Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2023/153 E. 2023/1101 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/153
KARAR NO: 2023/1101
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/10/2022
NUMARASI: 2018/1276 Esas – 2022/691 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/06/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ZMM sigortası bulunmayan … (…) plaka sayılı motosikletin, davalı …’ın sevk ve idaresi altında iken yaya konumunda bulunan vekil edeni davacıya çarpması neticesinde meydana gelen 29/04/2017 günlü trafik kazasında, ağır bir biçimde yaralanan müvekkilinin uzun süre devam eden tedavisi nedeniyle çalışamadığını, kazanç kaybına uğradığını, ayrıca muhtelif tedavi gideri ve yol gideri gibi masraflar yapmak zorunda kaldığını, kendisine çarpan aracın trafik sigortalı bulunmaması nedeniyle davalı kuruma yapılan başvurudan da sonuç alınamadığını ileri sürerek; fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla 250,00-TL’si tedavi ve ulaşım giderlerine, 250,00-TL’si fizik tedavi giderlerine, 250,00-TL’si bakım giderine ve 250,00-TL’si de aktif ve pasif dönem çalışma gücünde meydana gelen iş gücü kaybı zararına karşılık olmak üzere toplam 1.000,00-TL maddi ve 40.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden işletilecek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, UYAP aracılığıyla dosyaya sunulan 13/05/2022 ve 17/05/2022 günlü ıslah dilekçeleri ile de sürekli maluliyet tazminatına ilişkin istek miktarını 93.016,47-TL’ye ve bakıcı gideri zararına ilişkin istek miktarını da 2.844,00-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya sebebiyet verdiği ileri sürülen aracın hurda kaydının bulunup bulunmadığının araştırılmasını istediklerini zira hurda kayıtlı araçların ZMM sigortası yaptıramayacağını, bu durumda da vekil edeni kurumun sorumluluğu yoluna gidilemeyeceğini mahkemece davalı …’nın sorumluluğu yoluna gidilecek olur ise de sorumluluğun poliçe limiti ve sigortasız araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olması nedeniyle kazanın oluşumundaki taraf kusur durum ve oranlarının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerektiğini, ayrıca bakıcı gideri geçici iş göremezlik dönem zararı ve tedavi giderleri bakımından …’nın sorumlu olmadığının da gözetilmesini istediklerini belirterek davaya karşı koymuştur. Davalı … ise yargılama sırasında sunduğu bilirkişi raporuna itiraza ilişkin 24/09/2021 günlü dilekçe ve diğer beyanlarında özetle; davacının yaralanmasıyla sonuçlanan trafik kazasının oluşumunda kusuru olmadığını, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı raporunda belirtilen ve aleyhe olan hususları kabul etmediğini, davacının iddia edildiği gibi bir yaralanmasının ve maluliyetinin söz konusu bulunmadığını, davacının haksız zenginleşme amacıyla eldeki davayı açtığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları, olayla ilgili olarak İstanbul Anadolu 49. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülerek davalının cezalandırılmasıyla sonuçlandırılan 2018/140 Esas – 2019/449 Karar sayılı ceza yargılamasına ilişkin dosya ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek; davacının yaralanmasıyla sonuçlanan 24/09/2017 günlü trafik kazasının oluşumunda davalı araç sürücüsünün %80 oranında, davacı yayanın ise %20 oranında kusurlu olduğu, davacının kaza neticesinde meydana gelen yaralanmasına bağlı olarak %10 oranında malul kaldığı, iyileşme süresinin de 6 ay bulunduğu ve bu dönem içerisinde 2 ay tam gün bakıcı ihtiyacı içerisinde olduğu benimsenerek, 13/05/2022 günlü aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda; -Davanın maddi tazminat talebi yönünden KISMEN KABULÜ ile; 93.016,47 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 2.844,00 TL bakım gideri olmak üzere toplam 95.860,47 TL maddi tazminatın davalı … yönünden temerrüt tarihi olan 30/10/2018 tarihinden itibaren, diğer davalı … yönünden ise kaza tarihi olan 24/09/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile birlikte davacıya verilmesine,fazlaya ilişkin talebin reddine, -Davanın manevi tazminat talebi yönünden KISMEN KABULÜ ile, 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 24/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir. Karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; kazaya sebebiyet verdiği ileri sürülen … plaka sayılı aracın kaza tarihinden önce hurdaya ayrılıp ayrılmadığının dolayısıyla da ZMM sigortası yaptırması zorunlu olan araçlardan bulunup bulunmadığı ve aracın trafikten çekilme sebebinin ne olduğu araştırılıp belirlenmeden vekil edeni kurumun sorumluluğu yoluna gidilmesinin hatalı olduğu, kabule göre de hükme esas alınan maluliyete ilişkin raporun kaza tarihinde yürürlükte bulunan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik” hükümlerinde belirlenen kriterleri taşımaması nedeniyle hükme esas alınmasının doğru olmadığı, ayrıca aktüer hesaplamanın TRH 2010 yaşam tablosu ve 1,8 teknik faiz uygulamasıyla yapılması gerekirken, bunun yapılmamış olmasının isabetsiz bulunduğu geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri