi için uygulanacak tedbirin amaca uygun ve ölçülülük prensibi ile taraflar arasındaki hak ve menfaat dengesine uygun olması gerekir.Somut olayda; davacı vekili tarafından belirsiz alacak davası açılmış ise de, netice itibariyle harçlandırılmış dava değeri ile yargılama neticesinde davacının hak etmesi muhtemel alacaklarının miktarı, geçici hukuki korumaların amacı, ölçülülük prensibi ve davalının sıfat ve konumu göz önüne alınarak ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesi değinilen ilke ve prensiplere göre doğru bulunmuş olup, yerinde görülmeyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK m. 353/1-b/1 gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe Uyarınca,1/Karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin ara kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2/Alınması gereken maktu istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 28/09/2023