zararından sorumluluğu bulunmayan vekil edeni kurumun sorumluluğu yoluna gidilmiş olmasının da hatalı olduğu, keza bakıcı gideri zararının brüt asgari ücrete göre hesaplanabilmesi için fiilen bakıcı tutulduğunun ve SGK primlerinin yatırıldığının kanıtlanması gerektiğinin gözetilmediği, ayrıca manevi tazminattan sorumlu tutulmayan müvekkilinin herhangi bir ayrım yapılmadan maddi ve manevi tazminat toplam miktarı üzerinden belirlenen vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden diğer davalıyla birlikte sorumluluğu yoluna gidilmiş olmasının da usul ve yasaya aykırı olduğu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerektiğine yöneliktir. Dava, trafik kazası neticesinde meydana gelen cismani zarara dayanılarak açılmış maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. Dosya kapsamından davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikletin yaya konumunda bulunan davacıya çarpması neticesinde meydana gelen 24/09/2017 günlü trafik kazasında yaralanan davacının, tedavi sürecinde çalışamadığını, sürekli sakatlığa uğradığını ve bakım zararı meydana geldiğini ileri sürerek, 29/11/2011 tarihinde davalı …na başvurarak uğradığı maddi zararlarının tazmini istediği, talep gereğince davalı kurum tarafından hasar dosyası açıldığı ancak yapılan araştırma neticesinde kazaya karışan aracın hurdaya ayrıldığı konusunda bilgiye ulaşıldığı, hurdaya ayrılan araçların yeniden tescilinin ve dolayısıyla ile de ZMM Sigorta Poliçesi düzenlenmesinin mümkün olmadığından bahisle …nın herhangi bir sorumluluğu yoluna gidilemeyeceği şeklindeki gerekçe ile talebin karşılanamayacağının 29/08/2018 günlü cevabi yazı ile davacı tarafa bildirildiği ve davacı tarafça açıklanan biçimde ödeme yapmaktan kaçınan davalı …na ve davalı araç sürücüsüne karşı elde davaya açtığı anlaşılmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 21/1. maddesinde “tescil edilen araçlar, tescil belgesi ve tescil plakası alınmadan karayollarına çıkarılamaz” düzenlemesine; aynı Kanun’un 23/2. maddesinde ise “araç tescil belgesini araçta bulundurmayan veya tescil plakasını monte edilmesi gereken yerin dışında farklı bir yere takan sürücülere 92 Türk Lirası idari para cezası verilir. Araç bilgileri doğrulanıncaya ve plaka uygun yere takılıncaya kadar araç trafikten men edilir” düzenlemesine; aynı Kanun’un 91. maddesinde motorlu araçların “zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” düzenlemesine yer verilmiştir. Diğer taraftan; …na başvurulabilecek halleri düzenleyen 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14/2-b maddesi ve … Yönetmeliği’nin 9/1-b maddesi gereği, …nın sorumluluğu için, zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğu bulunduğu halde, bu sigortası yapılmamış olan bir aracın, 3. kişinin zararına sebep olması gerekmektedir. Zorunlu olan trafik sigortasının yaptırılması bakımından da her şeyden önce, sigortası yapılacak aracın kanun kapsamında kalan tescilli bir araç olması gereklidir.(Bkn; Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2022/3115 E,-2022/7521K, sayılı içtihadı) Bu durumda davalı …na trafik sigortasız aracın neden olduğu zarar iddiası ile husumet yöneltildiği, …nın sorumluluğunun sigortalılık yasası ve … yönetmeliğine göre ancak ZMSS yaptırması zorunlu bir araç bulunması halinde söz konusu olabileceği, davalıya husumet düşüp düşmediğinin doğru biçimde tespit edilmesinin gerekliliği ve bu hususun re’sen gözetileceği dikkate alınmak suretiyle; kazaya karışan … plakalı araca ait trafik tescil dosyasının tamamının (aracın ilk tescil kaydından itibaren) ilgili merciden getirtilmesi ile aracın tescil kaydının silinip silinmediğinin, silinmiş ise silinme sebebinin ve yeniden tescilinin yapılıp yapılmadığının saptanması ile davalı …nın hukuki durumunun yukarıda açıklanan yasa ve mevzuat hükümleri kapsamında takdir ve tayini gerekirken anılan hususlar için yeterli araştırma yapılmadan ve bu hususlar karar yerinde tartışılmadan karar verilmesi doğru olmamıştır. Hal böyle olunca; davalı … vekilinin istinaf talebinin yukarıda açıklanan nedenle kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK’nın 353/1-a/6 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve kaldırma gerekçesi gözetildiğinde istinaf eden davalının öteki istinaf itirazlarının bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 06/10/2022 tarih ve 2018/1276 Esas-2022/691 Karar sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, -Kaldırma gerekçesi değerlendirildiğinde davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine YER OLMADIĞINA, 2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem, araştırma ve yargılama yapılarak, yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde davalıya İADESİNE, 4-İstinaf incelemesinin dosya üzerinden yapılması nedeniyle, avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından, istinaf aşamasında yapılan diğer yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek müteakip kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a madde hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/06/2023